54. Sayı: Ağustos 2018

Merhaba sevgili okurlarımız,

Sıcak yaz mevsiminin son günlerinde birbirinden güzel dokuz yazıyla yine karşınızdayız bu sayımızda.

Biz kimiz? Kimliğimizi biz mi inşa ediyoruz yoksa bize layık bulunanı mı kabul edip kuşanıyoruz? Dayatılanı kabul etmezsek nasıl hissediyor ve ne yaşıyoruz? İşte Bahar Yavuz tüm bunları düşündürüyor bize bu ay. Sonra konuk yazarımız Habil Bozkurt kendi kimliğini ve bağımsız hareketini kazanmak için yürüdüğü yolu tatlı tatlı anlatıyor bizlere. Mutlaka okuyun. Yolda keyifle yürürken canınızı sıkanlar çıkmayacak mı peki? Elbette! O zaman onlara neler söyleyebileceğinizi duymak için Elif Emir Öksüz’ün yazısına kulak verelim.  Söyleyeceğinizi söylediniz çünkü bir meseleniz ve anlatacaklarınız vardı ama karşılık gelmiyor öyle mi? Acaba neden? Merak edenler Meral Sözen’in, yine bizi bize bizden iyi anlatan yazısına uğramadan geçmesin. Tüm bu mücadele bazen çok heyecan verici ama bazen de yorucu, sıkıcı ve karamsarlığa kapılıyorsunuz öyle değil mi? İnancınızı tazelemek istiyorsanız Sevgi Mart’ın yazısını bir solukta okuyacaksınız.  Peki aşk sizce zor mu? Kimliğinin her bir parçası ile mi seversiniz birisini ya da kimliğine yüklenen kalıplar nedeniyle onu red mi edersiniz? Mihri İlke Çeperli kişisel deneyimleri üzerinden yazmış bu ay. Herkes okumalı. Cinsellik söz konusu olduğunda bize dayatılanları daha mı kolay kanıksıyoruz? Peki bu nelere yol açar? Öğrenmek isteyenleri Beyza Ünal’ın bu çok önemli konuyu kaleme aldığı yazısına bekliyoruz. Kimliklerden bu kadar bahsedip erişilebilirlikten söz etmemek olmaz. Sağlık hizmetleri ve ilaçlar konusunda sıkıntılarınız mı var? Konuk yazarımız Gözde Kılıç bu konudaki deneyimlerini ve beklentilerini paylaşmış. Bakalım neler söylemiş bizlere? Erişilebilir bir hediye almak harika! Peki bu uğurda ne kadar mücadele vermek gerekiyor? Yazarımız Mürşide Ciğerlioğlu kendi macerasını anlatıyor bizlere. Mutlaka okuyun.