- Hasan Kaya
- Yorum ve Yazılar
- 26 Temmuz 2013 Cuma
- Toplam Okunma: 185
YÖK, engelli öğrenci birimlerini dentlemeli ve engelliler ile ilgili sadece rapro yazıp gönderen değil aynı zamanda engelli bireyin hayatına dokunan çalışmalar yapması için de yönlendirmelidir. Engelli birimler kendi bulundukları kurumlarda engelli haklarına ilişkin seminerler, paneller düzenlemeli özellikle kurum çalışanlarına yönelik engellilik konsunda bilgilendirme çalışmaları yapmalıdırlar.
HASAN KAYA - SANCAKTEPE KENT KONSEYİ ENGELLİLER BŞK. | 24 TEMMUZ 2013, 23:34
Engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştırmaya yönelik birçok önlem alınmakta, yasalar ve yönetmelikler çıkarılmaktadır. Hiç kuşkusuz bunlardan en önemlilerinden biride 2005 yılında çıkarılan, 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'dur. Kanun çalışma yaşamından, eğitime, çevresel düzenlemlerden, rahabilite çalışmlarına yönelik birçok işlevi ve kurumu kapsamaktadır.
YÖK VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMLERİ
5378 sayılı Kanun'un Madde 15 'Hiçbir gerekçeyle özürlülerin eğitim alması engellenemez. Özürlü çocuklara, gençlere ve yetişkinlere, özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak, bütünleştirilmiş ortamlarda ve özürlü olmayanlarla eşit eğitim imkânı sağlanır' diyerek engelli bireylerin de herkes gibi eğitim hakkına vurgu yapmıştır. Engelli bireylerin topluma eşit ve engelsiz katılım açısından en önemli başlıklardan biri eğitimdir. Yüksek öğrenim gören engelli bireyin eşit şartlarda eğitim hakkını korumak üzere YÖK bünyesinde, özürlü üniversite öğrencilerinin öğrenim hayatlarını kolaylaştırabilmek için Yükseköğretim Kurulu bünyesinde araç-gereç temini, özel ders materyallerinin hazırlanması, özürlülere uygun eğitim, araştırma ve barındırma ortamlarının hazırlanmasının temini gibi konularda çalışma yapmak üzere Engelliler Danışma ve Koordinasyon Merkezi kurulması öngörülmüş ve buna istinaden 'Engelli Öğrenci Komisyonu' kurulmuştur.
Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı tarafından değiştirilerek 3 Ocak 2013 tarih ve 28517 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 'Yükseköğretim Kurumları Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Yönetmeliği'nin 11. maddesinin birinci fıkrası şu şekilde değiştirilmiştir. ' (1) Yükseköğretim kurumları tarafından eğitim öğretim işlerinden sorumlu bir rektör yardımcısı başkanlığında ve sorumluluğunda, engelliler alanında uzmanlaşmış veya özel eğitim alanına yakın alanda uzmanlaşmış koordinatör öğretim elemanları veya yardımcıları ile ilgili daire başkanlıkları, fakülte, yüksekokullar ve enstitülerin görevlendireceği yönetici veya akademik kişilerden seçilmiş temsilcilerden oluşan, özürlü öğrencilerin idari, fiziksel, barınma ihtiyaçları ile sosyal ve akademik alanlarla ilgili ihtiyaçlarını tespit etmek ve bu ihtiyaçların karşılanması için yapılması gerekenleri belirleyip, yapılacak çalışmaları planlamak, uygulamak, geliştirmek ve yapılan çalışmaların sonuçlarını değerlendirmek üzere, doğrudan rektörlüğe bağlı özürlü öğrenci birimleri oluşturulur.
ENGELLİ ÖĞRENCI BİRİMİ'NİN İŞLEYİŞİ
Engelli öğrencilerin yanısıra kurumda çalışan engelli bireylerde bu birimlerden yararlanabilmeli ve yönetiminde yer alabilmelidir. Engelli birey için oluşturulan birimde engellilerin yer almaması 'paternalist' her şeyi ben bilirim devlet anlayışının bir yansıması olmaktadır. Engellilerin kendi kaderini belirleme noktasında önündeki engellerin kaldırılması ve sürece katılması için YÖK'ün daha duyarlı ve ön açıcı bir pozisyon takınması gerekmektedir. Topluma ışık tutacak olan üniversitelerin 'paternalist' yaklaşımın dışında bir tutum alması, akademik ve bilimsel bir duruşunda gereğidir.
KARAR SÜRECİNE KATILIM
BM Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme'nin başlangıç bölümü; n) 'Kendi seçimlerini yapma özgürlüğü dahil olmak üzere engellilerin bireysel özerkliğinin ve bağımsızlığının önemini kabul ederek', ve (o) 'Engellilerin kendilerini doğrudan ilgilendiren ve diğer politika ve programların karar alma süreçlerine etkin olarak katılabilmeleri gerektiğini dikkate alarak' diyerek engelli bireylerin kara alma süreçlerine etkin katılımın vurgu yapmaktadır.
YÖK engelli öğrenci birimlerinde engelli bireylerin görev almasını desteklemeli ve gerekli düzenlemeleri yapmalıdır. Engelli bireyin kendi bedeni ve kaderi üzerinde söz sahibi olması, engellilere yönelik oluşturulacak politikalarda ve karar süreçlerine etkin katılması, toplumun diğer kesimleri ile eşit ilişki kurmasını ve eşit yurttaş olmalarını sağlayacaktır. Engellilerin onuruna saygının güçlendirilmesi için engelliler adına engelliler için değil, engelliler ile birlikte engelsiz bir dünya için adımlar atılmalıdır. Engelli bireyler böylece karar alma süreçlerine katılarak kendi kaderini belirleme noktasında söz sahibi olabilir.