Sunucu: Peter White
Akademik Danışman: David Turner
Yapımcı: Elizabeth Burke
BBC Radyo 4
31 Mayıs Cuma 13:45
(31 Mayıs Cuma 8’deki Seçme yayının bir tekrarı ile)
SAKATLIK: YENİ BİR TARİH
BÖLÜM 5: Bir Sesi Keşfediş
PETER WHITE
Bu hafta benim için sürprizlerle doluydu, hele ki sakatlığa dair 30 yıl program yaptıktan sonra. Bir kutu içinde kapınıza gönderilen cüceler ya da daha çok birer girişimci olan sakat dilenciler beklemiyordum; fakat belki de bugünkü keşifler benim açımdan en şaşırtanları. Çok az sayıda insanın bildiği bir kitap ve de daha azının okumuş olduğu: 18. yüzyılda sakat olmanın nasıl bir şeye benzediğinin kişisel bir araştırması. Üstüne modern bir bakışla düşünmek isteyeceğimiz anlamlarla dolu ve sakatlık tarihinde bir dönüm noktası olarak ele alınacak bir başlangıç… Kitabın yazarı William Hay bir 18. yüzyıl parlementeri. Omurga eğriliği ile dünyaya gelir; deformite (bozukluk) üstüne denemesi 1754’te yayınlanır. O zaman için bu bir başarıdır fakat daha sonra yitip gider ta ki yeni nesil tarihçiler tarafından yakın zamanda yeniden keşfedilene kadar. Ve şimdi bize sesleniyor aslında; eğlenceli, doğrudan ve oldukça pozitif bir şekilde. William Hay’e bir program ayırıyoruz, böylelikle sesini duyabileceğiz.
WILLIAM HAY (deformite üzerine denemesinden) (AKTÖR)
5 feet kadar eksiğim, sırtım annemin rahminde bükülmüş. Bebekliğimde benimle ilgilenenler, tüm hassasiyetleriyle doğanın hatalarını düzeltmek için her türlü ustalığı denemişler fakat nafile. Gizlemeye dair çabaları fayda etmeyince, herhangi alay veya hor görmeye karşı beni hakiki bir cesaretle silahlandıracakları yerde, kişiliğimden utanmayı öğrettiler. Bu durum ilk zamanlarda çok güçlük çekmeme neden oldu ve de bu zayıflığı alt edebilmem için yıllar geçmesi gerekti.
PETER WHITE
Ve sonra William Hay 60’lı yaşlarının başlarında kaleme aldığı deformite üzerine denemesine başlar. Swansea Üniversitesi’nden David Turner, bunu bir referans yayın olarak görmektedir.
DAVID TURNER
Bence benim Hay’in kitabında en çok sevdiğim şeylerden birisi 18. yüzyılda Londra’da fiziksel engelli birinin canlı bir deneyimini tasvir ediyor olması. Insanlar size karşı vurdumduymazken, kimi zaman suistimal ederlerken, sokakta yürümenin nasıl bir şey olduğunun kuvvetli bir resmine erişiyorsunuz. Ama aynı zamanda Hay’in sakatlığıyla yaşama deneyiminden, kendisini sakatlığını bir utanç Kabul etmesi öğretisinden sıyırarak nasıl görmeye çalıştığını gerçekten anlıyorsunuz. Bunun, onu nasıl daha iyi bir insan yaptığını da…
WILLIAM HAY (AKTÖR)
Kalabalık içinde sırtım yakındaki uzun birinin dirseğine rahatlık sunarken, ben ayaklar altında ezilmme veya bastırılma tehlikesiyle karşı karşıyayım. Onlardan sonra, bir ülke fuarına, horoz çukuruna, ayı bahçesine veya sefih benzeri meclislere çekildiğimde, bir gemi enkazı tehlikesinden kaçan kişinin zevkini hissederim. Bir defasında kazaara en büyük generallerimizden birine at bombacısı birliklerine kadar eşlik ettim. Daha önce hiç uzun adamlarının arasında onunla yürürkenki kadar mütevazı olmamıştım, başlıkları daha da uzun yapıyordu onları. Bir solucan gibi görünüyorum.
PETER WHITE
Hakikaten çok ilginç çünkü sınırda dolaşmak zorunda, kendisine gülüyor ve orada kendisini yakalıyor gibi ve bu öfke ve kararlılık çakışlarını duyduğunuz da oluyor. Manchester Üniversitesi’nden Naomi Baker
NAOMI BAKER
William Hay, ilginç bir karaktere sahip ve denemesi çelişkilerle dolu. Yani söylediğiniz herhangi bir şeyin tamamen zıttını söyleyebilirsiniz. Bence kendi tabiriyle deforme (bozulmuş) bedenine dair yargılrını içselleştirişi geniş bir yer tutuyor. Ve de kendisiyle dalga geçilmesi gerektiğini neredeyse Kabul ediyor ve kendi kendiyle de dalga geçiyor, öyle değil mi, hemen hemen karşı gelen ve de control altına alan bir yolla.
PETER WHITE
Bu, sizce bugün bir grup sakatın bir diğer grubu mahkum ettiği ‘kabul görmek için kendini aşağılama’ davranışının erken formu mu? “Neye güldüğünüzü biliyorum, gülebilirsiniz de.” gibi. Anlıyor muyum?
NAOMI BAKER
Bence denemesinde bir noktada “Tüm yaptığın bir adam gibi istismarı taşımak, bir Hristiyan gibi affetmek ve en başta kendin kendinle alay ederek karşılamak.” diyerek açıkça Kabul etmiş oluyor. Kabul ediyor ve açıkça ödün vermiş ve zor bir hal içinde.
WILLIAM HAY (AKTÖR)
Çocukluğumda dans hocalarından hep tiksinirdim, beni zorladıklarında derslerinden uzak durmak için tüm kaytarma yollarını denerdim. Nihayetinde kendimin farkına vardığımda, ne huysuz bir denek üstünde çalışmak zorunda kalmışlardı. Alay ve hor görme bozukluğun (deformite) kati bir sonucudur ve neticede kişi bundan kaçamaz, aldırmamayı da öğrenmesi gerekir.
PETER WHITE
Hay, bedeni tarafından belirlenmek istemeyebilir, fakat bedenini çok ciddiye alır; diyet ve egzersiz üstüne görüşleri hükümetin sağlıklı yaşam tarzi rehber dizisi içinde yoktur.
WILLIAM HAY (AKTÖR)
Haşhaş mantarı efektleri, mücadele sesleri
Hayır teşekkürler beyefendi!
En küçük likörlerin, en küçüğünün en iyisi olduğuna, asla iyi bir kase punçun olmadığına, iyi bir şişe şampanya, burgundy veya claretin de olmadığına iman etmişimdir. En iyi akşam yemeği bir tabak olandır, çabuk olması bir belediye başkanının şöleninden daha iyidir.
NAOMI BAKER
Burada bence oldukça radikal bir noktaya değiniyor, deformite (Tekrar söylemek gerekirse bu onun bedenini tariflemek için kullandığı tabir) yani deformite, hastalık veya sağlığın kötü olmasıyla aynı şey değil. Bu, bizim için açık olsa da ve söylediklerinin en derinine gitmek oldukça zor olsa da, Bence kültüründeki normatif bedenden düzensiz veya sapmış olma halini sağlıksızlık ve hastalık ile çokça ilişkilendiren oldukça güçlü bir fikre karşı çıkıyor. Ve de güçlü bir şekilde gerçek bu değil diyor, o yalnız sağlıksız değil, aynı zamanda esasında normdan çok daha sağlıklı.
WILLIAM HAY (AKTÖR)
Sağlığın büyük oranda başka bir koruyucusu ise ölçülü egzersiz. Günde ortalama 50 mil kadar biniş yapardım, ya da 20 mil yürürdüm.
Şimdi bedensel bozukluğun, kişinin şansı üzerindeki etkisini bir düşünelim. Alt sınıf içerisinde çoğu meslekten ve işten mahrumdur, asker olamaz, denizçi olamaz, gemi armasına tırmanamaz. Daha yüksek bir hayat içinse, avukat olamayacak kadar vasattır, barın üzerinden zorlukla seçilir. Zihninin gelişmesi, tek mülküdür. Olimpik Oyunlarında taç giyemez ama onları kutlayan bir şair olabilir.
PETER WHITE
Geçen yıllardaki paralimpiklerde ne yapardı, merak ediyorum! Winchester Üniversitesi’nden Chris Mounsey, yakın zamanda Hay çalışması için geldi.
CHRIS MOUNSEY
Bize fikirler listesi veriş biçimini sevdim; yani sakatsan bir dans hocası olmanın mümkünü yoktur fakat okul ustası olursun; bir aktör olamazsın ama oyunların yapımcısı olabilirsin; meslek anlamında bir elçi olamasan da bir tüccar olabilirsin; bir asker olamazsın fakat bir strateji uzmanı olabilirsin. Diyor ki “Neyiniz varsa kullanın, beyninizi kullanın, sakat olmayan parçanızı kullanın.”
PETER WHITE
Yine modern öyle değil mi? Neyin varsa alıp belki sakat biri olarak işini kaybettiğinde, diğerlerine “Hala şirketinizde çalışabilirim çünkü başka şeyler yapabileceğimi anlıyorum.” demek fikri bu.
CHRIS MOUNSEY
Kesinlikle, benim görmem sakatlandığında bana sorulan ilk şeylerden birisi: emekli olacak mıydım? “Neden, emekli olursam başka bir şey yapabilecek miydim?” Allah aşkına hayatım işim benim, bırakın ne yapabiliyorsam yapayım.
PETER WHITE
East Sussex’de Seaford’a bir parlementer olarak Hay’in başarılı bir kariyeri vardı. Deformite Üzerine Denemesi'nin yanı sıra, yoksulluk sorunuyla ilgili siyasi bir kitapçığının iki basımını yayınladı. Bir politikacı olarak sakatlığının, düşünüşüne nasıl bir etkisi olduğunu merak ediyorum. Hertfordshire Üniversitesi’nden Tim Hitchcock.
TIM HITCHCOCK
Hayal kırıklığı ya da şaşırtıcıdır ki, parlementoda yaptıklarıyla sakatlığının çok az ilgisi var ve onun en bilinen parlamento çalışması, 1736'da eski Yoksul Yasa'nın reformu için teşvik ettiği bir tasarıdır. Aslında Hay, düşkün evlerinin çoğaltılması için uğraşıyordu.
PETER WHITE
Yani bu, hiçbir şekilde gerçekte savunmasız insanları güçlendirmeye çalışmak olmuyordu, böyle diyebilir miyiz?
TIM HITCHCOCK
Tabii ki hayır, bu tamamen insanları çalışmak için discipline etmek üstüne.
PETER WHITE
Yani, sakat insanları kapsar mıydı?
TIM HITCHCOCK
Hiçbir ayrım yapmadılar.
PETER WHITE
Kastini ettiğim, ilginç olanın Hay sonunda broşürünü yazdığında, sakatlık fikrinin ve sakatlığın nasıl görüldüğünün modern tabirle epeyce algısal olduğu. Fakat söylediklerinizden sanki diğer insanların çoğu için de uygulanır kabul etmiyormuş gibi anlaşılıyor.
TIM HITCHCOCK
Kitapçık, olağanüstü ve güzeldi ve birçok anlamda psikolojik bir keşifti de ama bu fikirlerden herhangi birini yoksullarla empatik bir etkileşime girmek için kullandığını düşünmüyorum.
NAOMI BAKER
Hakikaten burnu havada biri maalesef, Canavarlık ve deformite fikirlerini avam, amiyane şekilde dışa vurur. Onların belirginleşmiş karınlarından, bunun, onların düşkünlüğünün ve iştahının işareti olduğundan, onların çirkin olduğunu, sağlıksız olduğunu gösterdiğinden bahseder.
PETER WHITE
Yani, bir anlamda, “Sakatlık kıvancı” gibi ifade edebileceğimiz oldukça modern fikirler öne sürüyor, böyle sözler kullanmadan tabii. Bir yanı böyle, diğer taraftan ise bu düşünce kendisini aşağılayanlardan daha üstün kılıyor onu.
NAOMI BAKER
Kesinlikle, çünkü kendi zihniyle yaşadığını düşünüyor. Denemesinin esas kısmında kendisini tanımlamak için kullandığı son ifadelerinde “rasyonel bir yaratık” olduğunu söylüyor. Böyle de görülmek istiyor, o rasyonel bir yaratık, o kendisinin kontrolünün yine kendisinin elinde olduğu biri. Güzelliği ve sağlıklı olmayı bu şekilde tanımlıyor ve kendisinin sağlıklı olduğunda ısrarcı, kültür onu tanıyacak ve onu tanıyacak olan deform ve çirkin olmayan insanlar.
PETER WHITE
William Hay, kimi açılardan sakat alanında pek iyi bir rol model sayılmaz, zamanının oldukça varlıklı kimselerinden biri. Yine de Chris Mounsey’ye göre Hay, sakatlar için şu an ilham verici olmayı sürdürüyor. Sakatlık, onunla bir ses (bir söz)keşfetmiş.
CHRIS MOUNSEY
Bence bayağı karışık çünkü mutlak bir şekilde baş etmek zorunda olduğun ve sana verilen bedenle yaşamak zorunda olduğun algısı var.
Öte yandan, korkunç bir eşitsizliğin olduğu algısı de mevcut, “Tüm yergileri taşıyan rölyef heykeldeki sırt” dediğinde anlıyoruz bunu. Eğri büğrü bir sırtı olduğundan, insanlar onunla eğleniyorlardı, gördüğü muameleden ötürü insan içine çıkmaktan nefret ediyordu. Utanç vericiydi. Bu yüzden işte sakatlık tarihi önemli! İstiyoruz ki herkes bizim insan olduğumuzu, geçmişte de insan olduğumuzu bilsin.
PETER WHITE
Chris Mounsey ve bu programları yapmak saklı tarihin ne kadar önemli olduğunu bana farkettirdi. Görünüşünü beğenip beğenmediğimize göre insanların değeriyle ilgili çıkarım yapışımıza özellikle hayret ettim bu hafta. Üstelik yüzyıldan yüzyıla güzellik kavramları değişti. Ve de caka satarak yürüyen, işaretlerini bırakan sakatlar her daim oldu.