Toplam Okunma 0
Üç katmandan oluşan afişin ilk katmanında Latif’in (Şener Şen) Selamsız Bandosu’nu izlemeye gittiği bir günden bir kare var. Fotoğrafta Latif bir iskemlede, sağ bacağını sol bacağının üstüne atmış, keyifle oturuyor. Kır saçlı ve bıyıklı, günlük tıraşlı Latif sol eliyle sağ ayak bileğini tutuyor. Sağ eli sağ dizinin üstünde, öz güvenle, dimdik otururken; gururla gülümseyerek karşıya bakıyor. Üstünde koyu kahverengi bir takım, içinde beyaz bir gömlek; ayaklarında siyah, yumurta topuk ayakkabılar var.

Tüm dünyanın gözü önünde İsrail, Filistin'i tarih sahnesinden silmek istercesine yerle bir ederken ve yeni bir dünya savaşı endişesini yaşarken yine de derinlerde bir yerde Cumhuriyetimizin yüzüncü yıl heyecanını duyuyoruz büyük bir çoğunluğumuz. Buna dair bir film değerlendirmesi yapsam diye düşündüm. Son indirdiğim filmlere şöyle bir baktım. Başlıktaki film göz kırptı bana ve kendimi alamadım.

 

İnsanın dudağının yanına hüzünlü bir tebessüm konduran bir film Selamsız Bandosu. Unutulmuş bir köşede var olma mücadelesi veren bir kasaba halkı hikayesi. Bütün umudunu kasabalarının yakınından geçecek bir trendeki tek bir yolcuya, dönemin cumhurbaşkanına bağlayan halkın yaşadıkları. Bence bir ulusun panoraması.

 

Filme dair bilgiler çeşitli kaynaklarda farklılık gösterse de genel olarak şöyle: Dram, komedi ve politik şeklinde kategorilendirilen film, 1987 yapımı. Seyirci ile buluşması ise Şubat 1988'de. Yönetmeni Nesli Çölgeçen olarak gösteriliyor pek çok kaynakta ancak GETEM'e yüklenmiş MP3 dosyasında Sayın Yeşilırmak, Nazlı Çölgeçen olarak seslendirmiş. Muhtemelen onların kaynak aldığı site bu şekilde vermiş demek ki. Görüntü yönetmeni ise Ertunç Şenkay. Arzu Film ile Erler Film ortaklığında piyasaya çıkan filmin yapımcıları Türker İnanoğlu ve Nahit Ataman olarak gösteriliyor birçok yerde. Senaryosunu ise Hakan Aytekin ve Nesli Çölgeçen kaleme almış. Yine Yeşilırmak seslendirmesinde bir de İrfan Eroğlu var senaryo bölümünde okunan. Oysa Sinemalar.com ve İMDB siteleri dışında incelediğim başka birkaç yerde ben bu ismi görmedim. Bence eski filmlerdeki bu bilgi karmaşası çok acı.

 

Filmin oyuncuları ve aldıkları roller şöyle: Şener Şen, (Belediye Başkanı Latif); Ali Uyandıran, (Bando şefi Murat); Üstün Asutay, (Tahir Emmi); Uğur Yücel, (Musa); Güzin Çorağan, (Hasibe) Vikipedia'den aldığım bilgiye göre Hasibe'yi Tilbe Saran seslendirmiş; Can Kolukısa, (Tacettin); Cengiz Tünay, (Antrenör); Tayfun Çorağan, (Rıza); Işık Aras, (başkanın karısı-Şükran); Bican Günalan, (belediye zabıtası). Filmin müziklerini ise Serdar Ateşer düzenlemiş.

 

Konusunu şöyle özetleyebilirim sanırım: Selamsız, gözden uzak gönülden ırak bir kasabadır. Halkı yoksuldur ve kendi hallerinde yaşayıp gitmektedirler. Öyle ki günlük gazeteler bile birkaç gün sonra yakından geçen trenlerdeki yolcuların camlardan atmasıyla ellerine geçer. Belediye Başkanı bir gün bir gazete haberinde bu tren yolundan yurt gezisine çıkan cumhurbaşkanının geçeceğini okur. Çok heyecanlanır. Çünkü cumhurbaşkanının dikkatini çekip durumlarını gösterebilirlerse kasabanın gelişeceğine inanır. Bütün meclis üyelerini buna inandırır. Çözüm ararlarken cumhurbaşkanının dikkatini bando ile yapacakları bir karşılama töreni ile çekebileceklerini düşünürler. Ne hacet ki onların bir bando takımı yoktur. Kolları sıvarlar. İşte film bu konu üzere gelişir ve kasabaya gelen alkolik bando şefi ile iyice karmaşıklaşır. Eğlendirirken düşündüren yapımın sonu da izlemeye değer doğrusu.

 

Benim filmleri incelerken sevdiğim sitelerden biridir Beyazperde. Puanlama yaparken sanırım eski bir film olduğu için site ve basın değerlendirmelerini göremedim. Üyeler tarafından 3,2 puan almış. Sinamalar.com sitesinde 8.1; İMDB'de 7.7 ile derecelendirilmiş.

 

Ekşi Sözlük sitesinde filmin ödülleri sıralanmış ancak yıl bilgisi yazılmamış. Ben de öylece alıyorum. "yazarlar birliği yılın en iyi Türk filmi ödülü, tercüman gazetesi yılın en iyi filmi ödülü, en iyi yönetmen ödülü, kültür bakanlığı başarı ödülü."

 

 Sesli Betimleme Değerlendirmesi:

 

Mayıs 2023'de GETEM sistemine giren filmin önce betimleme emekçilerini sayalım her zamanki gibi. Ela Korgan tarafından metni kaleme alınan filmi Çiğdem Banu Yeşilırmak seslendirmiş. Filmin eşerişimi tam. Zira ayrıntılı altyazı çevirisini Hatice Başpınar, işaret dili çevirmenliğini ise Oya Tanyeri yapmış. Betimleme seslendirmesi Nisa Namazova tarafından montajlanırken teknik yapımı yine Yeni Gökdelen Tercüme ile Dağ Prodüksiyon üstlenmiş. Editörlüğü Fulya Akbaba, Çiğdem Banu Yeşilırmak, Beliz Coşar ve Samet Demirtaş paylaşmış. Ancak Samet Demirtaş adı GETEM listesinde yok. Belki de Samet Demirtaş sağır ve dilsiz editörlüğünü yaptığı içindir.

 

Öncelikle filmin betimlemesi bence oldukça başarılı. Yer, zaman, durum ve hatta duygu betimlemeleri hemen hemen hiç atlanmamış ve gayet yerinde. Ufak tefek birkaç nokta var. Onları cımbızla çektim ve aldığım notları aşağıda sizler için sunuyorum.

 

Filmin başında "Bakkaldaki kır saçlı adam kapıya doğru baktı" şeklindeki betimleme cümlesini duyuyoruz. Filmin baş rol oyuncusu sesinden Şener Şen olduğunu sandığımız karakterden söz ediliyor. Ancak kendisi filmde ilk defa karşımıza çıkıyor olmasına karşın betimleme seslendirmeni Şener Şen demiyor. Oysa diğer baş rol oyuncularının kimler olduğu bana göre doğru bir tercihle söyleniyor. Ben Şener Şen'in filmde gerçekten rol mü aldığını yoksa seslendirmemi yaptığını merak ettim. Çünkü televizyonda film izlerken anneme “Şener Şen bu” dediğimde annem, "Hayır değil, ses onun sesi ama oyuncu başkası" demişti bir keresinde. Diyeceksiniz ki filmi izlemeden önce tanıtımını bir okumadın mı? Yooo! Böyle yapan var mıdır? Okunması doğru bir şey olurdu. Ancak yurdum insanının büyük bir kısmı böyle yapmıyordur sanırım.

 

Aynı zamanda bakkal olan belediye başkanı, gazetedeki haberi okuduğunda duygu değişiklikleri yaşar. Betimlemede bu çok güzel ifade edilmiş. Heyecanı, telaşı vs.

 

İlk belediye meclis toplantısında cumhurbaşkanını nasıl karşılayacaklarını düşünürken Musa kalkıp Cemal Çavuş'u dürter. Çiğdem Yeşilırmak "Cemal'i" derken "Cemaal'i" gibi A'yı uzatarak söyleyince sanki başka birinden söz ediyor gibi olmuş. Sonra aynı kişi olduğunu anlayınca güldüm ben kendi kendime.

 

Meclis toplantısında cumhurbaşkanını karşılama komitesi oluşturulması ve bando takımı kurulması için oylama yapılır. “Hayır” ve “evet” diyenlerin oylamasında kalkan eller ve oylama sonucu betimleme seslendirmenince söylenir.

 

Ancak komite üyelerinin seçimi de olur ama bu seçime dair hiçbir şey denilmez. Filmin repliklerinden kabul edildiğini anlıyoruz ama bence yine de söylenebilirdi.

 

Beni ikilemde bırakan bir sahne de şefin kasabaya ilk gelişi sahnesi. Betimlemede "Trenden takım elbiseli, papyonlu, bıyıklı bir adam, Ali Uyandıran valiziyle indi. Başkanlara doğru bakıp üstünü düzeltti. Tren hareket ediyor. Başkan ve üyeler de takım elbiseli, inen adama bakıyorlar." Öncelikle burada "inen" derken sanki önünde başka bir sözcük daha varmış da montajda hasara uğramış gibi çok dikkatli dinlediğinizde fark ediyorsunuz bunu. Eğer montajda hasara uğrayan bir sözcük yoksa ikinci “takım elbiseli” ifadesinden sonra bir duraklama var. Böyle olunca da başkan ve üyeler de mi takım elbiseli? Veyahut takım elbiseli trenden inen adama mı bakıyorlar? Biraz arada kalmış bu durum.

 

Piyango sonrası toplanan paraları saydıkları sahnenin devamında başkan dövünmektedir. Çünkü toplanan para hedeflenenden azdır ve ihtiyaca yetmemektedir. Başkan çaresizlik içinde bando şefine sorar: "Bi daha düşün Sayın Şefim, yetmez mi bu para?" der. Betimleme cümlesi ise "Latif başıyla hayır dedi" şeklindedir. Mantıken başıyla hayır diyenin başkan değil şef olması gerekir. Oysa Latif, belediye başkanının adı. Bando şefinin adı ise rol gereği Murat. Trenden indiğinde kendini böyle tanıtmıştı.

 

Satın Alma ve Mali İşler Komisyonu üyeleri Musa ile Tacettin'in şefin kapısına zil zurna sarhoş hayat kadınını bıraktıkları sahnede, betimlemenin anlatımı çok güzel olmuş bence. Durumun anlam ve önemine uygun cinsinden. Şöyle anlatıyor, "Musalar ellilerindeki kadını kapı önünde bırakıp tüydü." Devamında "Köşede soteye yattılar."

 

Yukarıda söylediğim gibi “Kadı kızında da olur” cinsinden betimleme hataları bunlar. Daha kusursuz yapımlar ve birbirimizi besleyebilmemiz için gerekli geri dönütler bence.

 

Eğer sesli betimleme olmasaydı eski bir film olmasına karşın, ki eski filmlerde replikler daha fazla olduğundan çoğunlukla anlaşılırlığı körler için daha fazladır, bu filmin pek çok sahnesini anlamazdım. Hele hele son sahnesini hiç hiçine anlamazdım. İyi ki sesli betimleme ve ona gönül koyanlar var.

 


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.