Elif Emir Öksüz Hakkında

E-posta Adresi:

Elif Emir Öksüz Tarafından Yazılan Yazılar


Herkese merhabalar.

Geçen ayki yazımda Fransa yolculuğumun daha çok iş ile ilgili olan kısmını anlatmıştım. Bu ay da kaldığım yerden devam etmek istiyorum. İş gezisi kısmından sonra Paris’te turist olarak üç gün geçirdiğimiz için bu ayki yazım pek çok kişinin bildiği Eyfel Kulesi (Eiffel Tower), Louvre Müzesi (Musée du Louvre) ve Notre-Dame Katedrali (Cathédrale Notre-Dame de Paris) gibi yerlere odaklanacak.

 

Trenler, trenler, trenler.

 


Bonjour herkese,


Fransa'dan dün döndüm. Erasmus Ders Verme Hareketliliği kapsamında geçtiğimiz hafta Angers ve Paris'teydim. İyisiyle kötüsüyle öyle çok şey var ki anlatılacak! Bu yolculuğun her adımını bir kör olarak nasıl deneyimledim, onu anlatmak istiyorum size. Fakat tüm bu deneyimi tek başıma yaşamadığımı da bilmenizi isterim. Fırsattan istifade ailecek gittik Fransa'ya. O yüzden çoğunlukla eşim ve kızım da benimleydi.


Erasmus Başvurusu


Sayın engeli olan okuyucularımız hepinize merhaba,

Ben, Engelli olan pek çok okuyucuya sahip bir derginin yazarı olarak uzun bir aradan sonra, siz engeli olan bireylere yeniden kelimelerimle ulaşmaktan dolayı çok mutluyum. Efendim laf salatamızdan memnun kaldıysanız ana yemeğe geçelim.

 


Sayın engeli olan okuyucularımız hepinize merhaba,

Ben, Engelli olan pek çok okuyucuya sahip bir derginin yazarı olarak uzun bir aradan sonra, siz engeli olan bireylere yeniden kelimelerimle ulaşmaktan dolayı çok mutluyum. Efendim laf salatamızdan memnun kaldıysanız ana yemeğe geçelim.

 


Değerli okurlar merhaba, 

 

Bu ay sizlere, görenlere Braille yazının ne olduğunu anlatmak için kullanılabilecek ve özellikle okul öncesi dönemdeki görme engelli çocukları Braille ile tanıştırmak için yararlı olabilecek bir araç tanıtmak istiyorum. İşin güzel tarafı bu aracı ben tasarladım ve anneme tarif Edip ondan yapmasını istedim. O da sağ olsun beni kırmadı. Ortaya resimdeki gibi bir şey çıktı. 

 


Merhaba Değerli okuyucular,

Bu ay, Haziran’a yakışır sıcaklıkta bir yazıyla karşınızdayım. Tap taze, dumanı tüten bir kitap “Yolculuğum”. Sevgili arkadaşım Gamze Kılıç’ın Kitap Yurdu yayınlarından 30 Mayıs’ta çıkan kitabı, okuyanı duygudan duyguya savuran bir hız treni gibi adeta. 

 


Geçtiğimiz haftalarda önce dergi okurlarının yakından tanıdığı Zeynep Şule Yılmaz ile Samsun’da bir sempozyuma katıldık, ardından da yine okurların yakından tanıyacağı Deniz Aydemir Döke’yi görmeye Antalya’ya gittim. Her iki yolculukta da elinde baston olan bir kör olarak tuvaletten otogara çeşitli alanlarda varlık gösterdim. Bir kör olarak seyahat etmek yalnızlığın çok farklı, zaman zaman çok nesneleştirici, bazen de yorucu katmanlarını bana tekrar tekrar hatırlattı.

 


Bu ay biraz haddim olmayarak yaşamadığım bir konuda yazıyorum. Evet ben engelliyim ancak Engelli bir çocuğum yok. Aşağıda okuyacaklarınız biraz geri dönüp baktığımda anne ve babama söylemek istediklerimden ve biraz da otistik bir çocuk annesi ve Sosyal çalışmacı Barbara Boroson’ın 2024 basımı Ailede Engellilik kitabından derlediklerimden oluşuyor. Her engel kendine özgü olduğundan bu yazdıklarımın herkesi kapsamak amacıyla biraz genel kalmasından da endişeliyim.


Sayın engeli olan okuyucularımız hepinize merhaba,

Ben, Engelli olan pek çok okuyucuya sahip bir derginin yazarı olarak uzun bir aradan sonra, siz engeli olan bireylere yeniden kelimelerimle ulaşmaktan dolayı çok mutluyum. Efendim laf salatamızdan memnun kaldıysanız ana yemeğe geçelim.

 


Sayın engeli olan okuyucularımız hepinize merhaba,

Ben, Engelli olan pek çok okuyucuya sahip bir derginin yazarı olarak uzun bir aradan sonra, siz engeli olan bireylere yeniden kelimelerimle ulaşmaktan dolayı çok mutluyum. Efendim laf salatamızdan memnun kaldıysanız ana yemeğe geçelim.

 


Aylar önce, Nisan 2023'te "Çok Cana Yakın Ama O Olmaz" başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu yazıda "Kalıp Yargı İçerik Modeli (Fiske ve ark. 2012)" diye bir modelden söz etmiştim ve bu modeli neden bu kadar az engelli milletvekili adayı gösterildiğini anlamak için kullanmıştım. Kısaca hatırlatmak gerekirse, bu modele göre kişilerin veya grupların diğer kişiler tarafından yetkinlik ve cana yakınlık boyutları üzerinden algılandığını yani bir yerlere yerleştirildiğini söyleyebiliriz. Diğer bir deyişle toplumdaki kalıp yargılar bu boyutlar üzerinde kümelenmektedir.

 


Her şey İstanbul’da yaşayan Engelli Kadın Derneği üyesi sevgili Mine’nin Feminist Gece Yürüyüşü için engelli kadınlarla ilgili bir pankart yazmak ve taşımak istemesiyle başladı. Yarım saat içinde minik bir beyin fırtınasıyla dört pankart ortaya çıkardık. Hepsi ayrı güzel, hepsi ayrı kıymetli. Derneğin sosyal medya hesaplarında yerlerini aldılar bile. Bu ay bunlardan birinin hikayesini anlatmak istiyorum şimdi sizlere. 

 


MasterChef jüri üyelerinden Mehmet Şef sol elinin hikayesini, aslında kendi hikayesini programda paylaşmış. Sosyal medyada link düşünce önüme açıp izledim. Normalde programı düzenli izlemem ama jürileri tanıyorum. Görünce ilgimi çekti. Yarışmacı Melek Hanım kendi hikayesini paylaşınca, çok benzer bir hikayeye sahip Mehmet Şef suskunluğunu bozup çok olumlu, çok destekleyici ve çok örnek bir biçimde kendi hikayesini paylaşmış. Onlar hadi aynı programda, peki benim bu yazıda ne işim var?

 


Her şey İstanbul’da yaşayan Engelli Kadın Derneği üyesi sevgili Mine’nin Feminist Gece Yürüyüşü için engelli kadınlarla ilgili bir pankart yazmak ve taşımak istemesiyle başladı. Yarım saat içinde minik bir beyin fırtınasıyla dört pankart ortaya çıkardık. Hepsi ayrı güzel, hepsi ayrı kıymetli. Derneğin sosyal medya hesaplarında yerlerini aldılar bile. Bu ay bunlardan birinin hikayesini anlatmak istiyorum şimdi sizlere.

 


Bu ay çok şey var kafamda yazmak istediğim. Geride kalan 3 Aralık, örnek bir uygulama olarak BM Kadın Birimi Türkiye ofisinin personellerine verdiği eğitim, okuduğum “Pişmemiş Üzümlü Kek” isimli zorla oldurulmuş bir kitap ve olmayan sosyal medya alternatif metinleri.

 


Evet, yanlış duymadınız paraya aşığım. Öyle her istediğimi aldıracak, her istediğim yere götürecek çok paraya değil aşkım. Tek bir paraya aşığım. Benimki ilk görüşte aşk. Parmaklarım dokunur dokunmaz bağlandım ona. Yıldırım aşkım Kanada dolarını anlatacağım size şimdi.