Toplam Okunma 0

Görme engelli çocuk sahibi olmak anne ve babaları bocalatabilir. Çocuklarının görme engelli olduğunu öğrenen ya da çocukları sonradan görme yetisini kaybeden aileler için çocuklarının durumunu kabullenip hayatlarına yeni farklılıklarıyla devam etmek zor gelebilir. Annemle olan sohbetlerimden bildiğim kadarıyla, bana nasıl destek olacaklarını bilmemeleri onları en çok zorlayan şey olmuş. Görmeyen bir çocuk neleri nasıl yapar? Hangi okullara gidebilir? Ben çocuğuma okulla ilgili konularda nasıl destek olabilirim? Çocuğuma neleri nasıl öğretebilirim? Çocuğumdan neler beklemeliyim? Bunlar şu anda aklıma gelen bazı sorular. Bu sorulardan ilkini detaylandıracağım: Görmeyen bir çocuk nasıl bağımsız hareket edebilir?

Görme engelli çocuğu olan ebeveynler, çocuklarını koruma içgüdüleriyle onların bağımsız hareket ederlerse kendilerine zarar verebileceğini düşünebilirler. Bu düşünceler aileyi aşırı korumacı hale getirir ve çocuğu da aileye bağımlı kılar. Her ebeveynin aklından “Ben olmasam çocuğum nasıl hayatına devam edecek?” sorusu geçiyordur. Eğer çocuğunuz görme engelliyse, bu soru aklınıza geldiğinde içinizi rahatlatacak tek şey çocuğunuza bağımsız yaşam becerileri kazandırmak için destek olmanızdır.

Bir önceki sayımızda bağımsız hareket etmenin, bir görme engellinin hayatının kilit noktası olduğunu anlatan bir yazı yazmıştım. Görme engelli çocuklar bu kilidi ne kadar önce kullanmaya başlarlarsa, sonraki hayatları o kadar kolay olur. National Federation of the Blind’ın, 2013 yılındaki kongresinde gördüğüm mini mini bastonlar, benim için en az süper teknolojik araçlar kadar etkileyiciydi.

Bağımsız hareket eden görme engelli çocuk, yaşıtları gibi nereye ve ne zaman gitmek istiyorsa güvenli bir şekilde gidebilir. Ne zaman ve nereye isterse dedim ama tabii izin alması gereken durumlarda izin almak şartıyla gidebilir. Bağımsız hareket becerilerini geliştiren çocuk, bağımsız bir şekilde çevresinden bilgi toplamayı, problem çözmeyi, nereye ne zaman gidebileceğine karar vermeyi, zihinsel haritaları anlamayı ve oluşturmayı, kendini gözlemlemeyi, diğer duyularını etkin biçimde kullanmayı, yön bulmayı, kendine güvenmeyi ve başkalarından ve kendinden yüksek beklentilere sahip olmayı öğrenir.

Çocuğunuzun bağımsız hareket becerilerini geliştirmek, onun boyuna göre bir baston edinip, dışarı çıktığı her an bastonla çıkmasını sağlamakla başlar. Baston görme engelli birinin ayakkabısı gibidir, o olmadan dışarı çıkması düşünülemez. Burada görme engelli çocuğu olan ailelerin, çocuklarının baston kullanmasıyla ilgili sahip olabileceği bazı tutumlardan bahsedeceğim.

“Benim çocuğum o kadar kör değil ki.”

Eğer çocuğunuz normal büyüklükteki (12 punto) yazıları okuyamıyorsa, zincir restoranlarda, siparişinizi alan görevlilerin arkasında asılı duran, büyük basılmış menüyü okuyamıyorsa, arkadaşlarını veya akrabaları seslerini duymadan (görerek) tanıyamıyorsa, yürürken eşyalara çarpıyorsa veya kendi başına yürümeye çekiniyorsa çocuğunuz baston kullanmayı gerektirecek kadar görme kaybına sahip demektir.

“Ben çocuğumun hep yanında oluyorum zaten, baston kullanmasına gerek yok.”

Ne kadar yanında olacaksınız? Büyümeye başladıkça sizden bağımsız olmak isteyecek zaten. O bağımsız olmak istediğinde hem sizin ona hem de onun da kendine güvenebilmesi hepiniz için işleri kolaylaştıracaktır. Diyelim ki siz çocuğunuzun canlı bastonusunuz, onun bir bastonu yok ve cinsiyeti sizinkinden farklı; yani baba kız bir yere gittiniz; kızınızın doğal olarak tuvalete girmesi gerekebilir, e siz kadınlar tuvaletine kızınızla girecek değilsiniz ya. Düşünün kızınız artık 14 yaşında ve birlikte bir cafedesiniz. Kızınızın tuvalete gitmesi gerekiyor ama nasıl gidecek? Oysaki kızınız sadece görme engelli, başka bir hareket kısıtlaması da yok ama sanki siz halen 3 yaşındaymış gibi onunla tuvalete mi gireceksiniz? Ya da diyelim ki bir acil durum oluştu, bir yangın mesela, çocuğunuzun bastonu yok ve siz de ondan uzaktasınız, ne olacak? Bu örnekleri çeşitlendirmek mümkün. Cansız bastonu kullanmayı bilen görme engelli çocuk, canlısına muhtaç olmaz.

 

“Çocuğum zaten bu yeri çok iyi biliyor, bastona ihtiyacı yok.”

Ya o yer değiştiyse, örneğin yan tarafta oturan teyzesinin evine giden kaldırımda belediye bir çükür açtıysa, birisi kaldırıma bisikletini bıraktıysa ne olacak? Ya o sıra hava fazla karardıysa ya da güneş tam da çocuğun gözüne gözüne geliyorsa ve çocuk yeterince göremiyorsa ne olacak? Hem düşecek ve bir yerini incitecek hem de arkadaşlarının alay konusu olacak. Her çocuğun nasıl dışarı çıkarken ayakkabısını giymesi gerekiyorsa, görme engelli çocuğun da ayakkabılarını giydikten sonra bastonunu da eline alması gerekiyor.

“Baston çocuğumun kör gibi görünmesine neden oluyor.”

Baston kimsenin “kör” gibi görünmesine neden olmaz, aksine baston “kör” birinin kendine güvenen biri olarak görünmesini sağlar. Görme engelli olmak saklanması gereken bir ayıp değildir. Görmeyen kişiler daha az ya da eksik değillerdir. Siz çocuğunuzu görme engelli olsun ya da olmasın seviyorsanız, görme engelli olduğunun başkaları tarafından bilinmesi ona olan sevginizi değiştirir mi? Ayrıca daha önce “Bastonun Gücü Adına” başlıklı yazımda da söylediğim gibi, görme engelli olduğunun bilinmesi aslında bir görmeyeni daha güvende kılar.

Bu yazımda görme engelli çocukların da baston kullanmaları gerektiğinden bahsettikten sonra bu konuda ebeveynlerin sahip olabilecekleri tutumları ele aldım. Bir sonraki yazımda da bağımsız hareket ve bastonun kerametleri üzerine yazmaya devam edeceğim.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.