Dünya Engellilik Raporu'nda engellilikten kaynaklı sorunların çözümünün bir insan hakları olduğunun yanısıra 'kalkınma' öncelikli olduğunun da altı çizilmiştir. Rapor kalkınma politikalarının oluşturulması/uygulanması çerçevesinde engelli bireylerin de gözönünde bulundurulması ve sürece katılmasını önemsemektedir. Bu, engellilere yönelik, 'asalak', 'beleşçi', 'işe yaramaz' gibi, 'toplumsal engelli' bakış paradigmasının da değiştiğinin bir göstergesidir.
HASAN KAYA - SANCAKTEPE KENT KONSEYİ ENGELLİLER MECLİSİ BAŞKANI | 23 ŞUBAT 2013, 21:16
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan AK Parti gurup toplantısında, 'iktidar oldukları 10 yıllık süreç içerisinde engelli bireylerin istihdamını AK Parti olarak her zaman önemsediklerini ve gerek engelli bireyleri ve gerekse işverenleri bu noktada her zaman teşvik ettiklerini belirtmiştir. Kamuda 2002 yılında sadece 5 bin 777 engelli memur olarak istihdam ediliyorken AK Parti hükümeti göreve geldikten sonra bu sayıyı yaklaşık 5 kat artırarak 27 bin 224 kişiye çıkarmış olduklarının' altını çizdi. 
Başbakan ayrıca,'2011 yılında bir yasa değişikliği ile dünyada ilk defa engellileri merkezi bir sınava tabi tutarak kamuda istihdam etmeye başladıklarını ve 2013 yılında 8 bin 115 engelli bireyin  daha kamuda istihdam edileceğini belirtti'.
Bu açıklama ve uygulamalarda gösteriyor ki, toplumun en dezavantajlı grubunu oluşturan engellilerin çalışma yaşamında yer almaları ve imkan bulmaları aynı zamanda ekonominin güçlü ve istikrarlı bir şekilde büyüdüğünü ve geliştiğini de göstermektedir.
KALKINMA VE ENGELLİLER
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Dünya Bankası'nın (DB) 2011 yılında açıkladığı ve Şubat 2012'de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından Türkiye'de tanıtımı yapılan 'Dünya Engellilik Raporu'nun engellilik ile ilgili çarpıcı ve önemli sonuçlardan biri de engellilikten kaynaklı sorunların çözümünün bir insan hakları olduğunun yanı sıra 'kalkınma' öncelikli olduğunun da altını çizmesidir. Böylece kalkınma politikalarının oluşturulması/uygulanması çerçevesinde engelli bireylerin de göz önünde bulundurulması ve sürece katılması önemsenmektedir.
Böylece, engellilerin 'kalkınma' önünde bir engel değil, kalkınmanın bir aktörü olarak görülmesi engellilere yönelik, 'asalak', 'beleşçi', 'işe yaramaz' gibi, 'toplumsal engelli' bakış paradigmasının da değiştiğinin bir göstergesi olmaktadır.
3 Aralık 2012 Dünya Engelliler Günü'nde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı arasında imzalanan İşbirliği Protokolü kapsamında Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve KOSGEB tarafından geliştirilen ortak bir çalışma ile ''Girişimcilik Engel Tanımaz'' projesini hayata geçirmek için ilk adım atılmıştır.
Bu projenin en önemli yanlarından birisi dünya engelliler gününde başlangıç yapması ve diğer bir yönü ise çalışma süreçlerine katılırken büyük sıkıntı ve engellerle karşılaşan engellilerin 'girişimci' olarak işgücü piyasasına dâhil olmalarını desteklemesidir. 
ÖNYARGILARI YIKMAK
Engellilerin hayata girişimi için, kamu kurum ve kuruluşlarına, yerel yönetimlere, üniversitelere, engelli STK'larına, işveren kuruluşlarına, ailelere kısacası herkese büyük görev ve sorumluluk düşmektedir.
Proje ortaklarından biri olan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı her yıl açıklamış olduğu 'Üniversitelerarası Girişimcilik ve Yenilikçilik Endeksi' kriterleri arasına engelli bireyin hayatına dokunan yenilikçi ve fark yaratan çalışmaları ön plana çıkaran araştırmaları yapan ve bunu hayata geçiren çalışmaları da eklemeli ve bu yönde üniversiteleri teşvik etmelidirler.
Kamu idaresi, yerel yönetimler, üniversiteler ile işbirliğine giderek engelli bireylerin 'engelli girişimciliği'ni ve inovasyon çalışmalarını yapabilecekleri 'Engelsiz Girişimcilik Merkez'lerini açmaları, kurmaları yönünde desteklemelidirler.
Engelli STK'ları bu süreçde etkin ve aktif bir rol almalı yapılan çalışmalara destek vermelidirler. Artık engelli  STK'larının  ve engelli temsilcilerinin  ciddi bir paradigma değişimine ihtiyaçları vardır. Kamu, yerel yönetim, işveren, girişimci gibi paydaşların kapılarını iş bulmak, bağış toplamak, yardım almak, bilet satmak için değil yaptıkları projelere, girişimci fikirlere, buldukları ürünlere patent almak, sponsor bulmak, destek almak vb. gitmelidirler.
Kamuya yararlı dernek olabilmek için özellikle engellilik alanında ya da engellilik için çalışan STK'ların yapmış oldukları faaliyetler; inovasyon, teknolojik, bilimsel, girişimcilik, sosyal girişimcilik  gibi. kıstaslara tabii olmalı ve ancak bu şartları yerine getiren STK'lara bu hak verilmelidir. Bu ve bunun gibi konulara dikkat ettiğimiz sürece, engelli bireyin insan haklarına ve onuruna yaraşır bir yaşam kurmalarına yardımcı ve destek vermiş oluruz.
En büyük görev ve sorumluluk engelli bireyin kendisine ve ailesine  düşmektedir. Yasaların çıkmasını beklemek ya da çıkarılması için uğraşmak tek başına engellilerin yaşadıkları dezavantajlı durumları ortadan kaldırmaya yetmeyecektir.
SÖZ DE YETKİ DE ENGELLİDE
Engelli birey, bir başkasından bir şeyler beklemek yerine kendisi için, kendisi bir şeyler yapmalıdır. Engelli bireylerin girişimcilik alanında ön plana çıkması aynı zamanda engellilerin istihdamını da artıracak ve ülkenin kalkınmasına katkı sunacaktır. Engelli bireyler yaşamları boyunca, hayatın içinde kalmak ve hayata tutunmak için büyük mücadele vermektedirler. 'Girişimcilik Engel Tanımaz' projesinden alacakları bilgi ve destekle bir çok 'engelli girişimci' iş dünyasında yer alacaktır.
Hz. Mevlana'nın dediği gibi 'yeni şeyler söylemek lazım' diyerek, yapılması gereken engelli bireye güvenmektir. Engelli birey de 'devlet kapısı'nda iş bulmak için beklemek yerine, kendi işini kurmak için harekete geçmelidir.  Engelliler artık 'iş verilen' değil, 'işveren' olmayı istemelidirler.

Kaynağı görüntüle