- Basın Açıklamaları
- 21 Aralık 2018 Cuma
- Toplam Okunma: 66
Basına ve Kamuoyuna,
Gün geçmiyor ki görme engelli bir birey bankalar ya da noterler tarafından ayrımcılığa uğramasın. Görme engelli bireyler, kredi talep etmek, vekalet vermek, ev ya da araba satışı yapmak, para çekmek ve hatta maaş kartını teslim almak gibi en basit işlemlerden en karmaşık işlemlere kadar pek çok alanda hak kaybına uğruyor ve ayrımcılığa maruz bırakılıyor.
Görme engelli müşteriler için Borçlar Kanunu ve Bankacılık Denetleme Ve Düzenleme Kurumu’nun (BDDK) yaptığı çeşitli düzenlemelere rağmen, kurumlar, kanunları yok sayarak uyguladıkları kendi iç tüzüklerini işletme tasarrufunu her geçen gün görme engelli müşterilerine dayatmaya devam ediyorlar ve görmeyen müşterilerin kendilerini ikinci sınıf vatandaşmış gibi hissetmelerine sebep oluyorlar.
Bu dayatmalardan en yenilerini ve en tazelerini hemen sizinle paylaşmak istiyoruz. Olaya geçmeden önce, yasal düzenlemelere ve bankanın ihlal ettiği mevzuata bir bakalım.
Türk Hukuku uyarınca, mevzuat sıralamasında Anayasa’dan sonra kanunlar gelmektedir. Tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge veya herhangi bir düzenleme ile kanuna aykırı bir hüküm tesis edilmesi mümkün değildir. Bankalar ile bireysel müşterileri arasındaki ilişki, genel hatları ile Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. Bankaların, herhangi bir düzenleme ile Türk Borçlar Kanunu hükümlerine aykırı bir madde ya da uygulama getirmeleri mümkün değildir.
Türk Borçlar Kanunu madde 15-son fıkra: “Görme engellilerin talepleri halinde imzalarında şahit aranır. Aksi takdirde görme engellilerin imzalarını el yazısı ile atmaları yeterlidir.” Hükmüyle görme engellilerin imza atabilirliğine ilişkin usulleri düzenlemiştir. Adı geçen bankanın, görme engelli müşterilerinden, onların talebi olmaksızın iki şahit istemesi açıkça Kanuna aykırı olup, hiçbir düzenleme ile izahı kabul edilemez.
Yapılan bir başka hüküm ihlali de Anayasa’nın eşitlik ilkesidir. Anayasa’mız ile herkesin kanun önünde eşit olduğu açıkça hüküm altına alınmıştır. Söz konusu banka tarafından görme engelli müşterilere farklı muameleler uygulanmış, yasa hükümleri olması gerektiği gibi uygulanmamış ve eşitlik ilkesi ihlal edilmiştir.
Yapılan bir başka ihlal ise ayrımcılıktır. Ayrımcılık, başta Evrensel Hukuk Kuralları olmak üzere, ülkemiz mevzuatları ile de açıkça yasaklanmış olmasına rağmen, yapılan başvurular, söz konusu banka tarafından anlamsız gerekçelerle karşılanmamakta, müşteri görme engelli olduğu gerekçesiyle işlemi yapılmamakta, başvuru sahibi 18 yaşını doldurmuş reşit biri olmasına ve maaş hesabı için başvurmasına rağmen, hak gaspına maruz bırakılan kurum çalışanının Türkçe öğretmeni olarak görev yaptığı yok sayılarak, işlem gününden sonraki gün, tıpkı dalga geçer gibi okur yazar olmadığının düşünüldüğü ifade edilmektedir. Yapılan muamele ve ileri sürülen bahane, hem insan onurunu, hem kişilik haklarını ve hem de başta Evrensel Hukuk Kuralları olmak üzere, mevzuatımızla getirilen ayrımcılığın yasaklandığı düzenlemeleri ihlal etmektedir.
Hatay’da bir eğitim kurumunda Türkçe öğretmeni olarak görev yapan Sayın Onur Mansuroğlu’nun, kurumsal anlaşma çerçevesinde toplu olarak okula gönderilen maaş kartını almak için Yapı ve Kredi Bankası yetkilisine başvurduğunda, görme engelli olması nedeniyle kendisine kartı veremeyeceğini ve en yakın Yapı ve Kredi Bankası şubesine müracaat etmesi gerektiği cevabını aldığını öğrendik. Onur Mansuroğlu, ilgili personele Borçlar Kanunu düzenlemeleri hakkında bilgi vermeye çalıştığını ve imza atabileceğini paylaştığını, Ancak görevli personelin yalnızca şubeye giderek iki şahit eşliğinde kartını alabileceği hususunda ısrar ettiğini, banka yetkilileriyle görüşmek istediğini, bu talebinin de yerine getirilmediğini belirtiyor.
Onur Mansuroğlu’nun arkadaşları Şubeye gitmeden orada sorunu çözmek üzere şahit olabileceklerini belirtmelerine rağmen bu önerinin de reddedildiği, yetkili personelin sıkılmış bir şekilde üfleyerek Onur Mansuroğlu’na tepki gösterdiği, Mansuroğlu’nun personele Tepkisinin hiç hoş olmadığını ve kendisinin de çok sıkıldığını ve üfleyerek tepki gösterebileceğini söylemesi üzerine, söz konusu personelin Onur Mansuroğlu’na “İyi o zaman akşama kadar üfleyelim.” diyerek saygısızlık yapmaya devam ettiğini aktarıyor. Onur Mansuroğlu’nun bu olayı sosyal medya kanallarından paylaşması üzerine 19 Aralık 2018 sabahı önce Şube müdürü ve daha sonra da Genel Müdür tarafından aranarak personelin hata yaptığını, kendisinin okuma yazma bilmediğini sandıkları için böylesi bir olayın oluştuğunu belirttiğini öğreniyoruz.
Buna benzer başka bir ayrımcı muamele ile İzmir’de bir kamu kurumunda görev yapan derneğimiz üyelerinden Gülcan Altun ve aynı kurumun farklı bir dairesinde çalışan arkadaşı Fatih Kaya karşılaşıyor.
Adı geçen çalışanlar, çalıştıkları kurumun maaş ödemesi sözleşmesinin Yapı ve Kredi Bankası ile yapılması üzerine, diğer personele uygulanan prosedürler doğrultusunda banka hesap bilgilerinin ve oluşturulan maaş kartlarının teslimi sırasında, Yapı ve Kredi Bankası personelleri tarafınca yukarıda belirttiğimiz olaya benzer muamelelere maruz bırakılmışlardır.
Bu engellenmenin ana sebebi, müşterilerin kendi el yazıları ile sözleşme üzerinde belirtilen kutucuklara denk gelecek biçimde “sözleşmenin bir örneğini elden aldım” ibaresini yazmalarını ve imzalamalarını mecbur kılan prosedürün, görme engelli müşterilere de dayatılmasıdır. Prosedürü kendi el yazısıyla tamamlayamayan görme engelli müşteriler, okuma yazma bilmeyenler statüsünde değerlendirilmekte, kendi istekleri dışında şahit huzurunda imza atmaya veya işlemlerinin tamamlanması için şubelere gitmeye mecbur bırakılmaktadırlar.
Yukarıda aktarılan ayrımcı prosedürü imza atabilirliğini yeter kabul etmediği görme engellilere mecbur kılamadığını çeşitli itirazlar sonucu kısmen de olsa geri çeken Yapı ve Kredi bankası özelinde kimi bankaların uzun zamandır uyguladığı, görme engellinin altına imza atabileceği, içerisinde görme engellinin şahit huzurunda işlem yapmayı kabul etmediğine ve işlemlere konu imzalanacak sözleşme / evrak üzeri bilgilerinin kendisine okunduğunu ve bu bilgileri onayladığını belirten bir belge imzalatma prosedürü bulunmaktadır.
Bahse konu belgenin kurumlara müşterilerin evraklarını teslim etmek üzere ziyaretler yapan banka yetkililerine iletilerek, pekala olası bir görme engelli müşteri ile karşılaşılması ihtimalini göz önünde bulundurarak müşterilere imzalatmak üzere yönlendirilen belgelerle birlikte ulaştırmaları mümkünken, imza atacak görme engelli banka müşterisine bu evrakın şubede olduğu bilgisiyle birlikte evrakı kuruma getirme yetkisi bulunmadığı, imza atmak üzere şubeye davet edildiği yinelenmiştir.
Yukarıda adı geçenler dışında, bankanın anlaşma yaptığı kurumun farklı birimlerinde çalışan görme engelliler de benzer dayatmalarla karşı karşıya bırakılmış, bankanın müşteri şikayet hattına ulaşarak yaşadıkları ayrımcı uygulamaları dile getirmişlerdir.
Banka yetkilileri, kurum personelinin tümünün işlemlerini tamamladıktan haftalar sonra, ilgili belgeyi yanlarında getirerek, ayrımcılığa uğrayan görme engelli personeli çalıştıkları birimlerde ziyaret etmiş, işlemlerini tamamlamıştır.
Dilerseniz, derneğimiz üyesi ve Eşit, Erişilebilir, Engelsiz Hayat Dergimizin yazarı Gülcan Altun’un yaşadığı ayrımcılığı kaleme aldığı yazısından aktardığımız olaya ilişkin sürecin ayrıntılarını okuyabilirsiniz.
https://eeeh.engelsizerisim.com/yazi/70/saka_gibi_yapikredi
Yapı ve Kredi Bankası, açıklamamızın ilk bölümünde yer verdiğimiz ayrımcılık örneğinin mağduru Onur Mansuroğlu’nun maaş kartını ve banka sözleşmesini göndereceklerini teyit ederek sürecin Mansuroğlu lehine sonuçlanması noktasında da geri adım atmış olsa da, bu durum yaşanılan keyifsiz hadiseyi ve Onur Mansuroğlu’nun hissettiği ayrımcılık duygusunu azaltmıyor, yok etmiyor.
Birkaç dakika içerisinde yapılabilen basit bir işin söz konusu görmeyen bir birey olduğunda bu kadar uzamasını, Onur Mansuroğlu’nun, Gülcan Altun’un ve farklı ayrımcı uygulamalarla görme engelli vatandaşların arkadaşları yanında küçük düşürülerek itibar kaybına uğratılmasını, Yetkili personellerin ısrarlı saygısızlığını , seçkin bir kurum olarak bilinen Yapı Ve Kredi Bankası’nın adaletsiz tavrını, yeniliklere kapalı bakış açısını, insan hakları ve eşitliğe aykırı bu tutumunu, özelde Yapı ve Kredi Bankası ve genelde bankacılık işlemleri gerçekleştirdiğimiz tüm bankalar nezdinde Engelsiz Erişim Derneği olarak kınıyoruz.
Dünyanın en yenilikçi dijital bankası olmak gibi büyük bir iddia ile reklam yapmak önemli değildir. Engelsiz bankacılık doğrultusunda, farklı ihtiyaçlara hızla cevap verebilen, çözüm odaklı yaklaşabilen, tüm müşterilerine eşit, erişilebilir ve engelsiz bankacılık koşulları sağlayabilen bir banka, Türkiye adına gurur duyabilir.
Saygılarımızla.