Merhaba değerli okurlar. Ben İbrahim Akıncı.
Dikkat ve ilgi ile takip ettiğim EEEH Dergi’de yazılarımla zaman zaman sizlerin karşısında olmaya karar verdim. Bu dergiye Ankara’dan yazıyorum. Memurum. Evliyim. Bir kızım var. Kendimi kısaca tanıttıktan sonra artık yazıma geçebilirim.
Engellinin Çocuğu da Engelli Gibi Yaşamalı
Ben; bir çocuğun anne ya da babasıyla yolda yürürken kıpır kıpır, çocukça hareketler yapması gerektiğini savunurum her zaman… Kızım da bu koda göre yetişti. Kaldırımda elimizi bırakır ama yolda mutlaka tutar ya da biraz uzaklaşınca bilgi verir, “Şuradayım” ya da “Şunu yapıyorum” diye. Nedense; bu tarz durumlar, sağlamcı düşünenlerce yadırganıyor.
Yaşadığım birkaç olayı anlatmak istiyorum.
Kızımla parktayız. Benden 50 - 60 metre uzakta oynuyor. Birileri kızıma sesleniyor, “Babanı neden bıraktın? Sakın ha ayrılma babandan.” Ben de hemen diyorum, “Bilgim dahilindedir, bir sorun yok.” Bu çocuk parkta oynamak yerine, beni mi gözetmeli?
Karlı bir günde kızımı anaokuluna götürüyorum. Okulun bahçesinde; kızım, “Baba, sana kar atayım mı?” diye gülerek bağırıyor. Oradan okulun stajyerlerinden biri, “Ama babaya yazık değil mi?” diyerek çocukça isteği baltalıyor. Ben de, “At tabii ki, kızım” diyorum. Stajyere de, “Yahu çocuk babası ile kartopu oynuyor, babasına kocaman bir taş atmıyor ki” diye karşılık veriyorum.
Karşıdan karşıya geçerken biri yine haddi olmayarak lafını savuruyor, “Bu kızın acil büyümesi lazım.” Bu kadarını beklemediğim için afallıyorum. “Yani, büyümesi derken?” diye sorduğumda ise, “Sizin eliniz, ayağınız olur; sizi karşıya geçirir.” deyiveriyorlar. Ben de, “O, benim biricik kızım, prensesim. Bizim ne yardımcımız ne de bakıcımız. Tüm çocuklar gibi çocukluğunu yaşayacak.” Sonra şaşırmalar, “Ben öyle demek istemedim” vb. arka arkaya geliyor. Herkes istiyor ki, engelli birinin çocuğunun ne çocukça yaşamaya ne de diğer çocuklar gibi olmaya hakkı olsun. Onlar, ana-babalarının koruyucu meleği olsun. Sevinmek, yolda giderken gülmek, zıplamak onun neyine. Hep mahzun, hep üzgün, tek derdi engelli ana-babası olsun. ÇünkÜ o çocuğun sağlam anne, sağlam babası yok, bir kere oradan kaybediyor.
Yazımı, bir gün böyle aptalca kodların ve düşüncelerin Zihinlerden silinmesi sonucu, engelli veliye sahip olan çocuğa da diğer çocuklara bakılan gözle bakılması temennimle bitiriyorum. Tüm okurlara mutluluk ve esenlikler diliyorum.