Toplam Okunma 0
Merhaba arkadaşlar.
14 Mayıs’ta bir seçim var ve yine bağımsız, erişilebilir oy kullanma sorunu gündemde. Bu seçimin ne kadar önemli olduğu gerçeğini bir yana bırakırsak, çünkü bu yazının konusu değil, biz yine oy kullanma konusuna odaklanalım. Özellikle de yurt dışında engelliler açısından bu konuya kısaca bakalım. Ben Almanya'da yaşıyorum. Bu nedenle buradaki uygulama konusunda biraz bilgi vermeye çalışacağım.
Almanya, eyalet sistemine göre yönetilen bir ülke. Her eyaletin ayrı parlamentosu, ayrı hükümeti ve bakanları, başbakanı var. Bu nedenle eyalet seçimleri ve merkezi hükümet seçimleri ayrı ayrı yapılıyor. Körlerin dernekleri de aynı şekilde örgütlenmiş. Yani bir çatı örgütü ve her eyalette ayrıca dernekler bulunuyor. Esas olarak iki farklı oy kullanma yöntemi var burada. Birincisi mektup yoluyla, ikincisi de bildiğimiz oy verme yerine giderek bizzat kullanmak.
Birincisi yani mektupla kullanmak şöyle: Seçimden çok önce her seçmen bir mektup alıyor ve oyunu mektup yoluyla kullanıp kullanmayacağı soruluyor. Eğer böyle kullanmak istenirse mektupla gelen form doldurulup gönderiliyor. Sonrasında kişiye seçim pusulası geliyor. Böylece kişi evinde rahatça seçim pusulasını doldurup göndererek oyunu kullanmış oluyor. Ben bu yolla birkaç kez oy verdim. Biz görmeyenler için rahat bir yol.
Diğer oy kullanma yöntemi ise biz körler için şablon yöntemi. Eğer bir körler derneğine üye iseniz ya da orada bir şekilde telefon ya da adresiniz varsa, seçimden önce size seçim şablonu gönderiliyor ya da siz bunu dernekten talep edebiliyorsunuz. Ayrıca bir de nasıl kullanılacağına ilişkin bir sesli anlatım CD'si geliyor. Bu CD’de adaylar ve partiler hakkında da ayrıntılı bilgi bulunuyor.
Şablonda yukarıdan aşağıya işaretleme yerlerine gelen yuvarlak delikler var. Her deliğin yanında Braille alfabesiyle aday ve partilerin adı yazıyor. İstediğiniz aday ya da partiye gelen yuvarlağın içine kalemle bir çarpı atıyorsunuz. Eğer yine de yardıma ihtiyacınız olursa, oradaki görevliler size yardımcı oluyor.
Kısaca buradaki seçim atmosferinden de bahsetmek istiyorum. Almanya’da seçim öncesi partilerin çalışmaları çok sakin geçer. Bizdeki gibi davullu zurnalı olmaz. Partiler ve adaylar belli yerlerde stantlar kurar ve gelen ziyaretçilerine broşür ve bildiri verirler. Çocuklara balon, sakız gibi küçük hediyeler dağıtırlar. Yani kavga gürültü olmaz. Aynı şekilde oy kullanma mahalleri de çok sakindir. Seçim gecesi de insanlar televizyon başında sonuçlarını izler. Ne çalma çırpma söylentisi ne de dedikodu olur. Her şey şeffaf bir şekilde sonuçlanır ve kaybedenler muhalefet olmayı kabullenerek kazananı tebrik eder. Yani anlayacağınız insana “Ne güzel şey bu demokrasi” dedirtir.