Bir süredir İstanbul’da tek başına yaşayan bir görmeyen olarak yaşam deneyimlerimi yazmam tavsiye ediliyordu. Ancak bu konu bana pek cazip gelmiyordu. “Ne var ki bunda” diye düşünüyordum. İnsan yeni bir şeyle karşılaştığında biraz tedirginlik yaşıyor, sonra bir çözüm buluyor ve o çözümle yaşamaya başlayınca öncesini unutuveriyor.
Benim bunu fark etmemi sağlayan şey, uzun zamandır oturduğum evden taşınmam oldu. Yaklaşık bir ay önce şu anda oturduğum eve taşındım. Eskiden oturduğum ev, çocukluğumun da geçtiği bir aile apartmanıydı. Evimin etrafında ne var ne yok manavı, pastanesi, fırını, marketi vs. hepsinin yerlerini bilirdim, hatta sahiplerini de tanırdım. Onlar da beni tanırdı. Diyelim ki elektrikle ilgili bir işim var, elektrikçinin nerede olduğunu bilirdim. Kimseye sormadan oraya gider işimi hallederdim. Şimdi taşındığım yer ise 14 katlı, kuralları ve belli bir sistematiği olan bir apartman. Öncelikle şunu belirtmeliyim; taşınmaya karar verdiğimde, oturacağım evin merkezi bir yerde olmasına özen gösterdim. Araba kullanma imkânım olmadığından evimin toplu taşıma güzergâhı üzerinde olması gerekiyordu. Evin etrafında market, eczane gibi ihtiyaçlarımı yürüme mesafesinde kolaylıkla karşılayabileceğim mekânların bulunması olmazsa olmaz koşulumdu. Neyse ki aradığım koşullara uygun bir ev buldum ve yerleştim.
Eve taşınmadan, elektrik, su ve doğalgaz gibi işlemlerin halledilmesi gerekiyordu. Eski oturduğum evin sözleşmelerinin kapatılması ve oturacağım evin sözleşmelerinin açılması gerekiyordu. Tüm bu yerlere tek başıma gittim ve ilgili yerlerdeki personellerin profesyonel tutumları sayesinde hiç sorun yaşamadan bu evrak işlerini tamamladım. Bu işlemler esnasında kâğıt üzerinde yapılan işler vardı. İlgili yerleri bana okudular ve gerekli yerlere ben imzamı attım. Bilmiyorum acaba bu işleri tamamen elektronik ortamda yapmak mümkün mü? Eğer mümkünse, bu ortamlar erişilebilir mi? O dönemde bu işleri hızlıca halletmem gerektiği için bunları hiç araştıramadım doğrusu.
Evi tuttum ve yerleştim. Bu sırada, öncelikli işlerden biri de evin etrafını ve yerini tam olarak öğrenmekti. Evin yerini doğru öğrenebilmek için doğru bir tarif almak, adres bilgisini doğru bilmek ve bulamadığım zaman birilerine sormak için doğru tarif edebilmek önemli. XX sokak. XX marketin karşısındaki sokak gibi. Ben apartmanı bulmakta pek sorun yaşamadım, her ne kadar bina girişini hala biraz kaçırsam da o kadar önemli bir kayıp yaşamadım şimdiye kadar. Ama daire kapım için bir tedbir almak zorunda kaldım. On dört katlı apartmanın beşinci katında oturuyorum. Binada asansör var, üstelik asansör konuşuyor ama bazen konuşmuyor. Bir gün asansörden indim. O gün asansör konuşmadı. Asansörde yalnız olduğum için doğrudan beşinci kata çıktığımı düşündüm. Asansörden indim ve elimde anahtarla kapıya yöneldim. Anahtarı kapının kilidine takınca, anahtarın kapıyı açmaması üzerine doğru katta olmadığımı anladım. Neyse ki evde kimse yoktu ve kendimi kimseye açıklamak zorunda kalmadım. Hemen tekrar asansöre bindim ve beşinci kata çıktım. Bu kez doğru kata gelebilmiştim. O günden sonra benzer bir durumla tekrar karşılaşmamak için daire kapımın üzerine bir çiçek astım. Bu çiçek benim için bir belirteçken aynı zamanda kapım için de bir süs oldu.
Apartman giderleri ve duyuruları bina içindeki panolara veya asansöre asılıyormuş. Apartman yöneticimizle tanışıp görme engelli olduğum için bu bilgilere erişim sağlayamayacağımı, bu bilgileri benim mail adresime veya cep telefonuma göndermesini rica ettim. Kabul etti ama bu işin düzenli yürüyüp yürümeyeceğinden emin olamıyorum. Keşke bu gibi durumlar için yasal bir düzenleme olsa.
Başka bir durum da bu apartmanda apartman görevlisi olması. Günde iki defa apartman sakinlerinin alış veriş ihtiyaçlarını karşılıyor. Bunun için ya servis saatinden önce kapıya paranı ve ihtiyaç listesini bir poşetin içine koyarak asıyorsun ya da servis saatinde görevliye istediklerini yüz yüze belirtiyorsun.
Ben standart alınacak şey için bir not kâğıdı yazdırdım: “bir ekmek”. Eğer sadece bunu istiyorsam, bu not kâğıdını ve parayı poşete koyuyorum. Bunun dışında başka bir şeyler daha isteyeceksem apartman görevlisinin cep telefonuna mesaj yazacağımı bildirdim. “Ben XX nolu daireden YY, bana bir yoğurt, bir maydanoz alabilir misiniz?” Yine poşete tahmini bir tutar koyacağım. Böylece kat görevlimiz, poşetin içinde ekmek notu yoksa ve para tutarı ekmekten fazla ise mesaja bakarak ne istediğimi anlamış olacak. Bina çevresinde ise ne var ne yok kah yolda, apartmanda karşılaştığım kişilere ihtiyacım dâhilinde sorular sorarak kah kullandığım navigasyon uygulamasından sorgulama yaparak öğreniyorum.
Bunlar ilk anda karşılaştığım ve çözümlediğim şeylerdir. Kim bilir daha nelerle karşılaşacağım ve nasıl çözümler bulacağım.