- Yavuz Kocaömer
- Engellilikle İlgili Merak Edilenler
- 03 Haziran 2008 Salı
- Toplam Okunma: 3,227
Uzun süredir engellilerin tarihte yaşadıkları zorlukları , karşılaştıkları davranışları , rehabilitasyonları ile ilgili konuları merak eder dururdum. Yaptığım küçük bir araştırmada , Dr. Aleksander Mayerin Almanyada yazdığı bir kitabı esas aldım . Bunun yanında da bazı bilgilere ulaştım. Sizlere bu hafta ve önümüzdeki hafta özet şeklinde Engelliler tarihi ni anlatmaya çalışacağız.
Milattan 45 bin yıl önce
Engelli insanlara ait ilk bulgular Kuzey Doğu Irak da yapılan kazılarda ortaya çıkıyor. M.Ö. 45 bin yıllarında yaşadığı düşünülen 35-40 yaşında birinin kalıntılarından ağır engelli olduğu saptanıyor. Sol gözünün görmediği, sağ kolunun ve elinin felçli ve yüreme zorluğu olduğu saptanıyor. Ancak bütün bu engellerinin bir şekilde rehabilite edildiği ve bunlara rağmen 40 yaşlarına kadar yaşadığı ortaya çıkıyor.
Dünya tarihi
Dünya tarihinin başlangıcı Milattan yaklaşık 3 bin yıl önce kabül ediliyor. Eski Mezopotamyadan elde edilen bilgilere göre , o devirlerde devlet kurumlarında, tapınaklarda , hafif engellileri, sağırları ve körleri çalıştırmışlar ve toplumla böylece kaynaşmalarını sağlamışlar. Hatta içlerinden bazıları yüksek idari görevlerde bulunmuş. Bu tarihlerde engelliler cezalı olarak görülmemiş, yaratıldıklarında , Tanrının kötü bir gününe geldiklerine inanılmış.
Eski Mısır
M.Ö. 11 ve 12 nci yüzyıllarda eski Mısırda , okullarda verilen ders kitaplarında şöyle bir bölüme rastlanmış : Bir körle gülüp alay etme. Bir cüceyi aşağılama. Ağır felçli bir insanın durmunu daha da zorlaştırma. Tanrının yarattığı zeka engelli bir insanla alay etme. Yaklaşık 3 bin yıl evvel eski Mısırda ders kitaplarına giren bu sözlerin, geliştirilmiş şekli ile bir ders konusu olarak bugün ülkemizde okullarda okutulmaması ne kadar acı değil mi ?
Elde edilen bilgilerden eski Mısır da görme engellilerin bayramlarda ve kültürel toplantılarda şarkıcı ve müzisyen olarak görev aldığını da anlıyoruz.
Eski Yunanistan
Yunanistanın antik çağlarında ateş ve dövme tanrısı Hephaistosun doğuştan felçli olduğunu öğreniyoruz. Annesi Hera , onu diğer tanrılardan gizlemek için Olympos tan aşağı ittiği de edinilen bilgiler arasında. Hephaistos dövme sanatını öğreniyor ve böylece içinde bulunduğu topluma hizmet ediyor. 6 ncı yüzyılda Atinada savaşta engelli olanlara maaş bağlandığını, daha sonra bu kuralın tüm engellilere uygulandığını öğreniyoruz.
Roma İmparatorluğu
Roma İmparatorluğunda ise , başlangıçta engellilere büyük bir tolerans gösterildiğine rastlayamıyoruz. Roma da yeni doğan veya çocukluğunun ilk yaşlarında engelli olduğu anlaşılanların babaları tarafından öldürülmesine izin veriliyormuş. Bu yasa Milattan Sonra 4üncü yüzyılda tamamen yürürlükten kaldırılmış. Ayrıca engelli kölelerin de , eğlence maksadıyla Kraliyet Sarayında ve evlerde beslendikleri de elde edilen bilgiler arasında. Milattan Sonra 330 yılında İstanbulda bedensel engelliler için bir Yaşama Evi yapıldığı da kaynaklara göre belgeleniyor.
Orta çağlarda engelliler
Orta çağlarda engelliler başlangıçta büyük zorluklarla karşılaşmış. Engelleri yüzünden İçlerinde bir şeytan diye topluma tanıtılmış ve çok zor zamanlar yaşamışlar. O dönemde doğan engelli bebekler öldürülerek şeytanın ortadan kaldırıldığına inanılmış. Engelli insanlar toplumdan izole edilmiş, böyle insanların karakter problemleri olduğu topluma öğretilmeye çalışılmış. Genelde zeka engelliler Deli olarak adlandırılmış. Ancak bunların bir kısmından da özel durumları yüzünden korkulmuş , az da olsa kutsal varlıklar olarak kabul edilmiş.
Görme engellilere okul
İlk defa 16ncı yüzyılda görme engellilerin eğitim alması gerektiği ortaya atılmış ve 1784 yılında Fransız Profosör Valantin Hauy Fransanın başkenti Pariste bir görme engelliler okulu kurmuş. Daha sonra 1806 senesinde Almanya Berlin de, 1826 senesinde ise Bavyerada görme engelli okulları açılmış. 1837 yılında Münihte kurulan görme engelliler okuluna , ihtiyaçları karşılama ve mesleki eğitim bölümleri de eklenmiş . Daha sonra Birinci Dünya Savaşında öğretmenlerin çoğunun savaşa gitmesi gerekmiş. Bu yüzden deöğretime bir süre ara verilmiş.
Hitler döneminde 1933- 1945 yılları arasında Almanyada engelliler ötenazi yasasından etkilenmemişler . Ama görme engellilerin topluma çok faydalı olmadıkları düşünülerek yapılan destekler kesilmiştir.
İşitme engelliler
İşitme engellilerde ilk eğitim faliyetleri 1550 yılında İspanyada başlamış. Daha sonra Pariste kurulan işitme engelli okulunun 1770 yılında faaliyete geçtiği görülmüştür. Almanyada ise 1769 yılında başlayan okul çalışmaları , süratle Viyana , Karlsruhe, Berlin ve Freising e yayılmış.
Bedensel engelliler
Bedensel engellilerin tıbbi müdahalelerle ortopedi bakımdan tedavi edilmeleri ilk defa 16ncı yüzyılda başlamış. Daha sonra İsviçre ve Almanyada bu konuda klinikler ve rehabilitasyon merkezleri kurulmaya başlanmış.
Zihinsel engelliler
Tarihte zihinsel engelliler anlaşma zorluklarından dolayı sosyal hayatta yer almamaları yönündeki çabalarla hep karşılaşmışlardır. Modern anlamda ilk zihinsel engelliler rehabilitasyon merkezleri 1820 de Almanyada görülüyor. Daha sonra gruplara ayrılan zihinsel engellilerin eğitimi ve toplumla kaynaşmaları için süratli bir çalışmaya girildiği gözlemleniyor.
Hitler dönemi
Hitler döneminde özellikle Almanyada engelliler bırakın toplumdan dışlanmayı, ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. 14 Temmuz 1933 tarihinde
çıkan bir yasaya göre , bedensel veya zihinsel engellilerin bu durumlarını doğacak çocuklara da aktarmamaları için çocuk sahibi olmaları yasaklanmıştır. Bu yasayla birlikte şizofren, manikdepresif, epilepsi , genetik görme engelliler, sağırlar, alkolikler ve doğuştan engelliler kontrol altına alınmıştır. Yasa gereği özellikle diş doktorlarına , hemşirelere, masörlere , ebelere, ve doktorlara tespit ettikleri vakaları devlete bildirme mecburiyeti getirilmiştir.
Bir doktorun anlattıkları
Hitler döneminde 1933 yılında, 700 ila 800 bin topluma yararlı olmayacağı düşünülen engellinin öldürülmesine karar verilmişti. 1933 ten itibaren hükümet, psikiyatri kliniklerindeki ücretleri azaltarak , insanları kaderleri ile başbaşa bırakmaya başladı. Daha sonra da sistematik bir şekilde engellilerin büyük bir bölümü gaz odalarında hayatını yitirdi. Bir kısmı ise engelliliğin yayılmaması için kısırlaştırıldı. Gaz odalarında yaşamlarına son verilen engellilerin cesetleri yakıldı. Külleri de aillerine gönderildi. 1940 da Almanyada kiliselerin protestoları sonucu 24 Ağustos 1941 de Hitler , toplu engelli katliamlarını yavaşlatmak zorunda kaldı.
Sonuç
Çok kısa bir tarihi gelişimini sunduğumuz engellilerin yaşamları görüldüğü gibi hep zorluklarla dolu. Ancak , tarihi incelediğinizde , engellerin, bu insanların kendilerinden çok , çevrelerinden kaynakladığını görüyoruz. Zorluklar diğer insanların onlara bakış açılarından ortaya çıkmış. Maalesef ülkemizde de engelliler, onların engelleri , sıkıntıları anlaşılamadığı ve bu konuda eğitim sisteminde büyük eksikler olduğu için zordalar. Engellilerin 21nci yüzyılda, orta çağlardaki kadar olmasa da bir çok bakımdan sıkıntı çektiği ortadadır.