53. Sayı: Temmuz 2018

Sıcak yaz mevsiminin tam ortasından hepinize merhaba sevgili okurlar,

Yazarlarımızın kaleminden bu ay neler dökülmüş hep birlikte kulak verelim. 

Erişilebilirlik nedir sizce? Mesela hiç kimseye soru sormak zorunda kalmadan seyahat etmek mi yoksa yolculuk esnasında ihtiyaç duyduğunuz hizmetler için size yardım edecek birilerinin sağlanması mı? Cevabı merak ediyorsanız haydi Engin Yılmaz’ı dinleyelim. Erişilebilir film izlemenin keyfini, kişisel deneyimlerle aktaran güzel bir yazıya var mısınız? Sevgili Gülcan Altun bu ay Sürgün İnek filmini sizin için yazdı. Hem okuyun hem seyredin. Gezmek ve film izlemek bahane,  bağımsız hareket şahane diyenlerdenseniz bastonun körler için önemini ve gerekliliğini anlatan yazısıyla Canan Çam Yücel’i mutlaka okumalısınız.  Tamam bağımsız hareketiniz var ve dışarı çıktınız, başınıza hiç mi komik şeyler gelmeyecek peki? Mürşide Ciğerlioğlu’nun eğlendiren ve cesaretlendiren yazısını okumadan geçmeyin. Eğlence demişken, sizleri, uzun zaman sonra bizlerle tekrar bir araya gelen ve nokta atışı tespitlerini mizahla aktaran Mihri İlke Çeperli’nin yazısına buyur etmeden olmaz. Bakalım atalarımız sakatlarla ilgili neler söylemiş. Sevgi Mart bizi geçen ay dayanışmaya davet etmişti. Körlerin seçimlerde tek başına oy kullanması için yürütülen çalışmalar esnasındaki gözlemlerine dayanarak bu ay çağrısını yineliyor. Çünkü insan bazen umutsuzluğa kapılıyor ama sonra birden Yeni Türkü’nün dizeleri geliyor akla ve tekrar güç buluyor kendisinde. Hangi dizeler mi? Burak Sarı fısıldıyor bizlere.  Aşk mı kusurlu, âşıklar mı yoksa kullandığımız dil mi? Sorgulamak ve yüzleşmek isteyenleri Bahar Yavuz’un yazısına bekliyoruz. Ve son olarak Meral Sözen bir tatil beldesinden bildiriyor. Yazısının başlığı sizi aldatmasın. Aslında çok şeyler söylüyor.

Herkese iyi okumalar, mutlu yazlar..