Japonya,asya kıtasının kuzeydoğusunda,  kuzey pasifikle japon denizi arasında 377 bin 873 kilometre kare yüzölçümüne, 127 milyon nüfusa sahip bir ülkedir. Dört büyük adadan ve bunların çevresinde dört bin küçük adalardan oluşmaktadır.

 Japonya’da körler ve sağırlar için ilk özel eğitim okulu 1878 yılında Kyoto şehrinde, ilk zihinsel özürlüler sınıfı ise 1890 yılında Matsumoto şehrinde açılmıştır. Özürlülerle ilgil özel eğitim okullarının ve özel sınıfların sayısı 1930 yılından itibaren artmaya başlamış, ancak ikinci dünya savaşı sırasında özürlülerle ilgili 100’den fazla eğitim merkezi atılan bombalarla yıkılmıştır. Bunun üzerine özürlü çocuklar okul bulunmayan kırsal bölgelere nakledilmişlerdir. İkinci dünya savaşından sonra demokratik eğitim felsefesi doğrultusunda özel eğitim alanında da yeni bir yapılanma başlamıştır.

1947 yılında çıkarılan eğitim kanunuyla altı yıllık ilkokul ve üç yıllık ortaokul zorunlu eğitim olarak Kabul edilmiştir. Sonraki yıllarda özel eğitim okullarının sayısı giderek artmış, 1979 yılından itibaren kaynaştırılmış eğitim uygulamasına geçiş süreci başlamıştır. İlk başlarda bu uygulama genel okullarda özürlü öğrencilerin ihtiyaçlarının yeterli düzeyde karşılanamadığı gerekçesiyle eleştirilerek yararlı olamayacağı savunulmuş, bu nedenle kaynaştırma eğitimi alanında gelişmeler çok yavaş ilerlemiştir. 1993 yılında özel eğitim yasasında yapılan değişiklikle özürlülerin okuduğu genel okullarda özel donanımlı çalışma odalarının oluşturulması zorunlu hale getirilmiştir. 2003 yılına gelindiğinde kaynaştırma eğitimi alan özürlülerin sayısı 33 bin 652’ye kadar yükseldi.

 Yapılan istatistiklere göre ülkede 370 bin kayıtlı görme özürlünün bulunduğu tespit edilmiştir. Japonya\'da bulunan körler okulu sayısı 70\'tir. Okul çağındaki görme özürlülerin sayısı giderek azalmaktadır. Körlük, ileri yaştaki insanlar arasında daha yüksek oranda görülmektedir. Okullarda görme özürlüler için genel akademik derslerin yanı sıra, masaj ve akupunktur eğitimine de büyük ağırlık verilmektedir.

Masaj ve akupunktur onyedinci yüzyıldan beri görme özürlüler için önemli ve yaygın bir istihdam alanıdır. Şu anda körler okullarına ilaveten bir üniversite, 5 rehabilitasyon merkezi ve üç özel merkez tarafından masaj ve akupunktur eğitimi verilmekte, eğitim en az üç yıl sürmektedir. Japonya’da yaklaşık otuz bin civarında görme özürlü devlet ve özel hastanelerde veya serbest olarak masaj ve akupunktur alanında çalışmaktadır. Masörlük ve akupunktur dışında görme özürlüler için iş bulabilmek kolay değildir.

Görme özürlüler için hizmet veren 100 adet Braille ve konuşan kütüphane vardır. Bu kütüphanelerde bulunan  kitaplar daha ziyade ders kitaplarının dışındaki konuları içermektedir.

Toplumun özürlülere bakış açısında acıma duygusu hala yaygındır. Japon toplumunda gönüllü çalışma geleneği fazla yaygın değildir. Bu nedenle özürlülerle ilgili yeni projelerin uygulanması konusunda halkın ilgisini çekmek zor olmaktadır. Ancak  son zamanlarda bu hususta toplumda yeni yaklaşım ve değişimlerin de gerçekleşmekte olduğunu belirtmek gerekir. Şu anda Japonya\'da en büyük problemlerden biri, yetişkin ve ileri yaşlardaki insanlarda görme kaybına uğrayanların sayısında meydana gelen artıştır.

Japonya’da özürlüler alanındaki çalışmalarda 1981 yılının Birleşmiş Milletler tarafından özürlüler yılı olarak ilan edilmesinden sonra önemli bir artış olmuştur. Birleşmiş Milletlerin özürlülerle ilgili 10 yıllık çalışma programında öngörülen hedeflerin gerçekleştirilmesine ağırlık verilmiş, 1993 yılında Japon hükümeti tarafından, temel özürlüler yasası adıyla özürlülerin eğitsel, sosyal ve kültürel haklarını güvence altına alan bir yasa çıkarılmıştır. Sağlık bakanlığı tarafından 2001 yılında yapılan araştırmaya göre, Japonya’da altı milyon özürlünün bulunduğu tespit edilmiştir. Görme, işitme, bedensel ve zihinsel Özürlülerin Japon nüfusuna oranı %3,4’tür. Temel özürlüler yasası dışında fiziksel engelliler, zihinsel engelliler ve akıl sağlığını koruma adlı yasalarla da özürlülerin topluma üretici bireyler olarak kazandırılmasına ilişkin düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. 1947 yılında kabul edilen Japon Anayasası’nda da özürlülerin ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanması yönünde hükümler yer almaktadır.

 Japonya’da bütün çocuklar 6 yaşından itibaren okula başlamak zorundadır ve zorunlu eğitim çağı 6-15 yaşları arasındadır. 1979 yılına kadar özürlüler için zorunlu eğitim bir anlam taşımıyordu. Bu tarihten sonra özürlülerin de 6-15 yaşları arasında öngörülen zorunlu eğitim sürecinde eğitim olanaklarından yararlanmaları için özel okulların sayısının arttırılması ve özürlülerin genel okullara devam edebilmesi gibi etkin önlemler alınmıştır. Son 20 yıl içerisinde özürlülerin eğitim konusunda önemli gelişmeler sağlanmış,  özürlü olmayan çocuklarda okullara devam edenlerin oranı %95 iken, özürlülerde bu oran %70 civarında kalmıştır.

1940 yılında kurulan Japonya breyl kütüphanesi sesli ve breyl kitap hizmeti yanında başta bilgisayar ve breyl matbaacılık olmak üzere ulusal ve uluslararası düzeyde çeşitli kurslar ve seminerler düzenlemektedir.

1948 yılında kurulan Japonya Körler federasyonuna bağlı 58 kuruluş 50 bin görme özürlü üyeye sahiptir. Özürlü hareketinde önemli bir rol oynayan federasyon, görme özürlülerin eğitsel, kültürel, sosyal ve ekonomik sorunlarının çözümü konusunda hizmet vermektedir. Çeşitli araç-gereçlerin satıldığı bir satış merkezi işletmektedir. Sağırlar federasyonu 1949 yılında, Japonya Sağır Körler Teşkilatı ise 1991 yılında kurulmuştur. Bu teşkilat, Sayıları 13 bin civarında olduğu tahmin edilen sağır körlerin sorunlarının çözümü için çaba göstermektedir. 1967 yılında kurulmuş olan, Japon Özürlüler Derneği etkin çalışmalar yürüten örgütlerden biridir. 5 bine ulaşan dernek üyeleri, özürlülerden, ailelerinden, öğretmenlerden, üniversite düzeyindeki uzmanlardan oluşmaktadır.

Özürlülerin istihdamı konusunda da Japonya’da uzun yıllar öncesinde çeşitli yasal düzenlemeler yapılmış ve işyerlerinin özelliğine bağlı olarak yüzde bi rile yüzde iki arasında değişen oranlarda özürlü çalıştırma zorunluluğu getirilmiştir. Bu konuda ilk yasal düzenleme 1960 yılında Kabul edilen fiziksel özürlülerin istihtamını geliştirme yasasıdır. 1976 ve 1987 yıllarında bu yasada iyileştirici değişiklikler yapılarak bütün özür gruplarını kapsayacak hale getirilmiştir. Haziran 1991’de Çalışma Bakanlığı’na bağlı iş güvenliği dairesinin yaptığı araştırmalara göre, 16 milyon 200 bin civarındaki çalışan nüfus içerisinde özürlülerin oranı %1 olarak saptanmıştır. 63 ila 99 işçi çalıştıran işyerlerinin %40’ının özürlü işçi çalıştırma zorunluluğuna uymadığı görülmüş, 1000 ve üstünde işçi çalıştıran işyerlerinin %82’sinin özürlü işçi kotasını doldurmadığı görülmüştür. Toplam olarak bütün işyerlerinin %48.2’si, doldurmaları gereken özürlü kotasının altında kalmışlardır. Ayrıca Japonya’da büyük şirketlerin özürlü çalıştırmak yerine bu kurala uyulmadığı takdirde belirlenen para cezasını ödemeyi tercih ettikleri tespit edilmiştir. Bunun sonucu özürlülerin daha ziyade küçük ve orta ölçekli işyerlerinde çalışabilmeleri mümkün olmaktadır. Özürlülerin daha ziyade düşük ücretli iş kollarında istihdam edildiği anlaşılmakta ve özel sektörde iş bulan özürlülerin ise, şanslı olduğu kabul edilmektedir. 1985 yılında yapılan yasal bir düzenlemeyle Japonya’da özürlülere, özürlülük tazminatı adı altında belli bir maaş bağlanmıştır. Şu anda birinci derecede bir özürlü ayda 83 bin japon yeni, yani  bin YTL civarında sakatlık maaşı almaktadır.

1993 yılında, başbakanlığa bağlı özürlüler dairesi tarafından uzun vadeli bir çalışma programı yayınlanmış, bu programa göre; özürlülerin sosyal çevresindeki engellerin kaldırılması, binaların özürlülerin kullanımına elverişli düzenlemelere kavuşturulması, eğitsel ve kültürel ihtiyaçlarının karşılanması, mesleki eğitim çalışmalarının yapılması, görme engelliler için Braille yazının, işitme engelliler için işaret lisanının yaygınlaştırılması için eğitici kursların arttırılması ve özürlülerin daha rahat yaşayabileceği sosyal ve fiziksel bir ortamın sağlanması öngörülmüştür.