Toplam Okunma 0
Ahmet Yıldırım, Elazığ Özel Sporcular Spor Kulübü'nün düzenlediği bir atölye çalışmasında, ayakta ve konuşur vaziyette görülüyor. Üzerinde sarı bir gömlek var. Sağ arka planda atölyenin afişi bir tahtaya yapıştırılmış; afişte nar çiçeği renginde zemin üzerinde spor branşlarını ifade eden vinyetler çember biçiminde yerleştirilmiş ve ortalarında "Engelliler için Savunuculuk Aracı ve Güçlenme Stratejisi Olarak Spor Çalıştayı, 24-25 Ağustos 2024 Cizre/Şırnak" yazıyor.

Gazeteci Selen Doğan, EEEH Dergi için Elazığ Özel Sporcular Spor Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet YILDIRIM ile söyleşti. 

 

S. D: Elazığ Özel Sporcular Spor Kulübü bu yıl 17. yaşını kutluyor. Ülke genelinde birçok derneğin kapandığı veya işlevsizleştiği bu dönemde 17 yıldır çalışmalarınızı hiç ara vermeden sürdürüyorsunuz. Sürekliliği nasıl sağladınız? 

A. Y: 

Sosyal fayda yaratmaya odaklıyız. Sporun engelli bireylerin, özellikle de çocukların güçlenmesi ve toplumsal yaşama katılımı için en uygun stratejilerden biri olduğunu biliyoruz ve bu alanı onlarla birlikte genişletmeye çalışıyoruz. Yaptığımız işi çok seviyoruz ama sevmek de yetmiyor; çeşitlenen ihtiyaçları fark etmek, engel durumlarına uygun tesis ve araç-gereçler için en uygun hizmetin sağlanmasında kamu kurumlarıyla dirsek temasında olmak da gerekiyor. Yerel ve ulusal düzeyde engelli dernekleri ve ağlarıyla sürekli bilgi ve deneyim alışverişi de çok önemli bizim için. Ayrıca, bölgemizi de etkileyen afet ve salgınlar gibi olağanüstü şartlarda değişen önceliklere göre hareket kabiliyeti de gerekiyor. Bütün bunları yapabilmek devamlılık ve dayanıklılık gerektiriyor. Elazığ Özel Sporcular Spor Kulübü olarak bu yönde güçlü bir irademiz var. 

 

S. D: Spor kulüpleri dernek statüsünde mi? 

 

  1. A. Y: Hayır, artık değil. 26 Nisan 2022 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu ile, daha önce 5253 sayılı kanun kapsamında kurulmuş olan Spor Kulüpleri dernek statüsünden çıkarılarak spor kulübü tüzel kişiliği kazandı. Elazığ Özel Sporcular Spor Kulübü de bu kapsama alındı. Ancak, bu sadece yasal dayanağımızı değiştirdi, biz yine dernek gibi çalışmaya devam ediyoruz. Ticaret yapmıyoruz, kâr amacı güden bir kuruluş değiliz, bir sivil toplum örgütüyüz. Bu statü değişikliğini kulübümüzü yeniden yapılandırmak için bir fırsat olarak gördük ve 2024 yılı itibariyle vizyonumuzu ve değerlerimizi revize ederek hak temelli çalışmalara daha da ağırlık verdik. Engelli sporculara daha güçlü destek sunabilmek için savunuculuk ve iletişim kapasitemizi geliştirmeye odaklandık. Kulübümüzün yeni vizyonuna göre spor, engellilerin yalnızca hareketliliğini ve bedensel/ruhsal iyi olma halini destekleyen bir etkinlikler dizisi değil, aynı zamanda "engellilerin insan hakları" bakış açılarıyla geliştirilmesi gereken bir savunuculuk aracı. 

 

Güçlükleri güce dönüştürmek için spor

 

S. D: Yerelde engellileri spora dahil etmenin kendine özgü zorlukları var mı?

 

A. Y: İlimizde engelli sporlarının gelişmesi ve engelli sporcuların güçlenmesi için faaliyet gösteriyoruz. Yani ülkemizin dört bir köşesinde bu amaçla yürütülen çalışmalara

Elazığ’dan ses veriyoruz.Engelliliğin kendine özgü zorlukları var. Spora katılım bu güçlükleri güce dönüştürmek bakımından çok önemli olsa da bunu engelleyen faktörler olabiliyor. 

 

S. D: Ne gibi faktörler? 

 

A. Y:  Engelli bireyler, engelli olmayan akranlarına kıyasla spor ve fiziksel aktivitelerde yeterince temsil edilemiyor. Spor salonları, mekanları ve diğer imkanlara ulaşamama, bu imkanlar varsa bile erişilebilir olmaması. Fiziksel aktivitenin, yaralanma, düşme vb. hallerde engel durumunu artıracağı, ilave engeller getireceği kaygısı. Spor giysileri ve araç gereçlerini temin edecek maddi imkanların olmaması. Aile veya bakım verenlerin spora katılım konusunda engelli bireyleri teşvik etmemesi, izin vermemesi, aşırı koruyucu davranması. Aileler özellikle kız çocukların spor yapmalarına ve spor müsabakalarına katılmak için il dışına gitmelerine sıcak bakmıyor. Güvenlik kaygısı, istismara uğrama korkusu da var. Ancak, sanırım en büyük engel, yaşanılan çevrede spor kültürünün ve spora ilgi duymayı sağlayacak rol modellerin olmaması. 

 

“Spor bir insan hakkıdır”

 

S. D: Engelli bireylerin spora katılımını engelli hakları savunuculuğu açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? 

 A. Y:

Hakları bir bütün olarak görüyoruz. Sporun, fiziksel aktivitenin, sosyalleşmenin veya sanat faaliyetlerinin engellilerin eğitime, sağlık hizmetlerine, adalete erişimi kadar önemli olduğunu düşünüyoruz. Hiçbiri diğerinden üstün değil; hepsi daha iyi bir yaşam için gerekli. Bir hak kategorisindeki kazanımlar diğer hakların da iyileştirilmesine yardımcı olur. Engelliler spora erişebiliyorsa bu bir kazanımdır ve devamında eğitimleri, istihdamları için de mücadele gücü verir. Bizim de önceliğimiz; spor yoluyla bedensel ve zihinsel iyi olma halini desteklemek, bunun için kamu kurumları ve yerel yönetimlerle diyaloğu geliştirmek, engellileri spora teşvik etmek ve bununla ilgili haklarını savunmak, ilerletmek… Aynı zamanda sporla başarı duygusu yaşatmak, daha olumlu kendilik değeri oluşturmaya katkı sağlamak… Türkiye'nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesinin “Kültürel Yaşama, Dinlenme, Boş Zaman Aktiviteleri ve Spor Faaliyetlerine Katılım” başlıklı 30. Maddesi devletlere; engellilerin her seviyedeki spor etkinliklerine tam katılımını teşvik etme, özel spor etkinliklerini örgütleme, geliştirme ve bu etkinliklere katılma imkanına sahip olmasını temin etme, diğer bireylerle eşit koşullarda onlara uygun bilgi, eğitim ve kaynakların sunulmasını sağlama görevi verir. Bu sözleşme ülkemizde Anayasaya göre kanun hükmündedir ve bizim de yasal dayanaklarımızdan biri bu.

 

S. D:Yeni çıkan yayınlarınızda da sporun bir insan hakkı olduğuna vurgu yapıyorsunuz. 

 

A. Y:

  1. Evet, spor bir sosyal haktır. Kişilerin çok yönlü gelişimine alan açar. Engellilere yönelik spor politikalarının sosyal politikalarla uyumlu olması gerektiğini de söylüyoruz. Spor toplumsal bütünleşmede bir araç olduğu için sosyal politikalara hizmet eder. Sosyal hakların gelişmesiyle gündeme gelen “herkes için spor” ilkesi yolumuzu aydınlatıyor. Yayınladığımız kitapçıklar da hak kavramını merkeze alarak spor ve engellilik ilişkisine yeni açılımlar getirmeye çalışıyor. 

 

S. D: Bu kitapçıklardan da biraz söz eder misiniz? Örneğine pek rastlamadığımız yayınlar bunlar. 

 

A. Y: Evet, bu alanda çalışan herkesin yararlanabileceği özgün kaynaklar ürettik. Örneğin; “Aileler için Engelli Çocukları Spora Yönlendirme Rehberi” hazırladık. Spora dahil olmanın engelli bireylerin yaşamında neyi nasıl değiştirebileceğini, ruh sağlığından istihdama kadar ne gibi faydaları olabileceğini anlatmaya çalıştık. “Engelliler için Savunuculuk Aracı ve Güçlenme Stratejisi Olarak Spor El Kitabı” yazdık. Bu alanda bir ilktir bu kitapçık. “İklim Krizi Engelli Sporlarını ve Sporcuları Nasıl Etkiliyor?” başlıklı bir broşür yaptık. Çağımızın en büyük meselelerinden biri olan iklim değişimine kendi çalışma alanımızdan doğru baktık. Hazırlık aşamasında olan iki yayınımız daha var: “Kapsayıcılığı ve Çeşitliliği Gözeten Spor Haberciliği Rehberi” ve “Stadyumlar ve Spor Tesislerinde Erişilebilirlik Nasıl Sağlanır Rehberi”. Yayınlarımızı sosyal medya hesaplarımızda tanıtmaya başladık. Yenilemekte olduğumuz https://www.elazigozelsporcular.com web sitemizde de bu kaynakları bulabileceksiniz. 

 


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.