Merhaba Arkadaşlar;
    Eşim, eğitim öğretim yılı başlamadan şöyle demişti: bizim için her yıl mesleğe yeniden başlamaktır. ne zaman, nasıl bir muameleyle karşılaşacağımız hiç belli olmaz.
    Öyle de oldu. Bu yıl eşimin okulunda ders dağıtımı yapılırken müdür velilerden çok şikayet geldiğini ve bunlarla uğraşmak istemediğini ileri sürerek eşime 18 saat görev verdi. Eşim, bu şikayetlerin niçin kendisine iletilmediğini ya da bu şikayetleri görmek istediğini söyleyince de kem küm edildi. yani aslına bakılırsa şikayet falan yok ortada.
    buraya kadar bir sorun yok aslında. Bir öğretmen haftalık 15 saatini doldurduğunda işini yapmış olur; ama asıl ayrımcılık bundan sonraki süreçte başlıyor. Eşimin okulunda iki Türkçe öğretmeni daha var ve bunlara istemedikleri halde neredeyse otuzar saat ders verilirken, benim eşim istediği halde 18 saat ders verildi.
    Bu, ne yazık ki gurur kırıcı bir uygulama. madem ki eşim hakkında şikayet var, madem ki görevini yerine getiriemiyor; öyleyse 18 saati niçin veriyorsun? Madem şikayet var; al dilekçeni, Aç soruşturmanı, gereğini yap.
    Ben, engellilere ayrımcılıkla ilgili kanun maddelerini buldum. Bunları yarın önce okul müdürüne, ona derdimizi anlatamazsak da İl Milli Eğitim Müdürüne vereceğim ve gerekli hukuki mücadelemizi yapacağız. İnsanların bize, şu kadarını verelim ona yeter gözüyle bakmasından bıktım usandım. Eşimin okulunda ve hatta benim okulumda mesleğini benden daha kötü icra eden, sınıfına bizim kadar hakim olamayan bir sürü öğretmen tanıyoruz; ancak bunlar kimsenin gözüne batmıyor ne yazık ki. Bizimse, işimizi ne kadar iyi yaparsak yapalım, ne kadar verimli olmaya çalışırsak çalışalım adımızın engelli olması birtakım sorunları yaşamamız ve bunlara mahkum olmamız için yetiyor da artıyor bile.
    Aşağıya ayrımcılıkla ilgili bulduğum maddeleri kopyalıyorum. sizlerden de ek ders dağıtımında idarenin uyması gereken kurallar var mıdır, bunu öğrenmek istiyorum. Ek ders yönetmeliğini okudum; ancak "öğretmenlere eşit ve dengeli olarak dağıtılır." benzeri bir ibareye rastlayamadım. Mevzuatta bununla ilgili bir husus varsa paylaşabilir misiniz acaba?
5237 S.lı Türk Ceza Kanunu
MADDE 122
Ayırımcılık
(1) Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, özürlülük, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yaparak;
a) Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya bir hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanılmasını engelleyen veya kişinin işe alınmasını veya alınmamasını yukarıda sayılan hallerden birine bağlayan,
b) Besin maddelerini vermeyen veya kamuya arz edilmiş bir hizmeti yapmayı reddeden,
c) Kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen,
Kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.
5378 Sayılı Özürlüler Kanunu’nun MADDE 4. ise şöyle yazmakta:
MADDE 4: Bu Kanun kapsamında bulunan hizmetlerin yerine getirilmesinde aşağıdaki esaslara uyulur:
a) Devlet, insan onur ve haysiyetinin dokunulmazlığı temelinde, özürlülerin ve özürlülüğün her tür istismarına karşı sosyal politikalar geliştirir. Özürlüler aleyhine ayrımcılık yapılamaz; ayrımcılıkla mücadele özürlülere yönelik politikaların temel esasıdır.
b) Özürlülere yönelik olarak alınacak kararlarda ve verilecek hizmetlerde özürlülerin, ailelerinin ve gönüllü kuruluşların katılımı sağlanır….
Madde 14-İşe alımda; iş seçiminden, başvuru formları, seçim süreci, teknik
değerlendirme, önerilen çalışma süreleri ve şartlarına kadar olan safhaların hiçbirinde engellilerin aleyhine ayrımcı uygulamalarda bulunulamaz.
Çalışan engellilerin aleyhinde sonuç doğuracak şekilde, engelliliğiyle ilgili olarak diğer
kişilerden farklı muamelede bulunulamaz.

Mustafa Başyiğit'in anlattıkları sonrası tarafımıza beyan ettiği yeni gelişmeler şöyle:

sonra olay biraz daha farklı şekilde gelişmeye devam etti aslında. Ben, eşim ve babamla birlikte okul müdürüyle konuşmaya gittik. Adam kendi ağzıyla hem görmediği için ders vermediğini; ama bunun ayrımcılık olmadığını söyledi. Hem de istersek istediğimiz kadar ders vereceğini söyledi. Yani şimdi ders verecek ve en küçük bir sorun çıktığında ise "Bakın, ben size dememiş miydim?" deme fırsatı yakalayacak. Güya Eşimin ve kendisinin rahatını düşünüyormuş.
    Bütün bunların yanısıra, bir fırsat doğdo ve Ak Parti İl Başkanı Mehmet Zeybek ile görüşme imkanım oldu. Eşimin yaşadığı durumu anlatarak, partinin bu konudaki hassasiyetini dile getirdim. Adam ne dese beğenirsin, 15 saat maaş karşılığını alabildiyse gerisini boşversin, müdürle sürtüşmeye girmesin, dedi. Sen, ayrımcılığa karşıyız diye bağır çağır, sonra da gel böyle konuş. Ben de bu söylem sizin adalet anlayışınıza yakışmıyor dedim çıktım.