- Basın Açıklamaları
- 03 Haziran 2020 Çarşamba
- Toplam Okunma: 7
01.06.2020 itibarıyla başlayan normalleşme süreciyle birlikte, kimi kitle örgütlerince gündeme getirilen görme engelli çalışanların idari izinlerinin devam
etmesi yönündeki açıklama ve talepleri üzerine, Engelsiz Erişim Derneği’nin hak temelli ve üretime eşit katılıma ilişkin duruşunun bir gereği olarak, konuya
yönelik görüşümüzün paylaşılması gereği doğmuştur.
Açıklamalarda öne sürülen, görmeyenlerin elleriyle daha çok noktaya temas etmeleri nedeniyle hastalığa yakalanma ve virüsü yayma olasılığının çok yüksek
olduğu fikri gerçeği yansıtmamakta ve bu yönde ortaya konan hiçbir bilimsel araştırma verisine dayanmamaktadır. Aynı şekilde körlerin fiziksel mesafe kurallarına
sadece yeti farklılıklarından dolayı uyamadığı da yerinde bir tespit değildir. Fiziksel mesafenin aşılmasının asıl sebebi, genellikle erişilebilir ortamların
oluşturulamaması ve toplumdaki kimi bilinçsiz kişilerin izinsizce görmeyen kişiye dokunmalarıdır. Geçerliliği bulunmayan bu düşünceler körlerin hijyen
kurallarına uyamayacağı iddiasıyla sonuçlandırıldığında, körler açısından daha tehlikeli bir sürece hizmet etmektedir.
Olağandışı süreçlerden geçtiğimiz bu günlerde, yukarıda yer verilen genellemelerin görme engelliler üzerinde çok ciddi ön yargılara ve ayrımcılıklara yol
açacağı endişesini taşıyoruz. İçerisinde bulunduğumuz dönemde görmeyenlerin uygulayacağı tedbirler, eldiven, dezenfektan gibi herkesin uygulaması gereken
tedbirlerden farklı değildir. Geçmişten bugüne maruz bırakıldığımız pek çok ayrımcılığın temelinde bu türden gerçeği yansıtmayan, sözde “engelliyi koruma”
eğilimleri bulunmaktadır. Salt kör olmak idari izinli olmayı gerektirmediği gibi, bu yönde ileri sürülen talep ve gerekçeler görme engellileri toplum ve
çalışma yaşamından dışlayıcı niteliktedir.
Bu dönemde, normalleşmenin zamanlamasının uygunluğu, iş yerlerinin gerekli koşullara sahip olup olmadığı, tüm çalışanlar için sağlık açısından güvenli
bir ortamın oluşturulup oluşturulamadığı ayrı bir tartışma konusudur. Böyle bir ortamda yetkililerden beklentimiz, ayrım yapılmaksızın tüm yurttaşların
ve çalışanların sağlığının her şeyden önde tutulmasıdır. Diğer çalışanlardan farklı ve tüm engellilere genelleme yapılmasını gerektirecek bir durum olmamakla
birlikte, gerek iş yerinin yapısı ve özelliğinden dolayı gerekse ulaşım koşulları nedeniyle ekstra tedbir ve düzenlemelere ihtiyaç duyan görme engelliler
için gereken her türlü düzenleme ve uyumlaştırma sağlanmalıdır. Çalışanın kendisinin ve çevresinin sağlığını güvence altında tutacak çalışma koşullarının
oluşturulması, birinci derecede idari amirlerin sorumluluğudur.
Bu süreçte görme engellilerin daha az destek alarak hareket etmelerini sağlayacak erişilebilirlik iyileştirmelerini gündeme getirmek yerine onları kamusal
alanın dışına taşıyacak idari izin gibi tedbirler önerilmesinin, bizim için uzun vadede daha çok zarar verebilecek nitelikte olduğu değerlendirilmektedir.
Bu tür durumlarda haklı olan talep, görmeyenlerin çalışma yaşamından uzaklaştırılmaları değil, idari amirin engelli personelle iş birliği içinde, varsa
alınması gereken tedbirleri belirlemesi ve uygulamasıdır. Bunun için karar alıcılardan bakanlıklar aracılığıyla tüm kurumlara erişilebilirliğe ilişkin
görev ve sorumluluklarını da hatırlatan bir üst yazı gönderilmesi talep edilmelidir.
Tüm yöneticilerden, engelli personelle birebir görüşerek iş yerinde ve ulaşımda ekstra bir riskle karşı karşıya olup olmadığının değerlendirilmesi, ihtiyaç
duyulan hallerde gerek kurumun imkanlarıyla gerekse diğer kamu kurumlarının iş birliğiyle gereken önlemlerin alınması istenmelidir. Görme engelli çalışanın
işe geliş gidişlerinde servis imkanlarından yararlandırılması, varsa iş yerindeki dezenfektan, eldiven, maske gibi koruyucu araçlardan erişilebilir biçimde
yararlanmasının sağlanması gibi erişilebilirlik çözümlerine öncelik verilmelidir.
Nasıl ki bozuk kaldırımlar karşısında sokağa çıkışımızın kısıtlanmasını talep etmiyorsak, erişilebilirlik düzenlemeleri yerine iş yaşamına eşit katılımımızın
kısıtlanmasını da talep etmemiz söz konusu değildir. Elbette körlüğün veya sakatlığın yanı sıra kronik bir hastalığı bulunanlar veya düzenli ilaç kullanması
gereken kişiler olabilir. Bu gibi durumlar için gereken tedbirlerin alındığı belirtilmektedir. Fakat iş hiçbir sağlık sorunu olmadığı halde salt körlüğe
dayalı bir idari izin talebi olunca, söz konusu çatı örgütlerle aynı noktada durmadığımızın bilinmesini istiyoruz. Bu bağlamda, zaten üyesi olmadığımız
ve çatı örgüt olarak kabul etmediğimiz yapılar tarafından ortaya konan, erişilebilirlik düzenlemeleri yerine idari izin seçeneğini önceleyen açıklama ve
talepleri paylaşmıyoruz.
Bilinmelidir ki, günümüzde engellilik hali hastalık-sağlık ekseninde tanımlanmamaktadır. Tek başına engellilik durumu bir hastalık veya sağlıksızlık durumu
değil, sosyal boyutları da olan bir karakteristiktir. Bu anlamda diğer çalışanlarla aramızda bir fark yoktur.
Engelsiz Erişim Derneği olarak, her alanda olduğu gibi çalışma yaşamında da eşit imkân ve koşulların sağlanması için erişilebilirlik düzenlemelerinin haklı
savunuculuğunu yapmaya devam edeceğiz.
Saygılarımızla.