- Halil Köseler
- Engellilikle İlgili Merak Edilenler
- 18 Nisan 2006 Salı
- Toplam Okunma: 1,266
Baston yüzyıllar boyunca körler tarafından kullanılmış olan bir araçtır. Ancak bugünkü bildiğimiz ilk baston kaza sonucu gözlerini kaybetmiş olan James Biggs adlı bir fotoğrafçı tarafından 1921 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde geliştirilmiştir. James Bidds motorlu taşıtlardan kendini korumak için sürücülerin görebilmesi için bastonunu beyaza boyamaya karar verdi. Ancak 1931 yılına kadar beyaz baston topluma mal olan yaygın bir uygulama değildi. Şubat 1931' de Fransa' da Guilly D' herbemont adlı bir kişi ilk defa körlerin katıldığı ulusal beyaz baston hareketi olarak bir kampanya başlattı. Bu kampanya Rotary kulüp tarafından İngiltere' de de başlatıldı. Mayıs 1931' de BBC Radyosu beyaz bastonun uluslararası düzeyde körleri temsil eden bir sembol olarak kabul edilmesini önerdi. Bir kısım Lions kulüp üyeleri 1930 yılında siyah bastonun sürücüler tarafından görülemediği için beyaz renge boyanmasına karar verdiler ve 1931 yılında Uluslararası Lions kulübü ABD' de körler arasında beyaz baston kulanımını yaygınlaştırmak amacıyla ulusal bir program başlattı. Körlerin bastonla güven içinde seyahat hakkını öngören ilk yasal düzenleme ABD' de 1930 yılında gerçekleştirildi.
İkinci Dünya Savaşı sonunda Amerikalı kör gazilerin ülkelerine dönmesinden sonra bastonun önemi daha da arttı. Bu süreçte Doktor Richard Hoover bağımsız hareket ve mobilite eğitimine uygun bir baston modeli geliştirdi. Amerikan Ulusal Körler Federasyonu 6 Temmuz 1963 genel kurulunda 15 Ekim' in bütün eyalet yönetimlerince Beyaz Baston Güvenlik Günü olarak kabul edilmesi için çağrıda bulunulması kararlaştırıldı. 6 Ekim 1964 yılında ABD Kongresi ve Senatosunun 753 sayılı ortak kararıyla devlet başkanına her yılın 15 Ekim gününü Beyaz Baston Güvenlik Günü olarak ilan etmesi konusunda yetki verdi. ABD Cumhurbaşkanı Lyndon B. Johnson bu karara dayanarak her 15 Ekim' in tören ve etkinliklerle Beyaz baston güvenlik günü olarak kutlanması, beyaz bastonun önemi üzerinde durulması için bir genelge yayınladı.
Ülkemizde 15 Ekim Beyaz Baston Günü maalesef anlamına uygun etkinliklerle değerlendirilmemektedir. Bence o günün beyaz bastonun önemi ve yaygınlaştırılması yanında cadde ve sokaklardaki, bina ve istasyonlardaki fiziksel engellerin ortadan kaldırılması için eylem ve mücadele günü olarak değerlendirilmesi gerekir. Beyaz baston görme özürlü için bir bağımsızlık ve güvenlik sembolüdür. Her koşulda ona rehberlik eden bir arkadaş gibidir.
Malesef ülkemizde beyaz bastonun görme özürlüler için önemi geç fark edilmiştir. Örneğin 1950' lerde, 60' larda hatta 70' lerde bizim öğrenciliğimiz sırasında kimse bize beyaz bastonun önemini anlatmadı, onun eğitimini vermedi. Bu nedenle görme özürlülerin büyük bir çoğunluğu beyaz baston kullanmayı bir utanç vesilesi olarak görmekteydi. 1980' li yıllara kadar körler okullarında baston kullanma eğitimiyle ilgili bir ders veya kurs yoktu. Uzun yıllar sonra beyaz baston kullanmaya alışma şansına ulaşanlar geçmiş yılların eksikliğini çok daha iyi bilirler. Günümüzde de körler okullarında ve rehabilitasyon merkezlerinde beyaz baston eğitimi verilmesine rağmen bazı görme özürlülerin baston kullanma konusunda isteksiz olmaları bu eğitimin eksik bırakılan bir yanı olduğunu göstermektedir. Sanıyorum o da işin psikolojik yanı olmalı.
Baston kullanmadan gezen görme özürlülerin düşme, çarpma, yaralanma, sakatlanma gibi kazalarla karşılaşma ihtimali, baston kullananlara göre çok daha yüksektir. Baston kullanmaya küçük yaşlarda başlamanın onu benimseme yönünden çok büyük bir önemi vardır. Kendi başına gezme becerisi kazanan görme özürlülerde motor beceriler daha çabuk gelişir. Vücut organları daha sağlıklı olur. Kendine güven duygusu oluşur. Sosyal etkinliklere daha fazla katılır. Bağımsız hareket yeteneği olan görme özürlü her yere sürekli taksiyle gitmek zorunda kalmaz. Bu da onun parasal masraflarının bir miktar da olsa, azalmasını sağlar. Görme özürlü bir kişinin kendi kendine gezip dolaşabilmesini kolaylaştıran en önemli eğitim, oryantasyon ve mobilite eğitimidir. Oryantasyon, uyum; mobilite ise, hareket demektir. Oryantasyon ve mobilite eğitimi, her çeşit işaretlerden, ip uçlarından, yönlerden, dönüşlerden, uzaklık ilişkilerinden, seslerden, kokulardan yararlanmak suretiyle çevresini tanıyabilme ve edindiği bilgi ve teknikleri kullanarak bağımsız ve güvenli hareket edebilme becerisini kapsayan bir eğitimdir. Oryantasyon, bir kişinin duyularını kullanarak, kendi pozisyonunu ve çevresindeki önemli nesnelerle ilişkisini belirleme sürecini, Mobilite, bir kişinin çevresinde hareket edebilme kapasitesini, olanağını ve istekliliğini içerir. Duyduğu bir sesin ne olduğunu, bu sesin yönünü, kendisine uzaklığını, en az yanılmayla tahmin edebilme becerisi oryantasyon eğitimiyle kazandırılır. Örneğin, yere düşürülen bir nesne bu beceri sayesinde bulunabilir. Bir caddeden karşı karşıya geçerken gelen arabaların seslerini dinleyerek onların ne kadar uzaklıkta olduğu anlaşılabilir. Durakta beklerken arabaların sesinden yaklaşan bir aracın otobüs mü, dolmuş mu olduğu fark edilebilir. Oryantasyon bilişsel, çevresel, bedensel ve konumsal bir kapsamı olan ve süreklilik taşıyan bir süreçtir.
Oryantasyon ve mobilite eğitimi 4 ayrı sistem içinde verilir: Bunlar, Beyaz baston, rehber köpek, rehber insan ve elektronik araçlardır.Bu sistemler tek tek kullanılacağı gibi zaman zaman aynı anda birden fazlası da kullanılabilir. Bunların içinde en ucuz ve en avantajlı sistem beyaz baston kullanma sistemidir.Örneğin bir rehber köpeğin fiyatı 10.000 dolardan başlamaktadır ve rehber köpek kullanacak görme özürlünün 16 yaşından büyük olması gerekmektedir. Rehber köpek ucuz veya ücretsiz bulunsa bile onun günlük bakım ve beslenme masrafları yüksektir.
Oryantasyon ilkelerinin ve kapsamının belirlenmesinde üç sorunun önemi vardır: Ben şu anda neredeyim? Nereye gitmek istiyorum? Nasıl gidebilirim? Oryantasyon ve hareket eğitimi sadece bastonun nasıl tutulacağını, nasıl kullanılacağını, boyunun ne kadar olacağını öğrenmekten ibaret bir eğitim değildir. Görme özürlüler tarafından kullanılan bastonlar metalden, plastikten, ağaçtan, fiber glass veya fiber karbondan yapılmaktadır. Çeşitli uzunlukta bastonlar vardır. Kimin hangi uzunlukta baston kullanması gerektiği her insanın kendi boyuna göre değişir. Baston uzunluğunun göğüs çukurluğu hizasında olması gerektiğini de, omuz hizasında olması gerektiğini de savunanlar bulunmaktadır.Her ikisinin de avantajları ve dezavantajları vardır. Örneğin, omuz hizasında olan bir bastonun kalabalık yerlerde kullanılması çok zordur. Fazla uzun olduğu için, diğer insanların bastonun üzerine basıp kırma ihtimali yüksektir. Görme özürlülerin çoğu göğüs çukurluğu hizasında olan uzunluktaki bastonları kullanmaktadırlar. Bastonun olması gereken boyuttan kısa olması ondan beklenen yararın sağlanmamasına yol açar.
Gençlik veya yetişkinlik döneminde, sonradan görme özürlü olanlar doğal olarak bir bunalım içine girerler. Bu bunalımların aşılmasında da baston kullanma becerisi kazanmanın çok büyük rolü vardır. Çünkü, baston onun tek başına evden dışarı çıkabilmesini, sosyal ortamlara katılabilmesini sağlar. Bir yere gitmek istediğinde sürekli başkasına bağımlı olmaktan kurtarır. Görme özürlüler bir yerden bir yere giderken adımlarını veya merdiven basamaklarını saymazlar. Aynı yerden sürekli gelip gittikleri için, aynı merdivenlerden inip çıktıkları için bir yerin uzaklığı, bir merdivenin basamaklarının ne zaman bittiği hafızasına yerleşir ve hareketleri alışkanlık haline gelir. Görme özürlüler gezerken bastonun yanı sıra çevredeki başka işaretlerden de yararlanırlar. Örneğin, yürüdükleri yolun, kaldırımın zeminindeki farklılıklar, etraftaki, her türlü sesler, inişler, yokuşlar, dönüşler, sokak boşlukları, sokak sayıları, kasap, manav, balıkçı, pastane lokanta gibi yerlerden gelen kokular ve sesler o anda nerede bulunduklarını anlamalarına yarayan ve istedikleri yeri bulmalarını kolaylaştıran işaretlerdir. Sürekli kendi başına gezen bir görme özürlünün kafasında, gittiği yolların bir planı oluşur ve karşılaştığı bütün işaretleri, dönüş yönlerini, geçtiği sokak sayılarını, duyduğu sesleri, yürüdüğü iniş çıkışları, iki yer arasındaki uzaklıkları ezberine alır. Okullarda uygun olan dersler sırasında, görme özürlülere, sert, yumuşak, girintili çıkıntılı, yokuş, iniş, ıslak, kuru gibi işaret ve ip uçlarından yararlanma becerileri, ön, arka, sağ, sol, yukarı, aşağı, üst, alt gibi yön kavramları, yakın, uzak, uzun, kısa, dar, geniş, metre, santimetre, yüksek, alçak, sığ, derin, gibi ölçü kavramları, öğretilmelidir. Çocukların kelime hazineleri yetişkinler kadar zengin olmadığı için oryantasyon ve hareket eğitimi sırasında bir konuyu anlatırken onun anlayabileceği kelimeleri kullanmak gerekir.
Küçük yaştaki çocukların boyları kısa süreler içinde değişir. Bu nedenle kullanılan bastonların boyları da buna uygun şekilde değiştirilmelidir. Baston kullanmayı öğretirken çocuğun bütün öğretilenleri kısa sürede kavraması beklenmemelidir. Bastonu tutmayı öğrendikten sonra çocuk yavaş yavaş kendi başına eşyalara çarpmadan yürüme egzersizleri yapabilir. Görülen hatalar bu sırada düzeltilebilir. 3-4 yaşlarından itibaren görme özürlü çocuğa bir yerden bir yere baston kullanarak gidebilme becerisi kazandırılmaya başlanmalıdır. Bir görme özürlüye baston kullanma eğitimi verirken şu basamaklarıı izleyin:
- Önce bastonun ne işe yaradığını anlatın. Bastonun elle tutulan ve yere dokunan uçlarının hangi uçlar olduğunu öğretin.
- Baston kullanmaya yeni başlayan çocuklar bastonu iki elleriyle tutmaya çalışabilirler. Bastonun iki elle değil, tek elle tutulacağını gösterin. Bastonun tutarken kolun bel hizasında olacağını, elin hareket ettirileceğini anlatın. Bastonu tutarken başparmak altta, diğer parmaklar üstte ve işaret parmağı bastona üstten dokunacak şekilde yerleştirileceğini gösterin.
- Baston kullanırken sürekli aynı yönde değil bir sağa, bir sola vurarak hareket ettirin. Bastonu sağa sola hareket ettirirken vücut hizasını 5 santimetreden fazla geçmemesine dikkat edin. Baston, vücut hizasını fazla geçtiği zaman diğer insanların ayağına takılabilir veya bazı insanlar, bastonun üzerine basabilirler, bastonun eğilmesine, kırılmasına veya takılan kişinin düşmesine neden olabilir.
- Çocuklar ilk başlarda bastonu sadece yerde sağa sola kaydırarak kullanma eğiliminde olabilirler. Ancak, zaman geçtikçe yere vurarak yürümelerini ve diğer teknikleri de öğrenmelerini sağlayın. Her adımda baston bir kez yere vurulur. Bastonun ucu kolay hareket edebilmesi için yere çok yakın şekilde tutulur. Sola adım atınca baston sağa, sağa adım atınca baston sola vurulur.Bastonun işlevi, adımı atmadan önce bir adım sonraki yolu okumaktır. En önemli kural insanın kendisi hareket halinde olduğu sürece bastonu da hareket halinde olmasıdır. Hiç hareket ettirmeden sadece bastonu elde tutmanın hiçbir faydası yoktur.
- Çok kalabalık yerlerde baston daha kısa tutun ve sağa sola hareket ettirirken vücut hizanızdan fazla uzaklaştırmayın.
- Baston bazen küçük çukur ve engelleri atlayabilir. Bunlara takılıp düşmemek için çok hızlı yürümeyin. Normalden hızlı yürüdüğünüz zaman bastonla engelleri fark etmek zorlaşır veya engelleri farkettiğinizde durmanız, yön değiştirmeniz için zaman kalmayabilir. Hızlı yürüyen gören insanlar bile bazen yürürken bir engele takılabilirler.
- Bir görme özürlüye baston kullanmayı öğretirken ilk zamanlar engelsiz düz yolları tercih edin. Bir duvarı, bir kaldırımı, bir çimeni, bir koridoru takip ederek yukarı aşağı gidip gelme alıştırmalarıyla başlayın. Baston kullanma çalışmalarında her gün biraz daha uzak mesafeye gidip gelme becerisi kazandırın.
- Eğer üzerinde yürünen zemin düzgünse bastonu yerden kaldırılmadan sağa sola kaydırarak kullanın.
- Baston bir engele çarptığında engelin sağından veya solundan geçin.
- Merdiven çıkıp inerken ilk başlarda alışıncaya kadar bastonla her basamağa dokunmak suretiyle yürümek daha yararlıdır. Merdiven basamakları geniş ve düzgünse çocukların korkuluklardan tutmadan baston kullanarak yürümesi sağlanabilir. Eğer merdiven basamakları dar ve düzensiz şekilde ve dönerek çıkılıyorsa, çocuklar bu merdivenlere alışmamışsa, merdiven korkuluklarından tutarak çıkıp inmeleri daha doğrudur. Korkuluklardan tutarken baston öbür ele alınır ve hafif eğik tutularak inerken veya çıkarken basamaklara dokunması sağlanır. Baston daima bir öndeki basamağa dokunmalıdır. Merdivenlerden inip çıkma konusunda yeterli beceriye sahip olduktan sonra bastonu her basamağa tek tek dokundurmaya gerek yoktur.
- Araba sesleri görme özürlüler için dikkatle izlenmesi gereken seslerdir. Bu sesleri dinleyerek yaklaşmakta oldukları bir caddenin ne kadar uzaklıkta olduğunu, karşıya geçerken yolun ne zaman uygun olduğunu anlayabilirler. Ancak, bu beceriler hemen bir anda kazanılamaz. Küçük sokaklardan karşıya geçerken de dikkatli olmak gerekir. Mesafe kısa diyerek sesleri dinlemeden geçmek yanlıştır. Çünkü, aniden hızlı gelen bir araba çıkabilir. Baston kullanarak karşıya geçme alıştırmaları için önce hiç trafik olmayan yolları tercih edin. Daha sonra kalabalık trafiğe sahip caddelerde alıştırmalar yapın. Trafiğin yoğun olduğu yerlerde caddeden karşıya geçerken tek başınıza geçmeyin. Mutlaka birinden yardım isteyin. Çocukların baston kullanarak caddeye çıkması yetişkinler kadar kısa sürede gerçekleşemez. Gören bir çocuğun bile hemen kendi başına caddeye çıkmasına izin verilmediği düşünülürse, görme özürlü çocuk için bu hususa daha da dikkat etmek gerektiği açıktır. Trafiğin çift yönlü işlediği caddeleri tek başına karşıya geçmek görme özürlüler için çok daha zordur. Çünkü, her iki yönden gelen sesler yolun boş olup olmadığını anlamayı engeller. Böylesi durumlarda görme özürlü kişinin diğer insanlardan yardım istemesi daha doğrudur.
- Çocuklara, üzerinde yürüdüğü kaldırımların, yolların veya diğer zeminlerin özelliklerini ayaklarıyla fark edebilmelerini öğretin.
- Çocuğun bir yerden bir yere giderken adımlarını sayması doğru değildir. Buna izin vermeyin. Çünkü, adımlarını sayan bir çocuk kendisine yararlı olacak işaretlere dikkat etmeyi öğrenemez.
- Önde yürüyen birisini sese göre takip etme becerisi kazandırın.Bastonun çıkardığı yankılanma seslerinden yararlanarak etrafındaki engelleri farketme becerisi kazandırın. Örneğin sağında duvar olduğunu, büyük bir engele doğru yaklaştığını, duvar bittiğinde bir boşluğa geldiğini anlaması, duran bir arabayı önceden hissetmesi, bir ağaca yaklaştığını farketmesi gibi beceriler kazanması için alıştırmalar yaptırın.
- Baston kullanarak okuldaki çeşitli bölümleri bulabilmesi için belirli hedeflere yönelik egzersizler yaptırın.
- Bahçede, oyun oynanan yerlerde baston kullanma alıştırmaları yaptırın.
- Yön kavramının gelişebilmesi için çocuğun söylenen Yönlere göre hareket edebilmesini öğretin.
- Bastonla kapıların açık veya kapalı olduklarını anlama becerisi kazandırın.
- Değişik kaldırımlarda bastonla yürüme egzersizleri yaptırın.
- Belirlenen bir yere gitme ve tekrar başladığı yere dönme, tarif edilen bir yeri tek başına bulabilme alıştırmaları yaptırın.
- Yürürken karşılaştığı problemleri kendisinin çözebilmesini sağlamak için çeşitli ortamlarda alıştırmalar yaptırın. Örneğin, yolunu kaybettiğinde, nerede olduğunu öğrenmek için çevresini araştırması veya yoldan geçen birine bulunduğu yeri sorması için uygulamalı çalışmalar yapın.
- Küçük çocuklar için bir alıştırma konusunu 10 dakikadan fazla sürdürmeyin. Çocuğun sıkılmaması için yeni alıştırmalara geçin.
- Çocuk için dersi ilginç hale getirici yöntemler kullanın.
- Çalışmalar sırasında eleştiren sözler yerine övücü sözler kullanın.
- Çocuğun yürürken dikkatli olup olmadığını ölçmek amacıyla bastonla alıştırmalar sırasında önüne sandalye, kutu gibi engeller koyun.
- Çocuğa çeşitli görevler vererek bunları tek başına başarmasını sağlayın. Örneğin, Sınıftan öğretmenin çantasını getirmesi, kütüphaneden bir kitap getirmesi, birisine mesaj götürmesi, okulun çıkış kapısında beklemesi gibi görevleri baston kullanarak başarmasını isteyebilirsiniz.
- Çocuğun sadece ev ve okul yakınında gezip dolaşmayı öğrenmesi yeterli değildir. Onunla birlikte otobüse, trene, metro, taksiye binme, asansör ve yürüyen merdivenleri kullanma, alışveriş yapma, alt ve üst geçitlerden geçme gibi alıştırmalar yaptırın. Bir otobüse ilk defa binmeden önce çocuğa duran bir otobüs içerisinde otobüsün bölümlerini tanıtın. Kart basılacak ya da bilet atılacak yer, elle tutulacak demirler, oturacak yerler biniş ve iniş kapıları tek tek gösterilmelidir. Diğer araçlar için de bu yöntemi uygulamak gerekir.
- Baston kullanarak yürürken çok yavaş yürümenin de çok hızlı yürümenin de dezavantajları vardır. Çok yavaş yürümek, mesafe kavramının, ses ve işaretlerden yararlanma becerisinin gelişmesini zorlaştırır. Çok hızlı yürümek ise, engeller fark edildiğinde hemen durmak mümkün olmayacağından, çarpma, düşme gibi kazaların meydana gelmesini arttırır.
- İşaretlerden yararlanma becerisini kazanmak çocuğun kendine güvenini ve bağımsız hareket yeteneğini geliştirir. Örneğin, bir çeşmenin sesi, bir kaldırımın bozukluğu veya düzgünlüğü, kapıların sayısı, çevrenin akustik özelliği, akılda tutulduğu zaman varılmak istenen hedefin bulunması da kolaylaşır.
- Az gören çocuklara baston eğitimi verirken de aynı yöntemler kullanılır. Ancak, bu tür çocukların baston tekniklerini ve avantajlarını tam olarak kavrayabilmesi için belli sürelerde gözlerini bir maske kullanarak kapatın ve eğitime öyle başlayın.
Görme özürlü için baston ilk başlarda benimsenmesi zor olan, ancak benimsendikten sonra bırakılması mümkün olmayan yakın bir dost gibidir...