Editörler: Meral Sözen
Yazım Denetimi: Gülcan Altun, Canan Çam Yücel.
Web Sorumlusu: Can Deniz Balkaya, Ramazan Derin
İletişim Bilgileri
İyi yıllar değerli takipçilerimiz. Tabii geçen yıl yaşadıklarımız ve okuyacaklarınız sonrası nasıl iyi bir yıl olabilir sizler karar verin. Dergimizin yazarları bu sayıda da tüm yaşadıklarını ve yaşananları, yüreklerindeki her şeyi dökmeye devam ettiler klavyelerinden sizler için.
Bir sivil Toplum kuruluşu tarafından yayınlanan bir dergi olarak, Sivil Toplum kuruluşlarıyla ilgili adeta tabutumuza son çiviyi çakan yasal düzenlemeye sessiz kalamazdık elbette. Sevgi Mart Göçen kaderin garip cilvesi tam da 31 Aralık günü resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7262 sayılı yasa tasarısının derneklerden, vakıflardan neleri götürebileceğini anlatmış bizler için. Derneklere kolaylıkla kayyum atanarak faaliyetlerinin sonlandırılabilmesi, Herhangi bir kamu görevlisi tarafından STK’lerin denetlenmesi ve yaptırımlar uygulanmasına kadar, BİR STK’nin bağımsızca çalışabilmesi her yönüyle engelleniyor. Kısaca Sevgi Hanım’ın da dediği gibi Sivil toplum tatil ediliyor. Nasılını Sevgi Mart Göcen’in satırlarında bulacağız.
Burak da Kötü giden her şeyi 2020 takvim yapraklarına atıp kurtulmaya çalışma saçmalığından rahatsız olanlardan. Sürekli kendimizden vazgeçmeyi öğütleyen çoğunluk ve toplumsal baskıdan kurtulmak nasıl mümkün olabilir sizce? Saygı hangi durumda anlamlı bir şeye dönüşebilir? Yanıtını Burak Sarı vermeye gayret ediyor satırlarında.
Burak’ın ortaya koyduğu, farklılıkların bir şekilde aşağılanması o kadar sarmış ki her yeri, tarihte, edebiyatta, evde, iş yerinde her an karşımıza çıkıyor. NFB’nin efsanevi başkanı Kenneth Jernigan Bundan 46 buçuk yıl önce, 3 Temmuz 1974 NFB konuşmasında edebiyatta körler hakkında yaratılan 9 miti ele almış. Bu mitler arasında körlük; mükâfatlandırış ve bir mucizevi güç olarak da ele alınıyor, tam bir trajedi, aptallık ve çaresizlik veya şeytani bir kötülük olarak da. İşin daha kötüsü bu mitlerin yaratılması ve yeniden üretilmesine bizzat kör olan yazar ve şairler de önemli katkılarda bulunuyor. Neden derseniz, yanıtını Jernigan’ın konuşmasında bulacaksınız. Yazı dizisinin ikincisini Yine Soner ve Amine Ennur çeviri ve düzeltmeleriyle okuyoruz. Bizlere o kadar kıymetli bir çeviri kazandırıyorlar ki, tarih adına kendilerine kocaman bir sağ ol demek istiyoruz.
Meral Sözen de bu ayki yazısında, ötekileştirmenin gizli bir sembolü haline gelen “birey” sözcüğünün kullanımını irdeliyor. Dildeki farkındalık düşüncedeki farkındalığı getirir, o yüzden dilimizin sınırlarında bir keşfe çıkmak için bu yazıya mutlaka zihninizde bir yer açın.
Dedik ya çaresizlik, eşitsizlik söylemi sarmış her bir yanımızı diye, Nurşen Korkmaz bunu nasıl değiştirebiliriz sorusu için harika bir adres bulmuş: çocuklar. Nurşen’in değimiyle boş bir kaset gibi verdiğimizi alacak çocuklara yeti farkının ne olup ne olmadığını nasıl anlatacağımız biz yetişkinlerin elinde.
Adı eşit, Erişilebilir Engelsiz Hayat olan bir derginin içinde erişilebilirlik deneyimlerine yer vermesek garip olmaz mıydı? Bu ay yüksek lisansta, bilişimde, ev işlerinde ve örgüde tam 4 erişilebilirlik yazısı sunuyoruz sizlere.
Konuk yazarımız Gözde Kılıç, epeydir ara verdiği yazılarına Bu ay yüksek lisans deneyimleriyle dönüyor. Bu deneyimleri bir yazı dizisi şeklinde hazırlamış Gözde. İlkinde Bilgi Üniversitesi İnsan Kaynakları yüksek lisans programına başvuru sürecindeki erişilebilirlik deneyimlerinden söz ediyor bize.
Can Deniz Balkaya ise bilişim köşesinde bu sefer Twitter sitesine gitmeye gerek kalmadan kolayca Tweet atıp gelenleri okumamızı sağlayan erişilebilir bir programı konu almış: TWBlue. Pithon diliyle geliştirilen TWBlue sayesinde Twitter yönetimi klavye kısa yollarıyla çok daha kolay. Detaylar Can Deniz’de.
Tuvaletten 3 veya 5 metre uzakta açıkta bulunan diş fırçası üzerinde klozetten yayılan partikül ve bakterilere rastlandığını biliyor muydunuz? Böyle başlıyor yazısına Murat Kefeli. Yani klozet, küvet, banyo temizliği önemli. Hafife almaya gelmez. Yavaş yavaş ve vakit ayırarak yapmalı. Murat Ev İşlerine sıfırdan giriş yazı dizisinin altıncısında işte bu detaylı temizlik sürecini uzun uzun yazmış.
STK’lerin tatile çıkarılmasına yol açacak yasal düzenlemeden ve edebiyatta, tarihte her yerde aşağılanmanın yeniden üretiminden haberdar olup, son olarak da bakterilerle dolu banyo temizliği yaptıysanız, stres katsayınız hayli yükselmiş olmalı. Duyduk ki psikologlar rahatlamak için örgüyü tavsiye ediyorlarmış. Vallahi biz Gülcan’ın yalancısıyız. Nasıl başlayacağımız, nasıl keseceğimiz ve örgüyle ilgili bilmemiz gerekenler birkaç ilmek düzenine dayanıyormuş. Burada hadi oradan demek geçti içimizden ama bir editör yazısında böyle ifadeler pek de olmaz değil mi? “Düz ilmek, haroşa gibi terimleri anlatıyorsun da Gülcan, İlmek ne ki?” diyorsanız bunun yanıtını da veriyor bu anlaşılması güç yazısında Gülcan Altun.
83. heybemizde bunlar vardı dostlar. Yeni yıl çok da umutlu haberlerle başlamamış olabilir. Ama önemli olan sizlerin, bizlerin hala peşinde koşmak isteyecekleri hedeflerinin olması. Hedefin ve amacın olduğu yerde umut da vardır emin olun. Şimdi klavyemizden sizlerle buluşabilmemizin arkasındaki isimlerden birisi olan Louis Braille de bir ocak gününde doğmuştu hatırlayın. Şubat ayı dergimizin doğum günü. Dile kolay tam yedinci yılına giriyor EEEH Dergi. Bu bile, Eşit, Erişilebilir, Engelsiz yaşam ilkelerini birer gaye haline getirenlerin neler yapabileceğini göstermiyor mu sizce hepimize? Yedinci yaşımızı dolduracağımız 84. sayımızda yeniden görüşmek üzere.
Sesli Dinle