Merhaba değerli dergidaşlar. Uzun zamandır EEEH Dergi’yi ihmal ettiğimi fark ettim. Bu ihmal tabii sadece yazmak konusunda. Arayı düzeltmek için doğum günü sayısını fırsat bildim. İyi ki varsın EEEH Dergi!
Bu arada 77. sayıdaki yazımı klas okuyuşundan dolayı Engin Yılmaz'a teşekkür ediyorum.
Gün geçmiyor ki engelliler birilerinin kapsayıcılığı altına girmesin. Bir İstanbul gününde, evimde çayımı yudumluyorum. Kulağım, çalan radyoya takılıyor. Programcı, sıradaki şarkıyı birilerine armağan ediyor; “Sevenlere, sevilenlere, polislerimize, bekçilerimize ve engellilerimize armağan olsun” diyor. 83. sayıdaki Meral Sözen'in “Şimdi Birey Mi Olduk?” yazısını okumasaydım, sözlerime kör birey olarak devam edecektim (https://eeeh.engelsizerisim.com/yazi/simdi_birey_mi_olduk). Tabir yerindeyse, Meral Sözen bu konuda gözümü açtı. Ben kör bir insan olarak kimsenin engellisi değilim, hiç kimsenin kapsayıcılığının ve şemsiyesinin altına girmeyi de kabul etmiyorum. Elim, telefona gidiyor hemen. Önce radyoya, daha sonra Radyo programcısına ulaşıyorum, rahatsızlığımı belirtiyorum. Programcı, çok haklı olduğumu söylüyor. Düzelttiğim için teşekkür ediyor. Konuşma bitiyor ve bu Aramızda kalıyor. Ben haklı olduğumu yayında da belirtmesini ve yanlışını düzeltmesini isterdim. Çünkü benimle konuştuğunda hatasını kabul etmişti…
Okurlar için belki bu yazıya konu edilmeyecek bir durum ama hepimizin unutmaması gereken bir şey daha var; başımıza gelen büyük şeyler, “Küçük şeyleri büyütme” dediğimiz için geliyor.
Gelecek sayıda inşallah okuşmak üzere. Kendinize iyi bakmayı; bu havalarda sıkı giyinmeyi; EEEH Dergi’yi okumayı ve Küçük şeyleri büyütmeyi unutmayın.
Ve bir kez daha not düşeyim, kimsenin engellisi değilim.