Ekim ayında gerçekleştirmiş olduğumuz Beyaz Baston Festivali, benim için çok farklı bir deneyim oldu. Günlük hayatımda, görme engelli bireylerle bu kadar iletişime geçme fırsatı bulamıyordum. Festival sayesinde görme engelli bireylerle iletişime geçme şansım oldu ve onlarla empati kurmak için bana bir fırsat doğdu. Festival ile ilgili görüşlerimden bahsedecek olursam, gerçekten çok eğlenceli, öğretici ve güzel bir festivaldi. Ben festival boyunca kişisel bakım standında görevliydim. Bu standa gelen görme engelli bireylere dikiş dikmeyi, saç örmeyi ve benzeri şeyleri öğrettik. Bunları, onlarla paylaşırken kendimi çok mutlu hissetim. Festival boyunca sürekli yeni kişileri tanıyıp onlarla muhabbet ettik. Görme engelli bireylere olan bakış açımı ciddi anlamda değiştirdiler. Özellikle engelsiz parkur standında duran Mehmet Bey ile sürekli iletişim halindeydik. Çok sıcakkanlı bir insandı. Ayrıca durduğum stantta görevli Elif Hanım ve Rıdvan Bey ile de sürekli muhabbet ettik. Biz derste ne kadar bu konu hakkında konuşsak da, gerçek hayatta uygulaması çok farklı oluyor. Bence bu festival sayesinde, derste anlattıklarımızı uygulamalı görmüş olduk. Çok başarılı ve eğlenceli bir festival oldu. Emeği geçen herkesin eline, koluna sağlık. Eğer seneye de fırsat bulabilirsem, bu festivale tekrar katılmak istiyorum.
***
Beyaz Baston Festivali’nde gönüllü olarak çalışan biri olarak festival konusunda yorum yapacağım. Festivalin sosyal medyada bilinirliği geniş ölçekte değildi diye düşünüyorum. Festivale birkaç ay kala sosyal medya üzerinden hazırlık yapılsaydı, belki daha fazla insana ulaşabilirdik.
***
Beyaz Baston ve Erişilebilirlik Festivali, daha önce de ED200 dersi alan arkadaşlarımdan duyduğum, onların katıldıklarında çok etkilendiklerini ve eğlendiklerini bildiğim bir festivaldi. Daha önce katılma şansım olmamıştı; bu ders sayesinde ben de festivali deneyimleyebildim. Aslında daha çok Cuma günü bulunmak istiyordum çünkü Güney’den Kuzey’e yürüyüş, balonlar, ilk günün vermiş olduğu büyük heyecan gibi duyguları tatmak istiyordum. Fakat staja gittiğim için o gün pek mümkün olmadı, sadece Cumartesi günü katılabildim. Görevim fotoğraf çekmek ve bunları sosyal medyada paylaşmaktı. Zaten GETEM projesi olarak ödül törenine katıldığımda da sosyal medya ile ilgilenmiştim. Bu sebeple, eski görevimi yaptım diyebilirim. Yine de geçen seferkinden farklı olarak sosyal medyada onca vakit geçirmeme rağmen, bilmediğim bir sürü şey olduğunu, aslında sosyal medyanın sadece fotoğraf/video çekip yüklemekten ibaret olmadığını öğrendim. Zaten amaç, erişilebilirliği artırmaksa eğer, bunu sağlamamız gerekiyordu. Sosyal medya, özellikle Instagram, bu konuda büyük katkı sağlıyormuş meğer. İlk aşamada ilgi çekecek fotoğraflar çektik, sonrasında da Instagram’a yüklerken açıklamalar ve etiketlerin yanında alternatif metin de ekledik. Bu sayede, o fotoğraflar herkese erişilebilir oldu. Bunu artık kendi fotoğraflarıma da yapmayı düşünüyorum. Bu konuda bende büyük bir farkındalık oluştu diyebilirim. Bir de birlikte çalıştığım arkadaşlarım ve özellikle Çağrı Bey, her konuda çok yardımcıydı. Son derece nazikçe neler yapmamız gerektiğini anlattı Çağrı Bey. Takıldığım ya da o an başaramadığım bir şey olduğunda, akışı bozmadan uygulayabileceğimiz çözümler konusunda destek oldu. Dinlenebilmemiz için de zaman tanıdı. Bunlar küçük de olsa, o kalabalık ve telaşın içinde son derece rahatlatıcı detaylardı. Ben, tam gün çalıştım fakat yarım gün gelen arkadaşlarım açısından da hiçbir aksaklık yaşamadan günü tamamlayabildik. Stantlar açısından baktığımda, ortada çok büyük bir emek olduğu belliydi. Gerek gelen sponsorlar, gerek el emeği ürünler, her şey çok etkileyici ve oldukça erişilebilirdi. En çok beğendiklerim ise, tavla seti ve kabartma masallar oldu. Daha öncelerini bilmediğim için eksik ya da tamamlanması gereken şeyler anlamında bir izlenimim olmadı, zaten yiyeceklere kadar düşünülmüştü her şey. Belki yalnızca gelecek sene için festivalde oturma alanı da oluşturulması iyi olabilir diyebilirim. Çünkü koca gün gelen misafirlerin ayakta beklemeleri biraz yorucu oldu gözlemleyebildiğim kadarıyla.
Bir diğer taraftan müzikler, çekilişler, yarışmalar, hepsi son derece güzel düşünülmüştü. Çekilişler yapılırken ben bile çok heyecanlandım. Zaten o anları fotoğrafladığımızda, kazananların mutluluklarına da ortak olduk. Festival, genel olarak görme engellilere hitap ediyor da olsa, farklı engellere sahip kişilerin katılımlarını da fark ettim. Bu durum da bence çok sevindiriciydi.
Genel olarak, o gün festivale katıldığım için çok mutluyum. Herkesin çok fazla emek verdiğini, gerçekten bu işi ciddiye alarak ve büyük bir samimiyetle, canla başla çalıştığını biliyorum. Ben de bunun bir parçası olduğum için çok mutluyum. En ufak bir katkım, yararım ya da yardımım olduysa, ne mutlu bana. Eşit, erişilebilir, engelsiz bir hayatın varlığının farkındayız artık. Bu hayata sadece festivalde değil, her zaman erişebildiğimiz bir gelecek hayal etmek bile çok güzel. Bize bu fırsatı tanıdığınız için teşekkürler…