Merhaba sevgili okuyucu,
Dergimizin ikinci sayısında günümüzün vazgeçilmezi dizileri ele almak istedim. Tabii ki bizler için daha da önemli olan ve son ayların engelli camiasında popülaritesini kaybetmeyen konusu, sesli betimlemeli diziler. Benim bu kararı almamda arkadaşımız Engin Yılmaz'ın geçtiğimiz aralık ayı içinde Sabancı Vakfı’ndan aldığı fark yaratanlar ödülünün de payı olduğunu söylemeliyim. Engin ve ona omuz veren arkadaşları iyi ki farklarını ortaya koymuşlar ve bizleri böylesi bir zevkle tanıştırmışlar. Bu noktada bir kez daha kendilerine teşekkürlerimizi sunmayı borç biliyoruz.
Günümüzde sadece engelliler için değil herkes için televizyon vazgeçilmez bir şey. Sanırım artık insanlar için boş vakit diye bir kavram dahi kalmadı. Çünkü günlük işlerimiz, işyeri mesaimiz, yemek, içmek yaşamımızın rutinleri ve arada sürekli bir televizyon sesi. Hiç ekranına bakılmasa bile açıktır evlerde çoğu zaman televizyonlar. TV kanalları için ise reytingleri yakalamak ya da düşürmemek için devamlı bir dizi bombardımanı var izleyiciye karşı. İsteseniz de istemeseniz de bir şekilde evde zaman geçiriyorsanız muhakkak bu dizilerle yüz göz oluyorsunuz. Hatta ben dahil birçok kimse için de sanırım hiç değilse bir tane dizim olsun güdüsü bile oluyor mu ne? Hani ne derler; "Kişi kendinden bilir işi". E bu doğrultuda ben de kendimden biliyorum işte. Bu düşünce ile kendime bir dizi seçtim. Başlayacağını reklamlarından gördüğümde Aramızda Kalsın’ı izlemeye karar verdim. Ancak ne yazık ki benim dizimin sesli betimlemesi yapılmıyor. Tuhaf bir duygu bu.
Her akşam onlarca dizi tarafından TV'niz işgal altında. Siz bunlardan birini seçeceksiniz ama doyasıya izleyebilmek istiyorsanız eğer bir diziyi, size dayatılanlar arasından seçim yapmak durumundasınız. Yani seçim hakkınız kısıtlı. Mesela Aramızda Kalsın'ı izleme şansınız yok. En azından sindire sindire izleme şansınız yok. Nedir sindire sindire izlemek? Bu durumu bir örnekle açıklamak isterim. Sözüne ettiğim dizinin bir bölümünün son sahnesinde, beraber izlediğim annem uyumuştu ve benden başka salonda kimse yoktu. Sahnede dizinin kahramanlarından Yadigar, Civan'a bir şey verdi ve civan sesinden anladığım kadarıyla hüzünlü bir şaşkınlık içine girdi. Ancak neydi Yadigar'ın Civan'a verdiği şey? Ben bunu diğer haftaki bölüme kadar öğrenemedim. Ne kadar sinir bozucu değil mi? İşte böyle bir şey bir diziyi ya da filmi salt konuşmalarla izlemek.
Sesli betimlemeli diziler konusunda Kanal D'nin hakkı ödenmez kuşkusuz. Bu tabiri kullanmak istemezdim; ama ne yazık ki günümüzde olması gerekenler yapıldığı zaman hayret eder ve hatta taktir eder olduk. Dürüstlük veya kıymet bilmek gibi mesela. Her neyse, aslında ben bu seçim dayatması olayını bu işin en başında Kanal D ile de yaşamıştım ne yazık ki. Geçtiğimiz yaz başıydı. Başrollerini Nurgül Yeşilçay ve Sahin Irmak'ın oynadığı Sultan adlı diziyi büyük bir hevesle izlemeye başladım. Yedinci bölümden sonra bu dizinin en baştan itibaren sesli betimlemesinin yapılacağını duydum ve kelimenin tam anlamıyla uçtum. İzlediğim tüm o bölümleri doya doya bir kez daha izledim. Zaten sesli betimlemeli dizi izlemenin tadına ilk kez böyle vardım da diyebilirim. Hatta Kanal D'nin bu konudaki yetkilisine övgü dolu bir de mail yazmıştım ki o da nesi? On ikinci bölümden sonra artık bu dizinin betimlenmeyeceğini öğrendim. Şok oldum. Nasıl yani dedim. Kendimi elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi hissediyordum. Bundan sonra nahoş bir kaç yazışmadan sonra Kanal D'yi protesto ettim ve hiç izlemedim. Ancak şimdi hakkını vermek lazım. Bu konuyu ilk olarak önemseyip hayata geçirmek bir yana, bildiğim kadarıyla tüm dizilerini de sesli betimleme kapsamına almış. Ne diyelim? Darısı tüm TV kanallarının başına. İşte tam da bu sebepten sesli betimlemeli diziler gelince akla ilk hatırlanan kanaldır Kanal D. Bundandır ki değerlendirmeme yalan dünya ile başlamak istiyorum.
Yalan Dünya Tanıtımı
Sanırım ekranların en vazgeçilmez dizilerinden birisi. Yayınlandığının ertesi günü birçok ortak mekanda yorumlarının ve esprilerinin havada uçuştuğu, karakterlerinin tekrar tekrar taklitlerinin yapıldığı bir dizi Yalan Dünya. Ana hatlarıyla dizi hakkında biraz bilgi verelim. Yapım şirketi D Productions olan dizinin, proje tasarımcısı ve senaristi Gülse Birsel. Yönetmenliğini Jale Atabey’in üstlendiği dizi, bilgilerine ulaştığım Vikipedi sitesinde durum komedisi türünde gösterilmiş.
Üç sezondur devam eden diziye İstanbul'un Cihangir'i ev sahipliği yapmakta. Dizide rol alan oyuncular ise Altan Erkekli, Füsun Demirel, Beyazıt Öztürk, Hasibe Eren, Olgun Şimşek, Gülse Birsel, Öner Erkan, Sarp Apak, Bartu Küçükçağlayan, İrem Şak, Gupse Özay, Gönül Ülkü gibi çoğu tanınmış isim. Ayrıca sonraki sezonlarda Gonca Vuslateri, Hümeyra, Rutgay Aziz gibi isimleri de kadrosuna katan dizi izleyici üzerindeki etkinliğini sürdürmekte.
Kanal D, sesli betimleme çalışmalarına hatırlanacağı gibi o zamanların gene en popüler dizilerinden biri olan Öyle Bir Geçer Zaman Ki ile başlamıştı. Gerçi söz konusu dizi 64. Bölüme geldiğinde eski popülaritesi kalmamıştı; ama gene de ekranlara hayli seyirci toplamayı başarıyordu. Buna rağmen Kanal D'nin dizi betimlemesi yapacağı ve betimlemeye yukarıda adı geçen diziyle başlayacağı söylendiğinde, anımsıyorum teknokör başta olmak üzere çoğu üyelerinin görme engelli olduğu birtakım Google gruplarında, keşke o değil de bu olsaydı, diye en çok adı geçen diziydi Yalan Dünya. O sezon dizi yeni başlamıştı ve çok daha fazla adından söz ettiriyordu. O zamanlar bu dizinin sesli betimlemesinin her nedense çok zor yapılabileceğini düşünmüştüm. Oysa bugün dinlediğimde gayet de güzel yapmış arkadaşlarımız, ellerine sağlık.
Seksenler Bilgileri Ve Ötesi
2012 yılında Kanal D ile başlayan dizilerin sesli betimleme ve işitme engelliler için alt yazıyla yayınlanmasına 2013 ile birlikte işaret dili de eklendi. Dizilerin bu şekilde izleyicilerle tam anlamıyla buluşması olayını şükür ki Star ve TRT kanalları da görmezden gelemedi ve bu kervana az sayıda diziyle de olsa onlar da katıldı. Bu kanallardaki dizi sayılarının da şiddetle arttırılması hatta dilediğimizi izleyebilmemiz için tüm dizileri kapsaması ve diğer kanalları da uykularından uyandırması ümidiyle TRT'nin vazgeçilmez dizisi Seksenler ve Star TV'nin en yukarıda bahsettiğim iki dizi kadar izleyici potansiyeline sahip dizisi Muhteşem Yüzyıl'dan söz etmek istiyorum. Bu üç dizinin hiçbirinin sürekli bir izleyicisi olmamakla birlikte, sizlere bu yazıyı yazmak için üçünden de birer bölüm dinledim ve her birinin sesli betimleme açısından kendilerini aştığını gönül rahatlığıyle söyleyebilirim.
Seksenler üzerine araştırmalarım sonucu edindiğim bilgileri de paylaşmak isterim. Vikipedi sitesinde Seksenler hakkında romantik, komedi ve nostalji konulu bir sitcom olarak ifade edilen dizi, bir Birol Güven yapımı. Senaryosu Murat Aras tarafından yazılıyor ve yönetmenliğini Mufit Can saçıntı yapıyor. Dizinin oyuncuları Rasim Öztekin, Özlem Türkad, Şoray Uzun, Serhat Kılıç, Yasemin Çonka, Vural Çelik, Ayşe Tolga, İlker Ayrık, Ceyhun Fersoy vs. Dizi kadrosu o kadar geniş ki dizi emekçilerine özürlerimle hepsinin adını buraya alamadığımı bildirmek isterim. Üç sezondur devam eden ve zaman zaman annemle izlemek durumunda kaldığım diziyi sesli betimlemeli dinleyince farkı fark ettiğimi bir kez daha altını çize çize belirtmeliyim.
Muhteşem Yüzyıl Hakkında
Star TV’nin adından çok söz edilen dizisi Muhteşem Yüzyıl hakkında yine Vikipedi’den aldıklarım ise şunlar: Muhteşem Yüzyıl, bir Tims Productions yapımı. Dizide tarihteki gerçek karakterlerle birlikte, bütünüyle kurgu ya da tam bilinmeyen ve kurguyla geliştirilen karakterler de kullanılmış. Dizi Vikipedi’de tarihi drama türünde tanımlanmış. Senaristi rahmetli Meral Okay, kendisini rahmetle anıyoruz, ve Yılmaz Şahin olarak bildirilmekte. Yönetmenler Taylan Biraderler olarak gösteriliyor. Ancak Emine Kolivar’ın dizi kadrosunu seslendirdiği bölümde ben Mert Baykal adını da duydum. Vikipedi bu anlamda sayfadaki bilgileri yenilememiş olabilir mi diye düşünmeden kendimi alamadım. Halit Ergenç, Vahide Perçin, Mehmet Günsür, Ozan Güven, Nur Fettahoğlu, Pelin Karahan, Engin Öztürk, Merve Boluğur, Aras Bulut İynemli gibi usta oyuncular dizide rol almakta. Müzikleri Fahir Atakoğlu, Aytekin Ataş ve Soner Akalın tarafından yapılıyor. Dört sezondur süren dizinin yapımcısı Timur Savcı ve öykü editörü ise Emrullah Hekim olarak bildirilmekte. Ayrıca dizide Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan’ın aşklarının yanı sıra, yaşandığı dönemin tarihi önemli olayları da işlendiğinden çok geniş bir oyuncu kadrosu olmakla birlikte, her dönem oyuncuları genişlemekte ve değişmektedir.
Genel Olarak Sesli Betimlemeler Üzerine:
Öncelikle, dizilerin sesli betimlemeli hallerinin dizi yayınlandıktan 48 saat sonra her bir kanalın kendi sitesine yüklediğini belirtelim. Betimlemelerin değerlendirmesine gelince...
Yalan Dünya’nın sesli betimlemesinde dizinin formatına uygun olarak sokak dilinden kelimelerde kullanılmış ve bence diziye çok yakışmış. Toplam üç dizide, ikisi Yalan Dünya olmak üzere, dört bölüm dinledim ve hiçbirinin betimleme metinleri hiçbir şekilde repliklerin üstüne geçmemiş. Betimleme anlatıcısının ve oyuncuların sesleri aşağı yukarı aynı düzeyde ve birbirlerinin aralarında kaybolmamış. Dizinin gösterimine başlandığı ilk andan itibaren bütün görsel öğeler, akışa uyan bir hızla anlatılmakta. Her üç dizide de oyuncular, dizilerdeki rolleriyle birlikte bildirilmekte. Bütün film emekçileri tek tek seslendirilmekte.
Dizi betimlemelerinde dikkatimi çeken iki olumsuz nokta var ki söylemeden geçemeyeceğim. Birincisi, dizilerin ilk başlangıç anında “bu dizinin sesli betimlemesi yayınlandığı kanalın adı verilerek, bu kanal tarafından Sesli Betimleme Derneği’ne yaptırılmıştır” denilmekte ve derneğin internet adresi verilmekte. Ancak sesli betimleme metin yazarı, kurgulayıcı yada seslendiren söylenmiyor. Derneğin web adresine baktım. Ancak belki de benim beceriksizliğim, istediğim bilgiye ulaşamadım. Bu nedenle mesela Seksenler dizisini betimleyen sesin kime ait olduğunu öğrenemedim. Oysa o kadar güzel seslendirmiş ve o ses o diziye o kadar yakışmış ki bilmek isterdim. Bu noktada sesini daha önceki betimlemelerden tanıdığım Emine Kolivar’ı Muhteşem Yüzyıl ve Yalan Dünya’da dinledim. Ancak bu benim şahsi fikrim olmakla birlikte, Yalan Dünya’yı Emine Hanım’ın sesiyle özdeşleştiremedim. Kendimi bulmuş da bunuyor gibi hissediyorum ama öyle işte. Oysa Muhteşem Yüzyıl’a sesi resmen cuk oturmuş. Bu da eleştirilerimin ikincisiydi. Sanki Yalan Dünya daha muzip bir ses tonuna daha çok yakışırdı gibi. Gerçi Emine Hanım o muzipliği sesine vermiş ama ne bileyim, ses kendinden romantik ve duru, ötesi yok. En azından bence.
Kanalların Erişilebilirliği
Son olarak, tam anlamıyla bu yazının konusuna girmese de kanalların erişilebilir dizileri yayınladıkları internet bağlantıları hakkında birkaç şey söylemek istiyorum. Yukarıda bahsettiğim gibi Kanal D’yi Sultan dizisi sesli betimleme kapsamından kaldırıldıktan sonra hiç ziyaret etmedim. Bu nedenle sitenin kullanılabilirliğini girip de görünce çok şaşırdım. Eskisine nazaran çok daha erişilebilir ve kullanışlıydı. Benim gibi internet sitelerinde gezinmek konusunda son derece beceriksiz biri bile hiç zorlanmadan kullanabildiğine göre, söylenecek laf yoktur herhalde. Aradığım diziyi alt alta sıralanmış diziler arasında kolaylıkla bulabildim. İstediğim bölümü seçmekte hiç zorlanmadım ve gerek diziyi açmak gerek durdurmak ve hatta ileri geri almak bile yağ gibi kolayca yapılabiliyor. Aynı şey TRT’nin sitesi içinde söylenebilir. O da çok rahat ve erişilebilir düzenlenmiş. Ancak ne yazık ki Star TV’nin sitesini kullanmakta güçlük çektiğimi söylemeliyim. Orada da butonlar verilmiş ve çeşitli rakamlarla birlikte ekran okuyucusunun etiketsiz diye ifade ettiği bağlantılar var ve ne olduğu anlaşılamıyor. Muhteşem Yüzyıl’ı izlerken dizi oynatımını durdurmak ya da ileri geri sarmak sıkıntı oldu benim için. Bir de diğer iki kanalda dizi bir bütün halde verildiği ve kolayca tıklanabilir olduğu halde, Star TV sitesinde partlar halinde ve ben partları en az iki kere tıklamadan açamadım. Her tıkladığımda beni başka bir yere atıyordu ve aynı yere tekrar gelmek durumunda kalıyordum. Diğer kullanıcılarda aynı sorunları yaşıyorlar mı bilmiyorum; ama ben bunları deneyimledim. Söz konusu sitelerin her düzeyden kullanıcıya yönelik düzenlenmesi gerektiği kanaatindeyim. Aksi taktirde sadece siteleri kullanabilenler dizileri izleyebilir ya da gene bir görene muhtaç kalır ki bu bizim için olmasa daha iyi denilecek bir durum olur.
Son Söz
Ben bu yazıyı kaleme aldığımda şubat ayı başlarıydı. Yazının yayıma hazırlandığı sırada Show TV’nin de iki diziyle engelsiz tv’lere duyarsız kalmadığını öğrendim. Bu noktada öne çıkmış diğer kanallardaki, hele hele ATV’deki, suskunluğa anlam veremiyorum.
Bir de 2013 yılının tüm Türkiye için en önemli olaylarından biri kuşkusuz haziran direnişiydi. Yine bu yazı yayıma hazırlandığı sıralarda Berkin Elvan’ın ve hemen ardından da bir polis memurunun ölüm haberiyle yasa boğulduk. Kanımca uzak olmayan bir gelecekte bu direniş, filmlere ve hatta dizilere konu olacak. Dilerim bu yapımlar hazırlanırken erişilebilirlik en baştan göz önüne alınır. Hiç değilse olaylar sırasındaki müdahalelerde gösterilen şiddet sonucu engelliler arasına katılan kişiler yüzü suyu hürmetine bu talep dikkate alınır. Zira onlar gelecek güzel günler için can verdiler ya da sakat kaldılar ve onların konu edildiği bir yapıtta yok sayılamazlar.
Sesli betimlemeli dizilere SEBEDER’in “sesli betimleme derneği” internet adresinden kısa yoldan ulaşabilmek için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.http://www.seslibetimlemedernegi.com/index.php