Elif Emir Öksüz Hakkında

E-posta Adresi:

Elif Emir Öksüz Tarafından Yazılan Yazılar


Yanlış hatırlamıyorsam 1990 yılından beri öğrenciyim. Hiç ara vermedim. Hal böyle olunca da en iyi bildiğim şey öğrenci olmak. Şu aralar doktora tezimle boğuşuyorum. Harry Potter’daki boggartlar karşıma çıksa kesinlikle tezimi bitirememiş olduğum halime bürünürdü. Bu aralar en büyük korkum bu çünkü. Neyse hayatım tez ve bebekten ibaret olduğundan, bu yazımda bu iki büyük olgudan birine, yani tezime odaklanacağım.

Tezin içeriği değil de çalışma yöntemimi paylaşacağım sizlerle. Belki akademik çalışma yapan ekran okuyucu kullanıcılarına ilham verir.


Merhaba gençlik,

 

Biliyorum toplumun pek bir beklentisi yok bizden. Gölge etmesek yetecek onlara. Bu yazıyı, sakın ha toplumun bu haline uymayın diye yazıyorum, bu akıntıya kapılmayın diye.

 


Selam dostlar,
Bebekti, doktora teziydi derken buraları epey boşladım. Hazır fırsat bulmuşken, sevgili Engin Yılmaz’ın paylaştığı sosyal deney kapsamına giren müthiş video da düşüncelerimi tetiklemişken, son zamanlarda yaşadığım bazı şeyleri paylaşayım istedim. Bazılarında ne tepki vereceğimi bilemedim, bazılarında da “Oh içimin yağları eridi” hissi yaşatan tepkiler verdim. Biraz tartışalım, biraz da birlikte gülelim
ve sinir olalım istedim.

 


Merhaba değerli okurlar,
Bu ay sizlere bir pratik dosya dönüştürme yöntemi tanıtacağım. Bilgisayarınıza program kurmak yok ve tamamen bedava. İşin kötüsü yalnızca İngilizce ve birkaç başka yabancı dilden dokümanları dönüştürebiliyorsunuz ve kullanmak için az biraz İngilizce bilmek gerekiyor. Kısıtlı bir kullanım alanı olsa da paylaşmak istedim. Belki Türkçe desteği sağlanır ileride ya da biz bunun için çaba gösterebiliriz.


Merhabalar herkese.

Kızım Bahar tüm vaktimi aldığı için artık dergide pek sık yazamıyorum. Fakat ellinci sayı şerefine uzun zamandır aklımda olan bir iki şeyi paylaşmak istedim. Malum artık bir kızım var. Günümün çoğu gibi düşüncelerimin çoğu da ona ait. Daha iyi bir anne olabilmek için bir sürü şey okuyorum, araştırıyorum ve deniyorum. Bunlardan bazıları da çocuğumla oynayabileceğim oyunlar hakkında. Henüz benim kızım çok minik, fakat ileride onunla oynamayı planladığım bir oyundan ve onu erişilebilir hale getirmekten bahsedeceğim bu yazımda.


Merhaba değerli okuyucular,

Bu güne kadar şeker hastalığı hiç gündemimde olan bir şey değildi, ta ki hamilelik şekeriyle tanışana kadar. Hamileliğimin 28. haftasında yapılan şeker yüklemesi testinde bu tanıyı aldım ve maceram başladı. Doktorum parmaktan kan alıp günde yedi defa, evet yanlış duymadınız tam yedi defa kan şekerimi ölçmemi ve not etmemi istedi.


Merhaba değerli okurlar,

 

Bu ayki yazımda engelli olmak ve kendini engelli olarak tanımlamak kavramlarını, bu iki kavram arasındaki farklılığı ve engelli kimlik gelişimini irdeleyeceğim. Dün derste kültürel kimlik gelişim modellerini anlatıyordum. Bu modeller temelde farklı ırk ve etnik kökenden olan bireylerin kimlik gelişimini anlamak için ortaya konmuş. Fakat ırk ve etnik köken dışındaki azınlık gruplarına da uyarlanabileceği de not edilmiş. Böyle olunca ben de hemen engellilik açısından olaya yaklaşayım dedim.

 


Yirmili yaşlarımdaki ben dâhil, etrafımda pek çok engelli insanın aklından geçen, geçmese bile çevrenin tatlı imalarla hatırlattığı bu düşünce, çocuk sahibi olmaya karar verdiğim zaman, üzerinde enine boyuna düşündüğüm bir hal aldı.


Merhaba değerli okurlar,

Bu ayki yazımda engelli olmak ve kendini engelli olarak tanımlamak kavramlarını, bu iki kavram arasındaki farklılığı ve engelli kimlik gelişimini irdeleyeceğim. Dün derste kültürel kimlik gelişim modellerini anlatıyordum. Bu modeller temelde farklı ırk ve etnik kökenden olan bireylerin kimlik gelişimini anlamak için ortaya konmuş. Fakat ırk ve etnik köken dışındaki azınlık gruplarına da uyarlanabileceği de not edilmiş. Böyle olunca ben de hemen engellilik açısından olaya yaklaşayım dedim.


Biz engelliler bazen salt bir yardım objesi oluruz milletin gözünde, bazen de bir kahraman; ama asla bir sıradan insan değil. Bazen yerlerde sürünür, bazen göklere yüceltiliriz ama hiç sizin yanınızda olmayız.

 


Merhaba Değerli Okurlar,

Bu ay dergimizin tam üçüncü yaşını kutluyoruz. Bu güne kadar aralıksız devam edebilmemizin en büyük motivasyon kaynağı sizlersiniz. Gerek yorumlarınızla, gerekse konuk yazılarınızla bizlere ilginizi, sevginizi,  beğeninizi ilettiğiniz için çok çok teşekkür ederim kendi adıma.


Sayı 35, Ocak 2017

 

Merhaba gençlik,

Biliyorum toplumun pek bir beklentisi yok bizden. Gölge etmesek yetecek onlara. Bu yazıyı, sakın ha toplumun bu haline uymayın diye yazıyorum, bu akıntıya kapılmayın diye.


Selamlar Dostlar,

Kaç yüz tane can sıkıcı olay yaşadık bugüne kadar, onlarcasını burada anlattık. Engellilere bebek muamelesi yapan sokaktaki insandan tutun da, dersinde engelli öğrenci istemeyen profesöre kadar bir sürü şahıs, bir sürü can sıkıcı hadise yaşadık, paylaştık. Bu ay bir değişiklik yapıp şaşırtıcı derecede olumlu bir deneyimimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Aslında beni şaşırtan tek şey her şeyin sıradan olması, normal seyrinde izlemesi.


14. sayı, Nisan 2015

 

Hepiniz Birer Engelli Adayısınız!

Toplumun katılımının arzulandığı sosyal sorumluluk ya da yardım projelerinde sıkça kullanılan bu ifadenin alt metnini okumak istiyorum bu ay sizlere. Bakalım bu söylem insanların hangi duygu ve düşüncelerine hitap ederek onları projeye dâhil etmeyi amaçlıyor, onlara özünde ne söylüyor.


Bugüne kadar ben dâhil diğer yazar arkadaşlarım ve pek çok başka değerli insan, engellilerin ayrımcılığa maruz kaldığını çeşitli yollarla anlattık durduk. Engelli kimliği, azınlık olma, ötekileştirilme ve önyargılarla ilişkili pek çok kavram ele alındı. Bu yazıda ben amatörce bir deneme yapmak istiyorum. Engellilik, ayrımcılığa maruz kalan diğer ötekileştirilmiş gruplarla nerelerde benzeşir nerelerde ayrışır bunu biraz irdelemek istiyorum.


Osman elle kumanda edilen vanıyla işinden eve geldikten sonra, arabasını park edip tekerlekli sandalyesine geçti. Oturma odasına geçip bir süre dinlendi. Dinlenirken gazeteye göz attı. Cerebral palsy nedeniyle ince motor becerileri etkilenen Osman, gazeteyi, kucağına koyduğu bir dizüstü okuma masasının üzerine yayarak okuyordu. On dakika kadar sonra Osman, farklı şekildeki bir bıçak ve ilave tutma yerleri olan tencereyi kullanarak yemek hazırlamaya girişti. Ailecek yemeğe oturdular. Osman tutması daha kolay olan L şeklindeki çatal kaşığı kullanıyordu.