Bundan yaklaşık 3 yıl önceydi. Dergimizin ilk sayılarından birinde “Bizimki Açık Oy Açık Sayım” başlığı ile bir yazı yazmıştım.
Bu gün yine bir seçim günü ve bu defa bizim oyumuz da gizli diye bir yazı yazabiliyorum. Nasıl oldu bu? Kısaca bu süreçten bahsedeyim.
Engelsiz Erişim Derneği olarak bir süredir oylarımızı nasıl kendi başımıza kullanabiliriz diye kafa yoruyorduk. Yapmış olduğumuz araştırmalar sonucunda dünyada da yaygın olarak kullanılan şablon ile oy kullanma yönteminin bizim ülkemiz için de makul olacağını düşünmüştük.
Bu yöntemde oy pusulası görme engellilerin yazı yazarken kullandığı tablet şekline benzeyen bir şablonun içine oturtuluyor ve görmeyenler mührü bu şablon üzerindeki bölmelerden birinin üzerine basarak oyunu kimseye ihtiyaç duymadan kullanabiliyorlar. Engelsiz Erişim Derneği olarak bu yöntemi çeşitli faaliyetlerimizde kullanarak görme engellilere bu yöntemi tanıtmayı ve alıştırmayı amaçlayan çalışmalar yapmıştık. Aynı zamanda talebimizi de çeşitli vesilelerle YSK’’ya iletiyorduk. Son olarak 3 Aralık 2015 tarihinde Eğitimde Görme Engelliler ve Görme Engelli Hukukçular Derneği ile YSK’yla bir görüşme yaparak YSK’dan oylarımızı yalnız kullanabilmemiz için bir çalışma başlatılacağına dair bir söz almıştık. Bununla ilgili kapsamlı güzel bir çalışma da yapılmıştı gerçekten ama henüz çalışmaların tamamlanmadığını, o sıralarda sürmekte olduğunu söyleyebiliriz.
Referandum kararı açıklanır açıklanmaz Engelsiz Erişim Derneği hummalı bir çalışma içerisine girdi. Bu gün birçok görme engellinin oyunu kullandığı şablon hazırlandı ve YSK’ya iletildi. YSK bu şablonların kullanımını onayladığı gibi tüm görevlilerine bilgilendirme yaptı. YSK’dan da olur çıkar çıkmaz, Engelsiz Erişim Derneği bastırmış olduğu 5000 kadar oy şablonunu, imza cetvelini YSK kararını kabartma ve matbu yazı ile birlikte talep eden görme engelliler kurumlarına ve şahsen başvuran kişilere iletti. Online ve canlı seminerlerle bu şablonların kullanımını görmeyen seçmenlere anlatarak kişilerin kafalarındaki soruları cevaplandırdı.
Bu süreci kısaca böyle anlattıktan sonra bu gün yaşadıklarımı ve bende uyandırdığı duyguları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu gün evden çıkarken kendimi çok halsiz ve bitkin hissediyordum. Yapmam gereken çarşı işlerini ertelemeye karar vermiştim. Oyumu kullanıp hemen eve dönüp yatmayı düşünüyordum. Bu düşünceler ile evden çıktım. Bu arada telefonuma gelen “oyumu yalnız kullandım hiçbir sorun çıkmadı bu harika” gibi bildirimler beni evden çıkmaya zorlamaya başlamıştı. Sokağa çıktığımda her seçim gününde gördüğüm o güzel havayı yine hissettim. Kadın, çoluk çocuk, yaşlısıyla genciyle ailece oy kullanmaya giden mahallelinin tatlı telaşı yine bayram havasını çağrıştırdı. Kimin ne oy verdiğini bilmeden insanların birbirlerine hayır temennilerinde bulunduğunu duymak çok güzel duygular uyandırdı. Derken bu hislerle oy kullanacağım okula vardım. Okulda görevli gençler hemen yanıma gelerek sandığa gitmeme kadar nezaketle bana eşlik etti. Sandık görevlisi daha ben bir şey söylemeden, “Pusulayı şablona yerleştirelim mi?” diye sordu. İşte bu soru benim için çok özeldi. Çünkü belki de ilk defa beni gören biri ne yapacağını bilmez hale düşmemiş ve benim kendimi anlatmam gerekmemişti. Bu şu demekti aynı zamanda, toplumda benim varlığım kabul edilmiş, benim ihtiyaçlarım fark edilmiş ve bunun için tedbir alınmıştı. Zorlanmadan kimseyi ikna etmeye çalışmadan sıradan olabilmenin hafifliğini yaşadım. Engin’in bu gün yazdığı gibi “erişilebilir olunca ne kolay hayat.” Pusulayı şablona yerleştirdiler, ben yerlerini öğrendim ve sandığa gittim. Arkadan kulağıma gelen sesler “ Bu ne kadar güzel oldu, çok iyi oldu” gibi sözlerdi. Bu duyduklarım şu hissi bende tekrar uyandırdı, aslında hiç kimse kimseyi taşımak istemiyor. Yani sanmıyorum ki hiçbir gören bir görmeyenin işini yapmak istesin. Sadece ne yapacağını bilmiyor ve kolay olan yöntemi seçerek onun yerine onun işlerini yapıyor. Ve biz görmeyenler şu konuda rahat ve cesur olmalıyız. Kendi işlerimizi kendi yöntemlerimizle çözme konusunda kararlı olmalıyız.
Tabii bu da bağımsız hareket kabiliyetine sahip olmak ile başlıyor. Bunu da meşhur şarkımızdaki şu iki mısra ile özetleyebiliriz. “Al bastonunu çık dışarı, sorununa kendin ara çözümü”
Bu gibi çalışmaların, birbirini tetikleyerek geliştirmesi gibi sonuçları da oluyor. Örneğin; sesli betimleme çalışmaları başladığında birkaç film çalışması ile başlamıştı. Ancak daha sonra sesli betimlemeli tiyatrolar, semah gösterileri ve son olarak bale gösterisini de izledik. Bundan esinlenerek müze çalışmaları vs. başladı. Kurumlar birbirinden etkilenerek kendilerinde görmeyenler için bir şeyler yapma ihtiyacı duyuyorlar. İnanıyorum ki bu tür çalışmalar yaygınlaştıkça toplumdaki yerimiz sağlamlaşacak ve erişilebilir hayat kurma yükü bizim omuzlarımızdan kalkacaktır.
Oyumu güzel bir şekilde kullandıktan sonra içime dolan müthiş enerji ile eve dönerken market alışverişimi yaptım ve hatta kuaföre uğrayıp fönümü bile çektirip eve öyle döndüm. Öyle ki bu yazıyı yazabilme gücünü kendimde buldum.
Yazımı sonlandırırken şu temennilerimi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Evet, bu seçimde YSK şablon ile oy kullanmamızı destekledi ve tüm görevlileri bilgilendirdi. Yani kurumsal olarak sahiplendi ancak şablon basma ve dağıtma işini Engelsiz Erişim Derneği üstlendi. Bundan sonraki seçimlerde bu sürecin tamamını YSK’nın üstlenmesini umuyorum. Bu süreçte emeği geçen tüm arkadaşlarıma ve bu mücadelemizde bizi yalnız bırakmayan, şablon ile oyunu yalnız kullanan görme engelli seçmenlere çok teşekkür ederim.