Her şey İstanbul’da yaşayan Engelli Kadın Derneği üyesi sevgili Mine’nin Feminist Gece Yürüyüşü için engelli kadınlarla ilgili bir pankart yazmak ve taşımak istemesiyle başladı. Yarım saat içinde minik bir beyin fırtınasıyla dört pankart ortaya çıkardık. Hepsi ayrı güzel, hepsi ayrı kıymetli. Derneğin sosyal medya hesaplarında yerlerini aldılar bile. Bu ay bunlardan birinin hikayesini anlatmak istiyorum şimdi sizlere.
Yazının görselinde de yer alan bu pankartta “AccesSİBEL Everywhere” yazıyor. Dikkat çektiği nokta, engelli kadınların hayatın her alanında yaşadığı erişilebilirlik problemleri. Yazı her ne kadar dahiyane olsa da anlaşılması için biraz açıklama gerektiriyor. İngilizce de “accessible” “erişilebilir” demek. Yanına bir de “everywhere” ekleyince “her yer erişilebilir” gibi bir anlam çıkıyor. Burada minik bir harf oyunu yapıp “accessible” yazarken kelimenin sonundaki “e” ve “l” harflerinin yerini değiştirdim. Böylece kelimenin sonu, “Sibel” olarak bitti. Tüm engelli kadınları temsilen büyük harfle yazdık “SİBEL” ismini. Pankartımız, tüm engelli kadınların hayatın her alanına erişebilmesini temenni eden bir slogandan oluştu. Önce yazdığım şey komik gelse de kızların da fikri beğenmesiyle pankarta yazıldı. Mine sağ olsun, yürüyüşte de yerini aldı. Birkaç dakika içinde bu fikri iyice sevdim ve bu ayki yazıma taşımaya karar verdim.
Daha önce buradan duyurusunu yaptığım bir araştırma vardı hatırlarsınız. Engelli Kadın Derneği, araştırmayı tamamladı. Bu ay sonunda rapor okuyucularla buluşacak. Şubat sonunda bir toplantı yapıp sonuçları sivil toplumla paylaştık. Raporda inanılmaz fazla konuda bir sürü detaylı analiz yer alıyor. Bana kalırsa tüm raporun özeti erişilebilirlik ihtiyacı.
Eğitimin pek çok alanda fark yarattığını görüyoruz. Eğitim düzeyi yüksek engelli kadınlar, istihdamda daha fazla yer alabiliyor. Kendi kazandıkları parayı nasıl harcayacaklarına daha fazla ölçüde kendileri karar verebiliyor, engellilikle ilgili destek teknoloji, yardımcı cihaz veya tıbbi malzemeler sosyal güvenceleri tarafından kapsanmadığında ihtiyaçlarını kendi imkanlarıyla giderebiliyor, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının politika ve faaliyetleri hakkında daha gerçekçi yorumlar yapabiliyor ve sağlık hakkından bile daha fazla yararlanabiliyor. Eğitime devam edememe ve eğitimde yaşanan sorunlara baktığımızda ise erişilebilirliğin hem eğitim hem de dolaylı olarak yukarıda saydığım ve sayamadığım pek çok şey için kilit bir konumda olduğunu görüyoruz. Kadınlar okullara ulaşmada, okullara ulaşabildiklerinde ise ders materyal ve içeriklerine erişmede sorunlar yaşadıkları için eğitimlerini belli bir noktada yarıda bırakmak zorunda kalabiliyor. Fiziksel engelliler için toplu taşıma, rampa veya asansör gibi unsurlar kilit rol oynarken görme ve işitme engelliler için derslerin engel türüne uygun anlatılması ve uygun materyallerle desteklenmesi önem kazanıyor. İşitme engelli kadınlar okuma-yazma öğrenmede dahi sıkıntılar yaşıyor. Dolayısıyla hayatın geri kalanında da yazılı iletişimin kilit rol oynayabileceği durumlarda dezavantajlı konuma düşüyorlar.
İşte bu yüzden yukarıda açıkladığım slogan kafamın içinde döndü döndü ve büyük bir anlama büründü. Engelli kadınların hayatın her alanına erişebilmesinin sembolü oldu. Sevgili Mine bizi gece yürüyüşünde temsil etti. Hem sokakların erişilebilirlik problemleri hem de olası bir polis müdahalesinde engelli bir kadın olarak kaçmanın zorlukları nedeniyle yürüyüşe de katılmak hepimiz için mümkün olmayabiliyor çünkü.
Erişilebilirlik haktır, lütuf değil. Engelli kadınları güçlendirebilmenin yolu da erişilebilirlikten geçmektedir. Bu yüzden amacımız “AccesSİBEL Everywhere.”