- Hasan Kaya (Yeni Şafak)
- Yorum ve Yazılar
- 10 Ocak 2013 Perşembe
- Toplam Okunma: 7
Yükseköğretim Kurumu Yeni Yasa Tasarısı çerçevesinde 10 Aralık 2012 tarihinde bu sayfada yayımlanan yazımda (Yükseköğretimde engellilere yer var mı?), 2005 yılında çıkarılan, '5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 15. Maddesi kapsamında kurulması öngörülen 'Yükseköğretim Kurumları Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Yönetmeliği'nin işleyişi bakımından sıkıntılara değinmiştim. Birimin 'mediko-sosyal sağlık, kültür ve spor işleri daire başkanlığına' bağlı olarak kurulmasının engelli bireye hasta/sağlıklı, sağlam/sakat bakışın bir yansıması olarak görülmesi gerektiğine değinmiş ve birimin direk olarak 'Rektör/Rektör Yardımcısı'na bağlı olarak kurulması gerektiğini ve birimin başında engellilik konusunda bilgili ve saha deneyimi olan hatta kurum içerisinde varsa bu konuda gerekli donanıma sahip engelli birey tarafından idare edilmesi gerektiğine vurgu yapmıştım.
YÖNETMELİK DEĞİŞTİ
Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı tarafından değiştirilerek 3 Ocak 2013 tarih ve 28517 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 'Yükseköğretim Kurumları Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Yönetmeliği'nin 11. maddesinin birinci fıkrası şu şekilde değiştirilmiştir. '(1) Yükseköğretim kurumları tarafından eğitim öğretim işlerinden sorumlu bir rektör yardımcısı başkanlığında ve sorumluluğunda, engelliler alanında uzmanlaşmış veya özel eğitim alanına yakın alanda uzmanlaşmış koordinatör öğretim elemanları veya yardımcıları ile ilgili daire başkanlıkları, fakülte, yüksekokullar ve enstitülerin görevlendireceği yönetici veya akademik kişilerden seçilmiş temsilcilerden oluşan, özürlü öğrencilerin idari, fiziksel, barınma ihtiyaçları ile sosyal ve akademik alanlarla ilgili ihtiyaçlarını tespit etmek ve bu ihtiyaçların karşılanması için yapılması gerekenleri belirleyip, yapılacak çalışmaları planlamak, uygulamak, geliştirmek ve yapılan çalışmaların sonuçlarını değerlendirmek üzere, doğrudan rektörlüğe bağlı özürlü öğrenci birimleri oluşturulur.
Yükseköğretim kurumları bu birimlerin amaçlarını gerçekleştirebilmeleri için gerekli olan kaynağı bütçelerinden tahsis ederler. Birimlerin çalışma usul ve esasları yükseköğretim kurumlarınca belirlenir.' olarak değişmiştir.
Burada bir önemli konuya daha dikkat çekmek gerekmektedir. Yeni yasa sürecinde bir insan hakkı diline ihtiyaç bulunmaktadır. Yasa ve yönetmeliklerde 'özürlü' yerine 'engelli' kelimesini kullanmak bunun için bir başlangıç olacaktır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin bu konuda önemli bir adım atarak Yasa, Yönetmelik ve Kurum isimlerinden 'özürlü' kavramının ve isminin 'engelli' değişeceğini bildirmiştir.
Yönetmeliğin değişmesinin yanısıra diğer önemli bir yanı ise, yetkililerin kamuoyunun sesine kulak vermeleri bir diğer takdir edilmesi gereken durumdur. Ayrıca bir teşekkür de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Aylin Çiftçi'ye etmek gerekiyor. Kendisi mesaj atarak katkılarımızdan dolayı teşekkür etti.
Bu davranış 'bürokrasi' ile 'halk' arasındaki iletişim bakımından bir paradigma değişiminin olduğunun da göstergesidir.
PARADİGMA DEĞİŞİMİ
2013 yılının ilk günlerinde engellilerin eğitim hakkı bakımından böyle önemli bir değişiklik yapılması önemlidir. Başta YÖK Yönetim Kurulu Başkanı olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederiz.
Yeni Yükseköğretim Yasa Tasarı kapsamında 45. Madde 'Sosyal Hizmetler' başlığı altında 3. Fıkrada, 'Yükseköğretim kurumları, engelli öğrencilerin eğitim-öğretim ve sosyal yaşam ortamlarını yükseköğretime erişimi kolaylaştıracak biçimde iyileştirmek, farklı engelli gruplar için ders malzemelerini erişilir kılmak için gerekli tedbirleri alırlar'. denilmektedir. Bu söylem tek başına engelli bireylerin Yükseköğretim sistemi içerisinde yaşayacakları, karşılaşacakları sorunların çözümü noktasında yeterli değildir. Engelli bireylerin yükseköğretim sistemi içerisine girene kadar ve girdikten sonra yaşadıkları bir çok sorun vardır.
Özellikle engelli bireylerin yükseköğretimde yaşayacağı sıkıntıların çözümü noktasında daha güçlü ve daha aktif işleve sahip bir merkeze gereksinimleri bulunmaktadır. Yeni YÖK Yasa Tasarısı yapımı iradesini gösteren siyasi ve akademik irade engellilerin karşılaşacakları sorunların çözümü için tasarısı kapsamında bir 'Yükseköğretim Kurumları Engelliler Danışma ve Koordinasyon Merkezi' kurmalıdır. Ve bu merkezin işleyişi, yetkisi, alanları, sorumluluğu yönetmelik ile değil Yasa ile güvence altına alınmalıdır. Hayatın her alanında büyük zorluklar yaşayan engelli bireylerin sorunlarının çözümü Yasa tasarısı çerçevesinde güvenceye kavuşturulduktan sonra çıkarılacak yönetmeliklerle daha güçlü hale gelebilir.
AÇIK ÖĞRETİMDEKİLERİN DURUMU DA DÜZELMELİ
Mevcut '5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun' kapsamında oluşturulması öngörülen 'Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Merkezi' ve bu çercevede oluşturulan yönetmelik, yükseköğretim de eğitim gören engelli bireyleri kapsamına almamakta ve örgün eğitimin dışında kalan engelli öğrencileri sistemin dışında bırakarak ayrımcı bir uygulamaya dönüşmektedir.
Yükseköğretimde engelli öğrenci sayılarına bakıldığında yaklaşık olarak yüzde 50'si Açık Öğretim sistemi ile eğitim veren kurumlara devam etmektedirler. Üniversitelerde kurulan 'Engelli Öğrenci Birimleri' ne o üniversitelerin öğrencileri başvurabilmekte ve destek almaktadırlar. Ama 'Açık Öğretim' sistemi içerisindeki engelli öğrencilerin yaşadıkları sıkıntı için nereye başvuracağı, teknik ve psikolojik desteğe nasıl erişeceği noktasında belirsizlik ve bilgisizlik bulunmaktadır.
Yeni Yükseköğretim Yasa Tasarısı çalışması yapılırken , engelli bireylerin eğitim hakkını önceleyen ve koruyan bir bakış açısı yasaya yansıtılmalı, Örgün, Açık ve Uzaktan Eğitim hizmeti alan engelli bireylerin, engelliler ile ilgili öngörülen haklardan nasıl ve nerede yararlanabilecekleri netleştirilmelidir.
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'na; engellilerin eğitim hakkını önceleyen, engellinin insan onurunu güçlendiren, fırsat eşitliğini savunan yeni yükseköğretim yasasının hazırlanma sürecinde büyük görev ve tarihi bir sorumluluk düşmektedir.