69. Sayı: Kasım 2019

Merhaba sevgili okurlar,

            Bu ay yine EEEH Dergi ekibi olarak dopdolu bir içerikle karşınızdayız. Acaba bu ay bizi neler bekliyor deyişinizi duyar gibiyiz. Gelin dergi içeriğinde bizi nelerin beklediğine hep birlikte göz atalım.

Biliyorsunuz bir Engelsiz Erişim geleneği olan ve her yıl Ekim ayında Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen Beyaz Baston ve Erişilebilirlik Festivali’nin bu sene altıncısı gerçekleşti. Sevgi Mart da bu ayki yazısında festivali konuşturmuş ve kendi üslubuyla içten ve sıcacık anlatmış oradaki ortamı ve neler yaşandığını. Festivalde bulunmanın yeri ayrı ancak gelemeyenleri de çok güzel bir gezintiye çıkarıyor Sevgi’nin yazısı.

Engin Yılmaz bu ayki yazısında GETEM’de gönüllü okuyucu olan kişiler için düzenlenen sertifika töreninde yaptığı konuşmanın tam metnini bizlerle paylaşıyor. Konuşma metninde gönüllü okuyucuları birbirinden güzel sorularla neden orada olduklarını düşünmeye teşvik ediyor.

Canan Çam Yücel ise, Altı Nokta Körler Vakfı liderliğinde yürütülen ve yaklaşık bir yıldır devam eden bir projenin farkındalık ile ilgili kısmından bahsederek herhangi bir engele sahip olmayan çocuk ve gençlerin engellilik üzerine neleri nasıl dile getirdiklerini kendi gözlemlerini de katarak bizlere ulaştırıyor.

Bizler “farkındalık” derken, bu hak temelli mücadeleler için festivaller, sertifika törenleri, projeler gibi değerli çalışmalardan bahsederken; bazı ebeveynlerin otizmli çocukları okullarında istemedikleri için protesto ettikleri haberine rastlıyoruz. İşte Bahar Yavuz bu güncel haberi ele alıyor ve bizlerle görüşlerini paylaşıyor.

Otizmli çocuklar okullarda yuhalanırken, otizmi anlatan bir TV. dizisi izlenme rekorları kırabiliyor. İlke Çeperli, bu ayki yazısında Mucize Doktor dizisindeki karakterlerin gündelik yaşamdaki karşılıklarını sorguluyor.

Bu ay bizimle olan konuk yazarımız Çağrı Artan, internetin ilgi çekici ve iddialı dizisi “In The Dark” ile karşımızda. On üç bölümden oluşan ve betimlemesi olan bu diziye dair görüş ve eleştirilerini bizlere aktarırken medyada sakatlığı temsil eden kişilerin sakat olmayan oyunculardan seçilmesinde sağlamcı bakış açısının etkisine ve bunun filme nasıl yansıdığına dikkat çekiyor.

Bu ayki konuk yazarlarımızdan Elifnur Aybaş da bugüne bakıldığında, sakatlar açısından teknolojinin olmadığı bir ortam hayal ettiğinde, garip ve çekici bir zihinsel egzersiz içinde buluyor kendini. Tarihteki sakatları düşünürken, BBC’de bir belgesele rastlıyor ve bizler için belgeselin ilk bölümünün çevirisini yapıyor. Hayli ilgi çekici olan bu belgesel, gelecek bölümlerde de ufkumuzu genişletmeye devam edecek gibi görünüyor.

Meral Sözen, bir kaza sonucu sakat kalan ve yaşamına tekerlekli sandalye ile devam eden bir kişinin başkahraman olduğu, “Nü Peride” adlı ödüllü romanı analiz ediyor ve kanıksanan “sağlamcılık” kavramına vurgu yapıyor.

Bu sayıda Gülcan Altun’dan bir sesli betimleme değerlendirmesi almasak olmazdı. Gülcan yine dopdolu bir değerlendirme ile bizlerle oluyor ve yerli sinemanın tanıdık pek çok yüzünün bulunduğu “Anlat İstanbul” adlı filmi bizler için değerlendiriyor.

Bir de bu sayıdan itibaren dergimizin yeni bir köşesi var. Bundan sonraki tüm sayılarda, ta ki bir sonraki Beyaz Baston ve Erişilebilirlik Festivali’ne kadar festivalde bulunanların deneyim ve izlenimlerine yer vereceğiz. Sizler de festivale ilişkin paylaşımlarınızı bizlere ulaştırıp köşemizde yerinizi alarak bu eşsiz deneyimi ölümsüzleştirebilirsiniz. Festivalde gönüllü olan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin paylaşımlarıyla başlıyoruz; öyle güzel anlatmışlar ki izlenimlerini, okuduğunuzda sizin de çok beğeneceğinize eminiz.

     Festivaller, sertifika törenleri, projeler, güncel haberler, diziler, belgeseller, sesli betimlemeli filmler derken bu aylık da bizden bu kadar. Bir sonraki sayıda tekrar buluşmak dileğiyle. Herkese iyi okumalar.