Toplam Okunma 0
Görselde, masa başında oturan bir kadın, bilgisayar ekranına odaklanmış bir şekilde görünüyor. Ekranda, bir şehrin haritası ve yanında afet yönetimiyle ilgili yazılar, grafikler, kasırga ikonları gibi veriler yer alıyor. Kadın bir eliyle klavye kullanırken diğer eliyle fareyi tutuyor. Masanın üzerinde defterler ve bir kahve fincanı da bulunuyor.

Geçen ay yazla birlikte artan orman yangınları sebebiyle içinde bulunduğum haleti ruhiyeden söz etmiştim. Sizlere gelecek sayı için afet durumlarında yapılabileceklere ilişkin yapılan araştırmalardan bahsetmeye söz vermiştim. Yaptığım basit Google taramasında ilk sayfada çıkan birkaç dokümandan süzdüklerimi aktarmak isterim. 

 

Bu belgelerden gördüğüm kadarıyla en kapsamlısı T.C. İstanbul Valiliği tarafından İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında hazırlanan Engelli Bireyler İçin Afet ve Acil Planlama Rehberi'dir. Toplamda yüz otuz iki sayfalık rehberin özeti niteliğinde broşürüne de ulaşılabiliyor. 

 

Prof. Dr. Onur Kurt danışmanlığında Zuhal Nakay tarafından hazırlanan içeriğin amacı broşürde şöyle ifade ediliyor: 

"Farklı engelli gruplarını, yakın ilişki içinde oldukları bireyleri (aile, bakım verenler, arkadaşlar, çalışanlar vb.) ve ilgili kurumları afet öncesinde, sırasında ve sonrasında yapabilecekleri konusunda bilgilendirebilmek ve yol gösterebilmektir." 

 

Okuduğum ikinci makale Kırıkkale Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü'nden Kübra Arslan tarafından kaleme alınmış. Başlığı: Afetlerin Engelli Bireylere Etkisi. Makalede Arslan amacını şu şekilde belirtmiş. 

"Afetler ortaya çıktığı tarihten itibaren çok sayıda can ve mal kaybına, medeniyetlerin yok olmasına ve kitlesel göçlere neden olmuştur. Engellilik olgusu, engelli bireyin etkileşim içerisinde bulunduğu sosyal grupların farkındalığı oranında içselleştirilebilmektedir. Toplum içinde engelli bireyler yoksulluk, eğitim, rehabilitasyon, ulaşım, fiziksel çevre ve konut, erişilebilirlik/ ulaşılabilirlik alanında sorun yaşamaktadır. Bu çalışmada afetlerin engelli bireyler üzerindeki etkisinin ele alınması amaçlanmaktadır. Afet öncesi yaşadığı toplumda herhangi bir zorlukla karşılaşmadan hayatını devam ettiren bir engelli birey afet nedeniyle var olan çevresel ve toplumsal düzenin bozulması sonucu hareket kısıtlılığı, erişim gibi sorunlarla karşılaşarak dezavantajlı duruma düşebilir. Afet öncesi sosyal hayatta damgalanan bireyler afet yönetim süreçlerinde göz ardı edilerek süreçlere dâhil olamayabilir. Afet öncesi planlama ve risk azaltma sürelerinde dikkate alınmayan ve paydaş olarak sürece katılmayan engelli bireyler afet durumlarında daha büyük sorunlar yaşamaktadır. Engelli bireyler afet öncesi sırası ve sonrasında birçok zorlukla karşılaşmaktadırlar. Engelli bireylerin karşılaşabileceği zorluklar; aile, arkadaş, bakım hizmeti veren birey gibi destek ağlarının bozulması, hareketliliğe yardımcı olan tekerlekli sandalye, protez, ortez gibi cihazların hasar ya da kaybı, acil durum toplanma/barınma yerlerine ve erken uyarı veya genel uyarı mesajlarına erişimdeki zorluklar olarak sıralanabilir. Sonuç olarak afetlerde toplumun etkilenme biçimi, şiddeti ve etkiye verebildikleri yanıtlar farklı olmakla birlikte en fazla etkilenecek dezavantajlı gruplar engellilerdir. Engellilerin afetlerden etkilenme durumunda etkilenme düzeylerinde bireysel farklılıklar görülebilir. Engel durumuna göre oluşacak bu farklılıklar için engelli bireylere görüş sorulmalı ve ihtiyaç analizi yapılmalıdır. Özellikle afet eylem planı çalışmalarında engelli bireylerin hazırlıkların bir parçası olması sağlanmalıdır."

 

Bu yazının kapsamına alınan son çalışma ise Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyal Hizmet Anabilim Dalı'ndan Ahmet Türk tarafından hazırlanan Deprem Özelinde Engelli Bireylere Duyarlı Afet Yönetimi Modeli başlıklı makaledir. 

 

"Bu çalışmada afet yönetimi modeli, her engel grubunun ihtiyaç ve kapasiteleri doğrultusunda bütüncül olarak ele alınmıştır. Çalışma kapsamında engelli bireylere duyarlı afet yönetimi; risk ve yıkıcı etkileri göz önüne alınarak deprem afeti özelinde değerlendirilmiştir. Çalışmanın temel amacı, engelli bireyler ve aileleri için muhtemel bir deprem anında ve sonrasında yapılması gereken uygun davranış formlarını organize etmek ve bu yolla bireysel ve toplumsal manada afet bilinç düzeyi ve dirençliliğini artırarak depremin meydana getirebileceği zararları azaltmaktır. Çalışmanın diğer amacı ise alanda çalışan profesyonellere ve engelli bireylere duyarlı afet yönetimi sürecine yönelik yapılacak yeni çalışmalara bütüncül bir kaynak oluşturmaktır. Bu amaçlar çerçevesinde afet yönetimi modelinin aşamaları deprem afeti özelinde değerlendirilerek engelli bireylere duyarlı afet yönetimi stratejileri bütüncül bir şekilde ele alınmış, deprem özelinde engele duyarlı afet yönetimi organize edilmiştir." 

 

Bu belgelerin üçünden de bölümler alıntılayarak sizlere bir özetimsi sunmak istedim. Belki merak eder ve kendi bakışınızla değerlendirmek istersiniz anlatılanları. 

 

AFET KAVRAMI

 

Kübra Arslan'ın makalesinde en detaylı tanımıyla şöyle açıklanmış: 

 

"Türkçe ‘ye Arapçadan yerleşen afet kelimesi `çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım', `kıran' anlamına gelmektedir (TDK, 2020). Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'na (AFAD) göre afet, `bir olayın kendisi değil, doğurduğu sonuçtur' (AFAD, 2014). 

 

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) afeti, toplumun normal yaşam koşullarını olumsuz etkileyen ve etkilenen toplumun uyum kapasitesini aşan olaylar olarak tanımlamaktadır (WHO, 2002). 

 

Uluslararası afet veri tabanı EM-DAT'a göre bir olayın afet olarak tanımlanabilmesi için çeşitli kriterlerin meydana gelmesi gerekmektedir. Bu kriterler;

 On veya daha fazla kişinin hayatını kaybetmesi,

 Yüz veya daha fazla kişinin etkilenmesi,

 Olay sonrasında olağanüstü Mi ilan edilmesi,

 Olay sonrasında uluslararası yardım çağrısı yapılmasıdır.

Bu kriterlerden en az birinin gerçekleşmesi afet olarak değerlendirilmektedir (EM-DAT, 2009). 

 

Literatürde yer alan afet tanımlarında da görüldüğü üzere bir olayın afet niteliği kazanması için insan ve meydana gelen olay merkezli iki ana unsur-dan söz edilebilir. Birinci unsur olayın büyüklüğü ve kapsamı, ikinci unsur ise olayın meydana geldiği toplumun yapısıdır. Olayın afete dönüşmesini sağlayan asıl neden olayın kendisinden çok toplumun afete karşı direncinin boyutudur."

 

"AFAD sınıflandırmasında afetleri kaynağına göre; doğal ve teknolojik afetler olarak ele almıştır (AFAD, 2019). Doğal afetler kapsamında; deprem, dev dalgalar (tsunami), volkanik patlamalar, toprak kaymaları, tropikal siklonlar, sel, kuraklık, çevre kirlenmesi, ormanların yok edilmesi, çölleşme gibi afetler bulunmaktadır. Teknolojik afetler kapsamında; nükleer santral kazaları, kimyasal ve endüstriyel kazalar, uçak kazaları, demiryolu afetleri, gemi kazaları, terörizm ile ilgili eylemler bu sınıf içinde yer almaktadır. Teknolojik afetler kendi başına oluşabileceği gibi doğal bir afet tarafından da etkilenebilmektedir (Kadıoğlu ve Özdamar, 2008)." 

 

İstanbul Valiliği broşüründe biraz daha basitçe tanımlanmış ve etkilediği kişiler sınıflandırılmış. 

 

“Afet Nedir? 

Afet: 

             Doğa, teknoloji veya insan kaynaklı bir olaydır. 

Fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğurur. 

Gündelik yaşamı ve faaliyetlerini durdurur veya kesintiye uğratır. 

Toplumun kendi kaynaklarıyla çözüm üretmesini zorlaştırır. 

Yaşamı tehdit ettiği gibi, psikolojik açıdan da travma yaratır. 

Ülkemizde depremler başta olmak üzere pek çok doğa, insan ve teknoloji 

kaynaklı afet yaşanmaktadır.” 

 

“Afetlerden Kimler Etkilenir? 

Birincil etkilenenler: Afet bölgesinde ikamet eden ve afeti doğrudan yaşayan kişiler. 

İkincil etkilenenler: Birincil mağdurlarla ailevi ya da kişisel bağı olan bireyler. Üçüncül etkilenenler: Bulundukları yer gereği deprem veya benzeri afetler sonrasında görev almak ve afetzedelere hizmet götürmek durumunda olan ya da yaşanan afete medya yoluyla maruz kalan bireyler.”

 

AFET YÖNETİMİ

 

Sayın Kübra Aslan'ın makalesinden yine geniş bir alıntı ile konuyu en anlaşılır şekilde kavrayabiliriz. Buraya bir parantez ile İstanbul Valiliği çalışmasında da gayet genişçe ilgili bölümün açıklandığını belirtmek isterim. 

 

"Afetler tarihten beri çok sayıda can ve mal kaybına, medeniyetlerin yok olmasına ve kitlesel göçlere neden olmuştur. Toplumlar geçmişten günümüze afetlerin doğaya ve çevreye verdikleri zararlar nedeniyle afetlerle mücadele etmiştir. Geçmişte kısıtlı olan bilgi ve teknoloji nedeniyle afet ile mücadele genellikle afet am ve sonrası odaklı olmuştur. Günümüzde ise afetlere yönelik bilgilerin ve teknolojinin artmasıyla afet mücadelesi yönetim çerçevesinde kurum ve kuruluşlar arası iş birliği içinde toplumun tüm kesimlerini kapsayan ulusal ve uluslararası bir anlayışla afetlerle mücadele edilmektedir (Demiröz Yıldırım, 2022).

 

Son yıllarda, doğa kaynaklı tehlikelerin tetiklediği binlerce afet meydana gelmiştir. Bu afetlerin büyük kısmı sel, fırtına ve sıcak hava dalgaları gibi iklim ve hava ile ilgili aşırı olaylardan kaynaklanmıştır (IFRC, 2020). Ülkemizde günümüzdeki jeopolitik yapısı gereği çok sayıda insanı derinden etkileyen afetler yaşanmaktadır. Bu bağlamda 2009 yılında afet yönetiminde birtakım değişikliklere gidilmiştir. 2009 yılında 5902 sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü, Afet İşleri Genel Müdürlüğü ve Sivil Savunma Genel Müdürlüğü kapatılmış Başbakanlığa bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) kurulmuş ve AFAD afet ve acil durumlarda yetkili tek kurum haline getirilmiştir (5902 Sayılı Kanun, 2009). 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesi ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı teşkilat ve görevlerinde değişikliğe gidilmiştir. 15.07.2018 tarihinde yayınlanan Cumhurbaşkanlığı 4 Nolu Bakanlıklara Bağlı, ilgili, ilişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi' ile Başbakanlığa bağlı olarak faaliyet sürdüren Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı'na bağlanmıştır ve yetkili üst yönetici İçişleri Bakanı olmuştur. Merkezi örgütsel yapılanmada; Afet ve Acil Durum Yüksek Kurulu, Afet ve Acil Durum Koordinasyon Kurulu ve Deprem Danışma Kurulu kapatılmış ve Afet ve Acil Durum Danışma Kurulu kurulmuştur (Cumhurbaşkanlığı 4 Nolu Kararname, 2018).

 

Afetlerde yaşanan sorunlarla baş edebilmek ve güçlü bir toplum olabilmek için risk ve zarar azaltma, hazırlık, müdahale ve iyileştirme evrelerinin hepsini dikkate alan bir afet yönetim modeli gerekmektedir. Bu yönetim modeli risk yönetimi (risk ve zarar azaltma, hazırlık) ve kriz yönetimi (müdahale, iyileştirme) süreçlerini kapsayan Bütünleşik Afet Yönetimi'dir. Bütünleşik afet yönetimi; `Afetlerle baş edebilen, dayanıklı ve dirençli bir toplum oluşturmak için tüm tehlikeleri dikkate alan, afet yönetiminin önleme, zarar azaltma, hazırlık, müdahale ve iyileştirme aşamalarında yapılması gereken çalışmalar ve alınması gereken önlemleri, toplumun tüm güç ve kaynaklarını kullanarak gerçekleştirebilen bir yönetim süreci; entegre afet yönetimi" şeklinde tanımlanmaktadır. (AFAD, 2014)." 

 

Arslan, "Bütünleşik afet yönetim sistemi basamaklarında yapılacaklar" adlı başlıkta listeye kısaca özetliyor. 

 

"Önleme: Önleme tedbirleri, tahliye planları, çevre düzenleme, tasarım standartları yapılmalıdır. Hazırlık: Planlama, organize olma, eğitim, teçhizat, tatbikat, değerlendirme, düzeltici aksiyonlar, tahmin ve öngörüler oluşturulmalıdır.

 

Müdahale: Kaynakların koordinasyonu ve yönetimi, afete müdahale oluşturulmalıdır.

 

İyileştirme: Önemli/kritik fonksiyonları eski haline getirme, istikrar sağlama, olağan duruma dönüş sağlanmalıdır.

 

Zarar Azaltma: Afetlerin olası etkilerini sınırlandırmak için yapısal ve yapısal olmayan değişiklikler yapılmalıdır. Afetler, sosyal ve çevresel; temiz hava, güvenli içme suyu, yeterli yiyecek, güvenli barınma gibi pek çok konuyu olumsuz etkiler. Afetlerden korunmanın en etkili yolu, toplum olarak hazırlıklı ve donanımlı olmaktır. Çünkü afetler tüm toplumu fiziksel, sosyal, psikolojik yönden etkilemektedir (UNISDR, 2015)."

 

Her üç makalede de özellikle kullanılan dildeki sağlamcı ifadeler zaman zaman dikkati çekmektedir. Bu durum bir tarafa bırakılacak olursa hak temelliliği her fırsatta vurgulamaları çok değerlidir. Ayrıca işlenen konunun önemi gereği bu dergi sayfalarına alınmışlardır. Daha ayrıntılı öğrenmek isterseniz kaydettiğim arama motoru sayfasını aşağıdan inceleyebilirsiniz. 

 

Afet yönetiminin engelliler için önemi ve gereklilikler hususundaki alıntılar yazının çok uzun olacağı düşünülerek bir sonraki sayıya ertelenmiştir. Dolayısıyla daha fazlasını gelecek sayıda paylaşmayı ümit ediyorum. 

 

Afet ve engellilik Google arama sayfası:


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.