• Bilişim
  • 18 Haziran 2021 Cuma
  • Toplam Okunma: 160

Aşağıda okuyacağınız yazı, Web sayfası, yazılım ve uygulama erişilebilirliğinin ne demek olduğunu hiç terminoloji kullanmadan en basit biçimde açıklayabilmek amacıyla hazırlanmıştır. İlgili herkes için yol gösterici ve daha derinlemesine inmede motive edici olmasını umuyoruz.

 

Yeni bir hava alanına geldiğimizi hayal edelim. Acelemiz var. Trafik nedeniyle son anda varabildik ve uçağımızı kaçırmak istemiyoruz. Ama o da ne? İçeri girdiğimizde etrafta hiçbir tabela göremiyoruz. Neyin ne olduğunu anlayabileceğimiz resimler de yok. Meğerse inşaat varmış daha her şey hazır değil. Etrafımızda neler olduğunu algılayamıyoruz. Derken bir an önce check-in alanına gitmek istiyoruz ama bizi yönlendirecek bir ok vs göremiyoruz. Çevremize bakıyoruz ama neyin nerede olduğunu anlamanın bir çözümü yok. Adeta karmaşanın içinde kaybolmuşuz.  Her yere tek tek bakmaktan başka çare yok gibi. Yani alanda rahatça gezebilmemiz pek de mümkün değil.

Etrafta ne yapacağını bilmez halde dolaşırken bir kapı fark ediyoruz. Ardında check-in alanı olabilir mi? Ama o da ne kapıyı açamıyoruz. Çünkü üzerinde yalnızca basılı bileti olanlar açabilir ibaresi var ve bir de kart okutma yeri. Ama biletimizi internetten almıştık, basmadı ki! Telefonu gösterebilecek bir yer de yok. Bunu nasıl düşünmezler diye iyice sinirlenmeye ve telaşlanmaya başlıyoruz. Dolayısıyla alanda istediğimiz işlemleri yapmak da pek mümkün olmuyor.

Çaresizce etrafa yardım istercesine bakınırken yaka kartı olan birine çarpıyor gözümüz ve heyecanla yanına gidiyoruz. “Pardon check-in alanına nasıl gidebilirim?” “Ben burada yeniyim, çay ocağında çalışıyorum” yanıtıyla dona kalıyoruz. Bir başkasını görüp koşuyoruz, ama o da sadece Çince biliyor bizi anlamıyor, biz de onu. Boş bir koridorda hızla koşmaya başlıyoruz son bir gayret, bir anda kendimizi cam bir kapıya çarpmış halde buluyoruz. Meğerse şeffaf bir cam kapı varmış orada üzerinde hiçbir ek şerit ve belirti olmayan. Geçmiş olsun! Uçağımızı kaçırdık.

Her gün binlerce yeti farkı olan bireyin erişilebilir olmayan web sayfası ve uygulamalarda benzer deneyimleri yaşadığını biliyor muydunuz? Bizler sayfa ve uygulama erişilebilirliğini 4 sihirli kelimeyle tanımlıyoruz: algıla, gez, yap, uygula. Nasıl mı? Gelin birlikte bakalım.

Algıla: Bir sayfa ve uygulamaya girdiğimizde, orada ne var ne yok bilmek istiyoruz. Bağlantılar, düğmeler, resim ve logolar etiketli mi? Sayfada sadece resimden oluşan ve alternatifi olmayan bir güvenlik kodu var mı? Betimlemesi olmayan videolar, altyazısı olmayan ses içerikleri var mı diye soruyoruz. Tıpkı hava alanına gittiğimizde etrafa bakınıp tabelaları   aradığımız, çevreyi algılamaya çalıştığımız gibi.

Gez: Girdiğimiz uygulama ve sayfada istediğimiz noktalara kolay gidebilmeyi istiyoruz. Sayfa bölümleri doğru şekilde başlıklandırılmış mı? Bir bağlantı veya düğmeye tıkladığımızda açılan sayfada gerçekten aradığımız yere kolayca gidebiliyor muyuz, bizi yönlendiren aynı sayfa bağlantıları ve göstergeler var mı diye soruyoruz. Tıpkı bir alışveriş merkezine gittiğimiz zaman kaybolmamak için ne nerede diye anlamak amacıyla okları, haritaları aradığımız gibi.

Yap: Sayfa veya uygulamada yalnızca ne olup bittiğini anlamak, kolayca gezinmek yetmez elbette. Nasıl etkileşimde bulunacağız? Sayfadaki tüm bağlantı, düğme ve açılır menüleri klavyemizdeki enter veya boşluk tuşuyla, dokunmatik cihazlarda çift dokunarak etkinleştirebiliyor muyuz diye soruyoruz. Tüm etkileşim gerektiren alanlara klavyemizdeki yön tuşları ve tab, dokunmatik ekranlardaki sağa sola süpürme hareketleriyle ulaşabiliyor muyuz diye bakıyoruz. Üyelik işlemleri, ödeme sayfaları gibi formların olduğu yerlerde tüm soruları kolayca gezip bizden istenenleri doldurabiliyor muyuz diye dikkatle inceliyoruz buraları. Yanlış doldurduysak doğru geri bildirim alıp alamadığımızı sorguluyoruz. Tıpkı hava alanında rahatça biletleme, check-in, pasaport işlemlerini yapmak için doğru kiosklar, doğru kapıları açan farklı yöntemler aradığımız gibi. Biniş kartımızı kaybetsek bile telefonumuzdan okutabilmek ne hoş dimi?

Anla: Bazen sayfayı algılamak yetmiyor, oradakilerin rollerini de doğru anlamak istiyoruz. Doğan görünümlü şahinlerle karşılaşmak istemiyoruz. Etkinleştirmemiz gereken bir şeyin gerçekten düğme veya bağlantı olup olmadığına bakıyoruz. Sayfa veya uygulama dilinin orada yazılı olan metne göre eşleşip eşleşmediğini kontrol ediyoruz. Tıpkı danışmaya gittiğimizde kendi dilimizi bilen birine derdimizi anlatıp anlaşılmak istediğimiz gibi.

İşte erişilebilirlik, tüm bunların uygun standartlar doğrultusunda düzenlenmesi demek. Yani mevcut bir sayfa veya uygulamadaki öğelerin ne olduklarını kullandığımız destek teknoloji çözümleriyle rahatça algılayıp yorumlayabiliyorsak, kolayca ve sezgisel biçimde öğeler arasında gezip istediğimizi bulabiliyorsak, arzuladığımız tüm işlemleri başkasının yardımına ihtiyaç duymadan kullandığımız destekleyici teknolojilerle yapabiliyorsak ve son olarak mevcut her şeyin gerçek rollerini doğru anlayabiliyorsak ziyaret ettiğimiz, etkileşimde bulunduğumuz web sayfası veya uygulama erişilebilir demektir.

Unutmayın, erişilebilirlik bir sosyal sorumluluk değil, insan hakkıdır.