Bir günün daha sonundayım. Yorucu bir gün geçirince erkenden kendimi yatağıma atmışım. Haliyle gece de uyku tutmayıp uyandım ve bugünü kaleme alayım dedim. Aslında günün özeti bolca yaptığım röportajlar dizisi diyebilirim.

Öylene kadar Convention Center sergi alanındaki stantları daha detaylıca dolaştık Sevda Ve Deniz’le birlikte. Stant içeriklerinden bahsetmeden önce, biraz erişilebilirlik adına ne gibi önlemler almışlar bahsedeyim. Bir kere her masanın üzerinde hem Braille hem mürekkep baskıyla masa numaralarını yazmışlar. Masaya dokunduğunuzda hangi masa olduğunu anlama şansınız var. Bir bilgi alma masası var. Burada sergi salonunun bir kabartma haritasını yapmışlar ve kimin hangi numaralı masada olduğunu tam liste olarak da yayınlamışlar. Bence halen daha fazlası yapılabilirdi ama Bizdeki Engelsiz Bilişim fuarına bakıyorum da, bir görmeyenin stantları daha kolay bulabilmesi için hiçbir önlem hatırlamıyorum ben. Engelliler için yapılan organizasyonlarda erişilebilirliğin hiç önemsenmemesini hazmedemiyorum, kabullenemiyorum.

Her neyse, sergi salonunda iki temel grup gördük aslında. Bir tanesi teknolojik ürünler ve gündelik ürünler satan bildiğimiz firmalar, diğeri de eyaletler. Eyaletler bu vesileyle ne yaparız da oradaki şubelerine para kazandırırız diye düşünüp stant açmışlar. Çoğu, Çikolata, Kraker, çekiliş için bilet falan satıyorlar. Bizdeki eşya piyangosu düzenleyen saçma yapılardan hiç farkları yok gibi geldi. En azından daha yaratıcı şeyler bulabilirlerdi diye düşünüyorum. Ya da bir şey satmayın, doğrudan Eyalet şubemize yardım edin deseler bence daha samimi olurdu. Ha bence çok yaratıcı olanlar vardı aralarında ve gerçekten başarılıydı bana kalırsa. Düşünün Braille takılar, Braille yazılı bardaklar, hatta Braille yazılı sabunlar bile gördük.  Hediyeleri de buralardan seçtik açıkçası.

Teknolojik ürünler satan yapılar bildiklerimiz. Bazılarıyla röportajlar kaydettim. Bunlardan birisi American Printing House idi. Elektronik bir daktiloları var. Daktilo derken, buradan Braille olarak yazdığınız yazı doğrudan bilgisayara aktarılabiliyor. Aynı zamanda bilgisayardaki yazıları buradan çıktı olarak da alabiliyorsunuz. Oldukça pratik ve bireyse olarak kullanışlı bir ofis daktilosu ve printerı bence. Perkins de oradaydı. Onların da çok güzel bir ürünlerini gördüm. Yine daktilo, ama aynı zamanda sesli geri bildirim de veriyor. Yani yazdığınız harfleri söylediği gibi aynı zamanda ekranında Latin olarak da gösteriyor. Bu şekilde gören bir anne baba veya öğretmen de çocuğunun ne yazdığını takip ederek ona yardımcı olabiliyor. Zaten Bu Kongreden en çok aklında ne kaldı derseniz, Braille derim tek kelimeyle. Braille yazıya bu kadar önem verilen bir noktada olmak çok iyi hissettiriyor insana kendisini.

Bu arada iki sürpriz yapıyı da gördüm ve röportaj yaptım: Bookshare ve Headley school. Headley school verdikleri eğitimlerden bahsetti. Eğitimler için sesli, Braille veya büyük puntolu materyaller gönderdiklerini, eğitimlerin  İngilizce ve İspanyolca olduğunu anlattılar.

Bookshare yetkilisi de 370 binden fazla eseri kataloglarında barındırdıklarını, kitapları elde etmek için bazı yayınevleriyle anlaşmaları olduğunu, diğerlerinin de taranıp proof reading yapılarak sistemlerine konulduğunu, gönüllüler haricinde 50 kişilik bir çalışan grubun olduğunu anlattı. Bookshare içine yurt dışından da üye olunabiliyor, ama maalesef ABD dışından üye olanlara  tüm kitaplar açık değil. Çünkü bazı yayınevleri kitapların yurt dışı kullanımına izin vermiyormuş.

Bir de Colorado Center For The Blind Adlı NFB’nin rehabilitasyon merkezlerinden birinde eğitim alan bir kızla röportaj yaptık. Kız 9 aylık bir eğitim programında, Evinde yemek yapmaktan bilgisayar kullanımına, bağımsız hareketten diğer becerilere kadar bir çok şeyi öğrendiğini anlattı bizlere. İlginç bir şey öğrendim röportaj esnasında. Kız az gören birisi aslında ama eğitimlerde gözlerini bağlayıp öyle eğitim alıyormuş. Amaç da Deniz’in söylediğine göre, bir gün gözlerini tamamen kaybederse körcül yöntemleri tam olarak öğrenmesiymiş. Oldukça tartışmalı bir karar gibi duruyor. Örneğin, bildiğim kadarıyla bizdeki eğitimcilerin yaklaşımı kişinin mevcut görmesinin sonuna dek kullanılması yönünde. NFB sanırım farklı bir noktada duruyor. Bir NFB yetkilisiyle Röportaj ayarlama olasılığımız var, eğer yaparsak bunu da soracağım. Yeri gelmişken, Hem Deniz Hem Nihal, bana görüşmeler ayarlamak için sürekli arayış içindeler sağ olsunlar. Burada yalnız olsak sudan çıkmış balığa dönebilirdim, onlar sayesinde ortamlara daha rahat ve güvenli girebiliyoruz.

Öyleden sonramı yine etkinliklere ayırdım. İlk olarak News Line Denen NFB’nin telefonda gazete ve dergi okuma servisini ziyaret ettim. Orada bana güzel bir demo yaptılar. Sisteme daha çok tuşlu telefonlar üzerinden erişiliyor, ama son dönemlerde iOS uygulamasını da geliştirmişler. Ayrıca web sayfası üzerinden de erişim var. Sistemde kullanıcı ad ve parolanızı girmeniz ardından o günkü hava durumu bilgisi karşınıza çıkıyor. Sonrasında yerel gazete ve dergiler veya ulusal dergi ve gazeteler arasından seçiminizi yapıyorsunuz. Seslendirmeleri bir sentezleyici yapıyor. Farklı sesler seçmek, konuşma hızını ayarlamak, çalan şeyi duraklatıp yeniden başlatmak, ileri geri almak, yeniden arama yaptığınızda dinlediğiniz şeye kaldığınız yerden devam etmek gibi seçenekler var. News Line 20 yıldır devam eden bir hizmetmiş ve 109 bin civarında kişi tarafından kullanılıyormuş. En çok tuşlu telefonlar kullanılarak erişim oluyormuş. Gazetelerin bir çoğuyla anlaşmaları varmış ve onlara haberler düzenli olarak akıyormuş. Bazılarının da bizde olduğu gibi web sayfalarındaki güncellemelerinden bilgi akışı sağlanıyormuş.

Açıkçası Hayal ortağım, Sestek ve Telefon kütüphanelerindeki teknoloji daha yeni. Ses tanıma özelliği de var bizde. Ama güncellemeler hak getire. Telekom ve Sestek uzun süredir güncellenemiyor ve bununla ilgili bir şey yapamıyoruz. Hayal ortağıma da yalnızca cep telefonlarından ve kısıtlı da olsa bilgisayarlardan ulaşılabiliyor ve haber güncellemelerinde ciddi sorunlar olduğunu duydum. Ayrıca News Line içinde neredeyse tüm gazeteler varken, bizdekiler de mış gibi yapmanın ötesine geçemiyoruz bile. Bence bu tür bir hizmetin bizde istenen düzeye çıkmamasının en temel nedeni, proje sahiplerinin bir dernek veya kamu kuruluşu değil, şirketler olması. GETEM Telekom’un yapacağı güncellemelere müdahale edemiyor. Sestek projesi tam bir gerçek proje haline gelemedi, Hayal Ortağım bir nebze daha iyi ilerlemekle birlikte, orada da her şey yolunda değil. Bu tür devamlılık gerektiren projelerin doğrudan alandaki STK veya kurumlarca yürütülmesi, onlar tarafından kontrol edilmesi, şirketlerin yalnızca sponsorluk yapması halinde sağlıklı işleyen bir telefon kütüphanesine kavuşma şansımız olacak. Aksi halde göz boyamanın ötesine geçebileceğimizi sanmıyorum.

Yaptığım tüm röportajları ses kaydına aldım. Döndüğümde peyderpey bunları da paylaşacağım.

Katıldığım son etkinlik Görme Engelli Mühendislerin alt grup toplantısıydı. Sıkı durun Microsoft’tan size birkaç haber. Mac üzerindeki ofise Voice Over desteği gelmiş. Yeni ofiste Şerit menüsüne bir arama özelliği de geliyormuş. Alt+Q yaptığımızda çıkan arama alanına istediğimiz şeyi yazıp o işlemi yapabilecekmişiz.

Son olarak Microsoft da Beacon teknolojisiyle navigasyon yapma üzerinde çalışmalar yapıyormuş.

Bitirmeden dikkatimi çeken bir noktadan da söz edeyim. Buradaki körlerin neredeyse hepsi iPhone kullanıyor ama burada Apple yok. Microsoft var, Google Var ama Apple yok. Toyota bile var, UPS var, yani farklı alanlardan farklı firmalar var, ama Apple yok. Son dönemlerdeki en erişilebilir çözümü sunan firma yok. Bunun nedenini oldukça merak ettim doğrusu. Acaba Microsoft burada diye mi gelmediler, aralarında bir anlaşmazlık mı var? Hakikaten şaşırtıcı bir şey bence. Bir şeyler duyarsam sizlere fısıldayacağım.

Evet yarın yepyeni bir gün başlıyor. Artık alt etkinlikler çoğunlukla sona erdi, genel toplantılar olacak 3 gün boyunca. Ve yarın sabah Guinness rekorlar kitabına girmek için büyük bir şemsiye oluşturacağız. Bakalım rekoru kırabilecek miyiz? Ne yazacağız, yarın anlatacağım.