Toplam Okunma 0

Yazımı yazmaya başladığım sıcak bir Mayıs gününden merhaba sevgili okuyucu. Bu ay yüzüncü sayı münasebetiyle özüme dönmeye karar verdim. Yani bir sesli betimleme değerlendirmesi yapacağım. Zira EEEH Dergi üzerine konuştuğumuz her programda söylediğim gibi dergimizin kurulduğu ilk gün ben ürkekçe bu görevi kabul etmiştim. Aradan geçen yüz sayıda pek çok filmi sizler için mercek altına almaya çalıştım. Gelen yorumlardan ve eleştirilerden pek de fena olmadığını anladım. Dilerim aynı çizgide ilerleyerek ama her sayıda biraz daha gelişerek yola devam ederiz hem ben hem de dergimiz.

 

Önceki yazılarımdan bilenler bilir. Annem çoğu zaman mutfakta televizyon seyrederken yanında beni de ister hele de ilgisini çeken bir şey varsa ekranda. “Hıçkırık” da tanıtımlarından görüp “İlle gel” diye ısrarcı olduğu filmlerden biri. Hatta birlikte yanlış anımsamıyorsam iki kere izledik. Ancak bu seyirler beni tatmin etmedi. Çünkü özellikle ulusal kanalları TV'den izlerken betimlemesiz oluyor ne yazık ki biliyorsunuz. SEBEDER Tartışmaları grubunda bir arkadaşımız bu filmin betimlenmesini talep etmişti. Ben de okuyunca "Evet ne güzel olur" diye düşünmüştüm. Betimlendiğine dair tanıtım iletisini görünce çok sevindim. Hemen arşive aldım. Sizler için değerlendirmek üzere bu ay bu filmi seçtim.

 

Komedi, dram alanlarında kategorilendirilen 2018 yılı Hindistan yapımı olan filmin özgün adı Hichki. Yapımcı olarak Aditya Chopra, Maneesh Sharma, Aashish Singh isimlerini okuyoruz. IMDB'de 7.6 puanlık başarıya sahip eserin yönetmenliğini Siddharth Malhotra yapmış. Oyuncular ve aldıkları roller ise şöyle: Rani Mukerji (Naina Mathur); Neeraj Kabi (Mr. Wadia); Rohit Saraf (Akshay); Sachin Pilgaonkar (Prabhakar Mathur); Asif Basra (Shyamlal); Jannat Zubair Rahmani (Natasha Khanna); Vikram Gokhale (Mr. Khan); Riya Shukla (Supriya Pilgaonkar); Supriya Pilgaonkar (Sudha Mathur); Hussain Dalal (Vinay); Ivan Rodrigues (Müdür); Harsh Mayar (Aatish).

 

Filmin konusuna ve betimleme eleştirisine geçmeden önce oyuncularla ilgili dikkatimi çeken bir noktayı yazmak istedim. İlginç bir şekilde, belki de benim beceriksizliğim, pek çok sinema sitesinde filmi bulamadım. Benim sık baktığım Beyaz Perde ve Sinemalar.com'dan bahsediyorum özellikle. Bulduğum diğer gazete tanıtımlarında ise yukarıda sözü edilen oyuncular vardı. Filmi izlerseniz siz de göreceksiniz ki asıl olayların üzerinde döndüğü 9/F sınıfı öğrencilerinden sadece birinin adı ve sanatçısı geçiyor listede. Bu durum bende “Acaba Hint kültüründe tarihten bildiğimiz kast sistemi hala geçerli mi? Dahası sinemada bile etkili mi? düşüncesini doğurdu.

 

Neyse cevabını kısa sürede bulamayacağım soru işaretimi bir kenara koyup filmin konusundan söz edeyim size. Aslında bizim pek de yabancı olmadığımız, kişinin özelliklerine bakılmaksızın önyargılarla engellenmeye çalışılması ve ona karşı verilen mücadele ile kendini ispatlama savaşı diyebiliriz. Filmde Naina bir öğretmen olmak istemektedir ancak çevresindeki insanlar, Tourette sendromlu bir birey olması nedeniyle başka meslek seçmesi gerektiğini söylemektedir. Sonunda bir okulda öğretmen olarak iş bulur ancak ona verilen sınıf da okuldaki diğer öğrencilerden farklıdır. Bu durum onu yıldırmaz ve Naina sonuna kadar savaşını sürdürür.

 

Bu arada film üzerine okumalar yaparken Sporx adlı sitede Tourette Sendromu üzerine kısa bir açıklama gördüm. Gerçi okurken "Bozuk sensin" dedim de gene de sizlerle bu paragrafı ve ilgili site bağlantısını paylaşmak isterim.

 

"Tourette Sendromu (veya Turet Sendromu) aynı şekilde kısa aralıklarla meydana gelen istemsiz, hızlı, ani bedensel tikler ve ses tiklerinin oluşturduğu nörolojik veya "nörokimyasal" kalıtsal bir rahatsızlıktır. Nörogelişimsel bozukluklar kategorisinde ele alınır. İsmini Fransız doktor Gilles de La Tourette'den alır. Beynin “Bazal Ganglion” denilen bölümündeki anormallikten kaynaklandığı düşünülmektedir (Dopamin). Tikler birden ortaya çıkan, hızlı, yineleyici, ritmik olmayan, basmakalıp bir motor hareket ya da ses çıkarmadır. Karşı konulamaz bir deneyim olarak yaşanır."

 

https://www.sporx.com/hickirik-filmi-konusu-hickirik-filmi-hastaligi-nedir-SXHBQ855487SXQ

 

Betimleme değerlendirmesine gelince; öncelikle betimleme emekçilerini sayalım. Betimleme metin yazarı ve seslendiren, Emine Kolivar. Ayrıntılı altyazı çevirmeni, Nuray Ünal; işaret dili çevirmeni ise Müjde Kolçak.  Editörler olarak Fulya Akbaba, Reyhan Üzülmez, Dolunay Ünal, Samet Demirtaş adlarını görüyoruz.  Ses montajda Nisa Namazova; teknik yapımda ise yine Yeni Gökdelen Tercüme ve Dağ Prodüksiyon var.

 

Film ilk başladığında "Hindistan kamu spotu" diye bir bildirim duyuyoruz. Ancak Hintçe açıklamaların Türkçe dublajı yok. Türkçe altyazı var mı bilmiyorum ama eğer olsaydı Emine Kolivar gibi tecrübeli bir betimleme yazarı bu altyazıları seslendirme işini atlamazdı diye düşünüyorum.

 

Bu filmde de ne yazık ki çoğu özellikle yabancı filmlerde olduğu gibi gürültülü sahnelerde seslendirmenin sesi arada kayboluyor. Hıçkırık'ta da Emine'nin sesi anlayabilmek için kulakları dikmek zorunda bırakıyor insanı.

 

Durum, mekan ve zaman betimlemeleri atlanmamış metin yazarınca. Fakat benim duyduğum kadarıyla genel olarak olayların geçtiği sınıfın betimlemesi yok. Sadece bir sahnede kahverengi tek kişilik sıralar olduğundan söz ediliyor.

 

Betimlemeden bağımsız olarak filmle ilgili dikkatimi çeken birkaç noktayı da yazmak istedim. 9/F öğrencilerinin etkinlik salonunda ilk görüldükleri sahnede kullanılan dublajlı versiyonunda arada Hintçe konuşmalar kalmış. Bu neden acaba? Bunun betimleme ile bir ilgisi yok ama garip geldiği için yazmak istedim. Kaçırdığım bir şey mi var acaba? Onu da bilmiyorum tabii.

 

Dublaj konusunda bir eleştirim daha var. Aslında ben yabancı filmlere yapılan Türkçe dublajları çok başarılı bulurum genellikle. Ancak bu filmde özellikle 9/A sınıfı öğrencilerinden Akshay adlı erkek öğrencinin sesi kart bir adam sesi resmen. Daha genç birini bulamamışlar mı acaba?

 

Yeti farklılığı mücadelesinin en kilit cümlelerinden biridir, “Herkes gibi olmak.” İzlediğimiz yapımda da şöyle veriliyor bu. Filmin bir sahnesinde çocuk Naina okulun etkinlik salonunda annesi ile birlikte müdürün konuşmasını dinliyor. Bu sırada tikleri yine ona çeşitli sesler çıkarttırıyor. Müdür konuşması bittikten sonra sessizlikte tuhaf sesler çıkaran o kişiyi sahneye çağırıyor. Annesi çok üzülüyor ve Naina çok utanıyor ama yine de sahneye gidiyor. Müdür ona o sesleri neden çıkardığını sorunca, sendromundan söz ediyor. Bunun üzerine müdür, arkadaşlarının ve öğretmenlerinin tepkilerini soruyor. Haksız, önyargılı ve alaycı tutumları duyunca ona, nasıl davranılmasını istediğini soruyor. O da "Diğer öğrencilere davrandığınız gibi davranın" diyor.

 

Son olarak film boyunca izleyenlerin gördüğü gibi kahramanımız konuşurken istemsizce "ça ça, va va" gibi çeşitli sesler çıkarıyor. Ancak film biterken artık kendini zorla kabul ettirdiği okuldan ayrılırken yaptığı konuşmada bu tiklerden eser yok. Zamanla sendromunu bir parça yendiğinden söz ediyor açıklamasında ancak Türkçe dublajdaki seslendirme tamamen duraksamasız bir konuşma. Orijinal versiyonunda nasıldı, merak ettim doğrusu. Farklı olduğunu sanmıyorum ama.

 

Yazıyı işte bu son sahneden alıntıladığım bir cümle ile bitirmek istedim. "Bazen düşünüyorum, Turet aslında ne diye? Sadece bazı tikler mi yoksa hayat hakkındaki düşüncelerimizle ilgili bir şey mi? Tabii ki nasıl düşündüğümüzle ilgili. Çünkü neden ve neden olmasın arasındaki fark sadece bu kadar. Yani bir hıçkırık kadar."

 


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.