Olcay’ımıza

İnsan hayata kattıklarıyla ölümsüzleşir ya da nefes alan bir ölüdür. Biz, erişilebilirlik mücadelemize ve hayatlarımıza kattıklarıyla sonsuza dek yaşayacak Olcay Aşçı arkadaşımızın fiziken aramızdan ayrıldığı, bedenen bu dünyadan göçtüğü haberini aldık 22 Ekim sabahı. Acı anlatılabilecek bir şey değildir. Yüreğimize düşen koru ve inanmama hissini anlatabilmemiz imkânsız. Gencecik, hayat dolu. O nedenle hala inanmakta zorlanıyoruz.

Olcay Aşçı Değince

Olcay derneğimizin ikinci kuşak diyebileceğimiz genç kadrolarındandı. Kuşağının yaratıcılığı, teknik kavrayışı onda fazlasıyla vardı. Hatta kendine özgü bir ilişkilenme tarzı vardı bilişim ile. Drupal üzerine çalışırken bir bakmışsın Wordpress bir proje hazırlamış. Aynı anda Python ile takılıyor falan. Bir meraktan çok yaşam biçimi. Bildiklerini paylaşmakta da oldukça cömert bir arkadaşımızdı. Dijital erişilebilirlik çalışmalarına katkıları hiç unutulmayacak. Çağın bozamadığı, kendine uyduramadığı bir güzel insan. İnsanlar ile kurduğu art niyetsiz, saf ilişki gülüşüne yansırdı. O yüzden zihnimizde dönüp duruyor o güzel gülüşü. Sözünü tutmak ve yaptığı işin hakkını vermek en büyük özelliklerindendi. Sağlık koşulları ve yoğunluğu nedeniyle çok üzülerek dernek üyeliğini sonlandırdı. Sonlandırırken de belirttiği gibi ne zaman ihtiyacımız olsa yanımızdaydı. Derneğin bir parçasıydı ve hep öyle olacak. Engelsiz Erişim’in bir üyesi ve bizim güzel dostumuz olarak yaşayacak bizimle.

Kelimelerin bir sınırı vardır. Yetmez bazı hisleri anlatmaya. O yüzden Olcay’ı kelimelerimiz anlatamaz, yüreklerimiz anlayabilir. Yunus diyor ya “Bu dünyada bir nesneye

Yanar içim göynür özüm

Yiğit iken ölenlere

Gök ekini biçmiş gibi” Evet yanıyor içimiz ama bu dünyaya saldığı köklerle de sonsuza değin yaşayacağını biliyoruz. Güle güle güzel dost. Her zaman bizimsin, bizimlesin.