76. Sayı: haziran 2020

EDİTÖRDEN

76. sayımızdan merhabalar!

Gündemlerimiz o kadar yoğun, söyleyecek ve anlatacaklarımız o kadar çok ki ekibimiz ve konuk yazarlarımızla EEEH Dergi okuyucusuyla buluşmak için sabırsızlanıyoruz.

Son ayların en önemli gündemi, virüs salgını ve buna bağlı gelişmeler. “Zaten olağanüstü koşullardan geçiyoruz, engellilerle ilgili meselelere  o kadar da takılmamak lazım” diyenlere karşı Engin Yılmaz, neden asıl tam da bu dönemde haklarımızı savunmamız gerektiğini açıklıyor.

Nasıl bu kadar ayrı düşebiliyoruz, en çok da kendimizle? Bu soruya Burak Sarı’nın bir cevabı var, bir de çağrısı. Bir denesek asla pişman olmayacağız gibi duruyor.

Bu çağrıya neden kulak vermeliyiz? Neden seslerimizi birleştirmeliyiz? Kendimiz olmamıza izin verilmeyişinin öyküsünü, konuk yazarımız Emre Duman’ın muhteşem anlatımından okuyalım. 

Doğamızın yok sayılması yeni değil. Konunun seks ve evlilikle ilgili boyutu, “Sakatlık Yeni Bir Tarih” belgeselinin 8. bölümünde Pınar Yavuz’un çevirisiyle karşınızda.

Kimliğimizin uğradığı saldırılar karşısında sessiz kalmak şöyle dursun, bir başka çağrı, bir başkaldırı var sırada. Meral Sözen, haklarımız için vicdanı ve ahlakçılığı reddettiğini ilan ediyor açıkça. 

İşlerimizi ricayla, minnetle, lütufla halletmeyeceksek hak ve hukuk zemininde yolumuzun dilekçelerle kesişmesi kaçınılmaz. Bir dilekçenin genel olarak nasıl yazılması gerektiğiyle ilgili açıklamalar Sevgi Mart’ın yazısında.

Teknik işlere girmişken, Can Deniz Balkaya’nın, “İnternet keyfimi feci şekilde arttırdı” dediği Google Chrome eklentileri için bilişim köşemize mutlaka bakın.

Felsefemiz, tekniğimiz tamam. Peki ya psikolojimiz? Konuk yazarımız Şeyma Büyükurvay engel durumunun psikolojik iyilik haliyle ilişkisini gerçekçi ve nesnel bir biçimde analiz ediyor.

Sanatın iyi gelmediği pek az insan, aydınlatmadığı pek az konu vardır herhalde. Gülcan Altun’un yazısında, “Gelin” adlı filmin çok boyutlu bir analizine ve samimi bir sohbete davetlisiniz.

Murat Kefeli’nin yazısında ise geçen ay başladığı betimlemelerin devamı olarak, duygu, davranış veya yönlendirme ifade eden el kol hareketlerinin neler olduğunu okuyabilirsiniz.

Festival köşemizde de umudu okuyabileceğiniz satırlarıyla festival gönüllülerinin izlenimleri sizi bekliyor.

Temmuz ayında tekrar buluşana dek umutla, dirençle, dayanışmayla kalın. Herkesin özgürce nefes alabildiği bir dünyayı beraber kuracağız.