Toplam Okunma 0
Sarı pelerinli, yeşil eldivenli, arkası dönük adam konuşma balonunun içinde yazılı ‘sevgi her engeli aşar” cümlesini tamamlayamadan hemen karşısında duran siyah giysili, pelerinli ve burnunun altına kadar inen başlığının tepesinde ucu sivri iki yarasa kulağı ile Batman ‘bi’bitmediniz’ diyerek ona tokat atıyor.

Sağlamcı ideolojilerin engelliyi korunmaya muhtaç görmesi sebebiyle, hak temelli yaklaşımdan uzak "Hepimiz engelli adayıyız"a dönüştürmesi hâli de kaçınılmaz oluyor. Çünkü biz ve öteki durumu oluşturuyor bu bakış açısı tepeden tepeden! Kardeşlik söyleminin de ne kadar kof bir söylem olduğunu yeni atlattığımız seçim döneminde neredeyse yok denecek kadar az engelli aday gösterilmesiyle gördük üzülerek, öfkelenerek.

 

“Biz sizi koruyalım, sevelim, dua edelim ama haklarınızın eksik bırakılması noktasındaki taleplere "Ona sıra gelene kadar”dan başlayıp "Şimdi gündem çok yoğun”a uzanan küstahça bir öteleme ile karşılık verelim.”

 

Eee peki şimdi değilse ne zaman? Bunun sırasını, vaktini nasıl siz belirliyorsunuz? Mesela hangi yetkiyle? Sevginin her engeli aşması yetkisine dayanarak mı? O artık hiç tutmuyor ayrıca.

 

Sağlamcı bakış açısı, engellenmişliği doğal ve doğal kalması gerektiği üzerinden şekillendirdiği için çok da bir şeyleri değiştirmeye gerek görmüyor. Engelli yolu diye sorulduğunda bir belediye başkanı, “Biz elinden tutar götürürüz. Her yol bitti de engelli kaldı” diyecek kadar ayarsızlaşabileceğine inanır.

 

Yeni vekil olan eski bir gazeteci, “Otistik Medya” diye yazı yazıp ardından gelen eleştirilere hakaretlerle cevap verecek cüreti bulabilir. Zaten seçim dönemlerinde çoğu siyasi inci gibi dökülür hep. ”Kör sağır iktidar, dilsiz medya” uzar gider.

 

En son bir siyasi yine “O da çıksın konuşsun, engelli mi?” diye bir tweet attı. Buna gelen tepkileri kendisi hariç herkes aklama derdine düştü. “Öyle demek istemedi ablası” kıvamında açıklamalardı çoğu tabii ki. Kendisi açıklama yapmaya gerek bile duymadı. Zaten açıklasa ne olacak? Klâsik “Ben onu hakaret için demedim, o amaçla söyler miyim?” Genel sağlamcı kalkanıdır. Daha ileri gidip "Ben 'onları' severim, ailemde/akrabamda var"a kadar uzar mevzu. “Benim de Kürt arkadaşlarım var, Alevi komşularım da var” kalkanı gibi. Sağlamcılık; ırkçılık, homofobi, cinsiyetçilikten pek farklı değildir zira. Bir açıklama yapmaya gerek duymayan bu zatların çoğu engellilere dair belirlenmiş özel günlerde iki fotoğraf, bir-iki özlü sözle günü kurtarıp “Yanındayım” mesajını vermiş olacak nasılsa! Oysa sayıları milyonlar olan engelliler ve yakınları olarak siyasi temsiliyeti olanların daha açıklayıcı, ayrımcı tabirleri hayatından çıkardığı bir politika yürütebileceğini görmek isterdik. Olması gerektiği gibi yani.

 

Kapsayıcı politikalar, hak temelli yaklaşımlar, dönüşümler elbette mümkün. Fakat öncelikle o içinizdeki kibir abidesi sağlamcıyı ortadan kaldırarak mümkün. Biz durmaksızın bu meseleyi takip edeceğiz, ta ki siz anlayana kadar. Çünkü öteleyip ertelediğiniz yurttaşlık haklarımızı ancak zihninizdeki algıyı dönüştürerek lütuf kapsamından çıkaracağımızı biliyoruz.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.