Geçenlerde okuduğum bir haberde, kiracısı olduğu evle ilgili erişilebilirlik sorunu yaşayan fiziksel engelli bir adamın bu sorunu çözme yolunda komşularıyla verdiği mücadeleden bahsediliyordu. Adam girişteki basamakların yerine rampa konmasını istiyor, fakat estetik duyguları oldukça gelişmiş sanatsever komşular bunun mahalleyi adeta bir viraneye çevireceğini düşündüğünden buna pek yanaşmıyormuş.
Pek çok ibrettaşımın başına gelen durumlar bunlar. Evine ateşler salacağımızı düşünüp ev vermeyenler, “Musluğu açık unutup evimi olimpik yüzme havuzuna çevirirsin.” deyip kirayı iki katına çıkaranlar, daha neler neler… Bir arkadaşımızın bu konuya ilişkin “kültürel ve sosyolojik, bir o kadar da bilimsel ve felsefi” araştırmaları, bu sorunun tamamen oturulan semtlerin seçiminde kültürel birikimin çok önemli olduğunu gösteriyormuş. Sakat yerine “özel gereksinimli ” kelimesini kullanabilecek kadar etimoloji bilgisine sahip ve Divan-ı Lugati’t Türk’ten Kamus-u Türki’ye pek çok sözlüğün sayfalarına dökülen hardalı yalayıp yutmuş insanlar engellileri böyle küçük görmez, onlardan böylesine kaçmaz imiş.
Neyse, ben de bu çalışmadan pek bir etkilendim. Hak verdim arkadaşıma. Sonuçta okul görmüş insanlar, davranış notları pekiyi. Cahiller gibi bize “sakat” demezler, “özel gereksinimli” gibi ulvi bir titrimiz olur onların gözünde.
Sonra efendim, gaza geldim. Topladım bizim ibret-i alemi, aldık beleş akbilleri düştük yola, doğruca şu rantsal dönüşümlü Elitevler projesinin mimarı Veli Cağaloğlu’na gittik. Başladım anlatmaya:
“Bakın Veli Bey, biz ibretlikler evsiz barksız bahçesiz parksız kaldık. Bizim bir felsefi arkadaş var, o bize dedi ki siz hep varoşlarda oturduğunuz için böyle oluyor. Elit yerlerde, kültürlü yerlerde otursanız böyle olmaz. Bizim de aklımıza yattı, ama malumunuz ibret maaşıyla bu devran dönmez. Siz bize bu Elitevler’den elitçene bir daire verseniz, hem biz barınırız, siz de günahlarınızdan arınırsınız.”
Adamın da aklına yattı. Şöyle bir proje oluşturduk: Bu Elitevler’den bir apartmanı bize ayıracaklar. Bizim istediğimiz her türlü düzenleme ve iyileştirmeyi yapacaklar. Ancak, evlerin tasarımı değişecek, haliyle fiyatı da değişecek. O yüzden bizim apartmanların ismini Özelgereksimlihane olarak değiştireceklermiş. İnsanlar bilsin de ona göre tutsunmuş. Komşu apartmanlardaki dairelerin ilanında da özelgereksinimlihane manzaralı yazacakmış. Bir de siteye sakat arkadaşlarımızın girmesi yasak, ama özel gereksinimliler rahatça girip çıkabilir. Onlar daha zararsız ve sevimli ne de olsa.
Ayrıca, konut sakinlerinin özel mi özel gereksinimlerini karşılamak üzere misafirleri geldiği vakit kapı zili, empatiyi çağrıştıran ve “Sen de engelli olsan anlardın.” mesajı veren “Kör Olasın Suzan Suzi” melodisi şeklinde ayarlanacak. İşitsel özgereksinimli bireyler içinse kapı zili, duvarlarda o türkünün video klipinin oynatılması şeklinde olacak.
Bunların dışında isteğe bağlı olarak pek çok düzenleme, “Özel gereksinimsizseniz, özel gereksinim sizsiniz.” Düsturunu benimsemiş ve “Elitev alma elit komşu al” projesi etrafında toplanan kültürlü komşularca düşünülüp taşınılarak gerçekleştirilecek.