Temel bir insan hakkı olan iletişim, insanlığın en büyük güçlerinden biridir. Her birimiz iletişime geçme ihtiyacı duyarız; bazen sesimizi duyurmak için, kendimizi ifade edebilmek, hakkımızı savunmak için, bazen de aşık olmak veya acımızı mutluluğumuzu paylaşabilmek için.
Dil, insanoğlunun varoluşunun özünde yer alır. Bağımsızlığımızı sağlamak için kullandığımız dilimiz; başkalarına muhtaç olmadan kendi tercihlerimizi yapabilmek, kendi kararlarımızı alabilmek için bizim en dayanıklı yol arkadaşımız olur.
İletişime geçmek için sözel veya sözel olmayan iletişim metotlarından yararlanırız. Sözel iletişim özetle: Kişinin artikülatörlerini (ağız, diş, dudak vs.) ve sesini kullanarak kendini ifade edebilmesidir. Bunun dışında karşımızdaki kişiyle iletişim kurduğumuzda, söylemek istediklerimizi yalnızca seçtiğimiz sözler ile değil, gözlerimizle, yüz ifademizle, beden hareketlerimizle, ses tonumuzla, mesajımızdaki vurgularımız ile de söyleriz. Konuşulan dil dışında kullandığımız ifade imkanlarını da “sözel olmayan iletişim” olarak ifade ederiz. Kişinin söze ihtiyaç duymadan kendisini ifade edebildiği sözel olmayan iletişim yapıları olan jest, mimik, el, kol hareketleri gibi beden hareketleri aslında bebeklikten itibaren sürekli kullanılmaktadır. Yapılan çalışmalarda, konuşan ve dinleyen arasındaki alışverişin %7’sinin kelimelerle, %93’ünün beden dili ile olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla etkili iletişim kurabilmenin yolu hem sözel hem sözel olmayan birçok metottan yararlanmaktır.
Nörolojik, anatomik, genetik veya sebebi bilinmeyen birçok nedenle birçok kişi iletişime geçmek için sözel iletişimi kullanamamaktadır. Sözel iletişimi kullanamayan bireyler için alternatif iletişim metotları önerilir. Ayrıca sözel iletişime geçebilen birçok kişi, iletişimin sürekliliğini, yeterliliğini ve akıcılığını arttırmak için destekleyici iletişim sistemlerinden yararlanabilirler. Sözel iletişim dışında kullanılabilen tüm iletişim metotlarına Alternatif ve Destekleyici İletişim (ADİS) denir.
Sözel iletişime geçememek ile iletişime geçmek istememek veya söyleyecek bir şeyi olmamak aynı şey değildir. Dolayısıyla herhangi bir sebepten dolayı sürekli olarak veya ara ara sözel iletişim kullanmayan kişilerin etkili, istikrarlı ve yeterli alternatif ve destekleyici iletişim sistemlerine (ADİS) ulaşabilmeleri bir haktır. Çünkü genel olarak iletişim bir haktır!
Kişi sözel olarak iletişime geçemediğinde, genellikle diğerleri, o kişinin yeterlilikleri, potansiyelleri, düşünme ve öğrenme yetenekleri hakkında yargılarda bulunurlar. İletişim hakkı sağlanmayan engelli kişiler için hayat imkanları sınırlı kalır; yani ihtiyaçlarını belirtmek, sosyal ilişkiler kurmak, bilgi paylaşımında bulunmak için fırsatları sınırlıdır. Kompleks iletişim ihtiyaçları olan bireyler için müdahalenin nihai amacı, bu bireylerin iletişim gücüne erişebilmeleri için iletişimsel yeterliliğin gelişimini desteklemektir; başkalarıyla etkileşimde bulunmak, çevreleri üzerinde bir etkiye sahip olmak ve topluma tam olarak katılmak gibi. İletişimsel yeterlilik, kişilerin hayat kalitesini artırmak ve kişisel, akademik, mesleki ve sosyal hedeflerini yerine getirebilmek için başlıca gereksinimdir.
Bu genel iletişim hakkını detaylı bir şekilde açıklayabileceğimiz, engelli kişilerin dahil olduğu tüm günlük etkileşim ve müdahalelerde, kişinin kendi hayatına ve çevresine tam olarak katılabilmesi için gerekli olan temel iletişim hakları:
- Sosyal çevre oluşturma, sosyal etkileşime ulaşım, sosyal yakınlığı koruma ve sosyal ilişkiler kurma hakkı.
- İstenen nesneleri, eylemleri, olayları ve kişileri talep etme hakkı.
- İstenmeyen nesneleri, eylemleri, olayları veya seçimleri reddetme veya itiraz etme hakkı.
- Kişisel tercihleri ve duyguları ifade etme hakkı.
- Anlamlı alternatiflerden seçim yapma hakkı.
- Yorum yapma ve görüş paylaşma hakkı.
- Bilgi isteme ve verme hakkı.
- Kişinin hayatındaki kişi ve olaylar hakkında bilgi sahibi olma ve katılım hakkı.
- İletişimi geliştiren müdahale ve desteklere erişim hakkı.
- İstenen sonucun gerçekleşmediği durumlarda dahi iletişim edimlerinin kabul edilmesi ve yanıtlanması hakkı.
- ADİS ve yardımcı teknoloji hizmetlerine ve cihazlarına her zaman erişim hakkı.
- Akranlar da dahil olmak üzere diğer insanlarla tam iletişim ortakları olarak katılımı teşvik eden çevresel bağlamlara, etkileşimlere ve fırsatlara erişim hakkı.
- Onurlu, saygılı ve nezaketli bir şekilde muamele görme hakkı.
- Başkalarının adına konuşmaması ve doğrudan muhatap olma hakkı.
- Açık, anlamlı, yeterli, dinamik ve kültürel olarak uygun iletişime sahip olma hakkı.
Engellilerin Haklarına Dair Sözleşme'nin (Birleşmiş Milletler, 2006 ) 21. maddesi özellikle engelli kişilerin iletişim haklarına odaklanmaktadır:
• İfade ve görüş özgürlüğü ve bilgiye erişim:
İletişim temel bir insan hakkıdır ve bu hak, uluslararası düzeyde ilk kez İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 19. maddesinde ifade edilmiştir:
•Herkesin fikir ve ifade özgürlüğü hakkı vardır; bu hak, müdahale olmaksızın fikir sahibi olma ve sınırlardan bağımsız olarak herhangi bir medya aracılığıyla bilgi ve fikir arama, alma ve verme özgürlüğünü içerir (Birleşmiş Milletler, 1948 ).
Bu güçlü ifade, tüm insanların iletişim kurma hakkına sahip olduğunun altını çiziyor. Madde 19, sadece hakim iletişim biçimi içinde etkili bir şekilde iletişim kurabilen insanlar için bir hak değildir. Yaşları, statüleri, yetenekleri veya iletişim kapasiteleri ne olursa olsun tüm insanlar mesaj alma ve iletme, fikir sahibi olma ve kendilerini ifade etme hakkına sahiptir.
Kişi sözel iletişime geçemiyor veya geçmiyor diye iletişimsel erişilebilirliği ve iletişim hakkını göz ardı etmek maalesef günlük hayatımızda sıklıkla karşımıza çıkan, affedilemez bir insan hakkı ihlalidir. Kişi; hayat şartları, sosyal hayatı ve çevresi, eğitimi, güvenliği, politik kararları, terapi süreci ve planı, medikal ihtiyaçları ve daha fazlası gibi birçok konu ile ilgili fikir sahibi olmalı, düşüncelerini, istek ve ihtiyaçlarını dile getirebilmeli ve kendi hayatında aktif bir rol alabilmek için sözel olmayan iletişim metotları ile bu haklarına erişebilmelidir. Bunun için alternatif ve destekleyici iletişim sistemleri hakkında farkındalık çalışmalarını devam ettirerek sözel olmayan iletişimin de yeterli, kabul edilir, eşit bir iletişim metodu olduğunu kabul etmeliyiz ve ettirmeliyiz. Yapılan her çalışmanın, paylaşılan her bilginin iletişim erişilebilirliğini gözden geçirerek bunun herkese erişilebilir olmasına önem vermeliyiz. Sözel iletişime geçemeyen ve/veya geçmeyen her kişinin yukarıda bahsedilen haklarına ulaşabilmesi için yolundaki tüm engelleri kaldırmak için hep beraber değişmeliyiz.
Kaynakça
Brady, N. C., Bruce, S., Goldman, A., Erickson, K., Mineo, B., Ogletree, B. T., Paul, D., Romski, M., Sevcik, R., Siegel, E., Schoonover, J., Snell, M., Sylvester, L., & Wilkinson, K. (2016). Communication services and supports for individuals with severe disabilities: Guidance for assessment and intervention. American Journal on Intellectual and Developmental Disabilities, 121(2), 121–138.