Toplam Okunma 0

Yine her günkü gibi işe gitmek için yola çıktım. Ve her sabah bindiğim otobüse bindim. Herhalde bugün bir vukuat olmaz diye düşünürken, çok geçmeden geldi yine o kötü an. Otobüse bindiğimde kafamdaki tek şey, o günün son iş günü olması ve benim de izne çıkıp ailemin yanına gitmek için sayacağım saatlerdi. Ama işte maalesef her şey düşündüğümüz gibi olmuyor. Otobüse bindikten sonra yer istemek çok adetim değildir. Otobüsün nispeten boş olduğunu anlayınca, “Boş yer var mı?” diye sorarım sadece. Genelde benim işe gitmek için bindiğim otobüs, her sabah kalabalık olduğu için hiç sormuyorum. Yine de insanlar nezaketen yer verirler. O sabah da bir yolcu, yerini vermek istedi ama farklı bir yolcu o kişiye, “Sen kalkma, orada oturamıyor. Düşüyor.” dedi. Başka birisi, bu sefer düşmeyeceğim bir yerden, kalkıp yer vermek istedi. O an çok sinirlendim ve o kişiye, “Siz kim oluyorsunuz da benim yerime karar veriyorsunuz?” dedim. “Bugüne kadar hiçbir koltuktan düştüğümü hatırlamıyorum.” diye de ekledim.

Ben bu cümleleri kurduktan sonra, kendimle bir kere daha gurur duydum. Çünkü bağımsız harekete başlamadan önce bu cümleleri kuramazdım bile. Özgüveni yüksek bir insanımdır ama kendi bağımsızlığımı kazanmadan, özgüvenin bana ne faydası var ki? Bugün bu cümleleri kurabilecek bir noktaya gelmişsem, kendimle gurur duyabilirim diye düşünüyorum.

Tabii, o otobüsteki insanların bazıları meşhur sözümüzü düşünmüşlerdir, “Hem kör hem de nankör.” İnanın bu, benim umurumda bile değil. Ben, bir başkasının yerime karar verebileceği birisi değilim. Ve anlamıyorum, insanlar bu hakkı kendinde nasıl görüyor? Körüz diye bizim üzerimizde istedikleri gibi karar verebileceklerini sanıyor olabilirler ama onlara bu fırsatı vermemek de bizim elimizde. Biz ne kadar, “Hayır” diyebilirsek, kendi değerimizin o kadar farkında oluruz. Birilerinin yanlış yaptığı konulara tepki gösterdiğimizde, belki hemen bir şeyler değişmeyecek ama siz özgüveninizin ne kadar da geliştiğini göreceksiniz.

Ben o koltuktan gerçekten de bir gün düşebilirim. Ama o koltuktan düşmek, sadece benim başıma gelebilecek bir şey değil. Fakat nedense insanlar, bir kör gördüğünde uzaylı görmüş gibi oldukları için o koltuktan sadece ben düşerim zannediyorlar. En azından bu hadise yaşanırken, sessizce birilerinin benim yerime karar vermesine müsaade etmediğim için içim çok rahat. Önceleri, bağımsızlığım yokken, bu olaylar karşısında tepkimi içimde yaşardım. Onlar bana yardım edecek diye sesimi bile çıkartamazdım. Oysaki, bağımsızlığımı kazanalı tam dört yıl olmuş. Ve ben bugün kızdığım şeyleri, içimden kendi kendime değil; yüzlerine haykırabiliyorum.

Birilerinin sizin yerinize karar vermesine müsaade ettiğinizde, bu konuda verdiğiniz tavizin, geri dönüşü yok. Bir kere, “Hayır” diyebilirseniz, arkası çorap söküğü gibi gelir.

Umarım, bu yazımı okuyanlara biraz cesaret verebilmişimdir. Kimsenin, sizin yerinize karar vermesine izin vermeyin. Bu, kim olursa olsun.

 


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.