Basına ve kamuoyuna,

 

Bilindiği gibi, 20.07.2013 tarihli Erişilebilirliğin İzlenmesine ve Denetlenmesine Dair Yönetmelik, yaklaşık 6 (Altı) yıl önce yürürlüğe girmiştir. Bu Yönetmelikle amaçlanan, başta kamuya açık alanlar olmak üzere, toplu taşıma araçlarının, tüm kamu binalarının ve kamu hizmeti vermek amacıyla inşa edilen tüm özel binaların erişilebilirliğinin sağlanmasıdır.

Geçtiğimiz günlerde, Derneğimizin de üyesi olan görme engelli bir arkadaşımız, çalıştığı hastanenin önünde bulunan yaya geçidine sesli uyarı sistemi yerleştirilmesi amacıyla İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’ne müracaat etmiş, belediyenin ilgili birimlerinden iletilen cevap ile talebi orada bir yaya geçidi bulunduğu gerekçesi ile reddedilmiştir. Ancak takdir edilecektir ki, yaya geçitlerinde sesli uyarı sistemi, görme engelli bireyler için elzem bir uygulamadır. Sesli uyarıya sahip olmayan bir yaya geçidi, görme engelli bir bireyin, sesli uyarı sistemi  bulunan yaya geçidi talebinin ret gerekçesi olamaz. Yukarıda sözünü ettiğimiz yasal düzenleme çerçevesinde, sesli uyarı sistemi içeren yaya geçidi talebinin reddine dair yapılan işlemin, erişilebilirlikle amaçlananın tam aksi yönde bir hareket olduğu açıktır.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nce, 2019/1 sayılı 2019 Yılı Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Planı Hakkında Genelge yayınlanmış olup, 2013 yılında yürürlüğe giren yönetmelikle öngörülen erişilebilirlik koşullarının sağlanması için yıl 2019 olmasına rağmen, halen 2 (İKİ) yıl daha ek süre verilebileceğinin mümkün olduğu söylenmiştir.

Ankara Sincan Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı İsa YALÇIN, yukarıda sözünü ettiğimiz Genelge ile tanınan ve bizce haksızlık ve erişilebilirlik iyileştirmelerine balta vuran 2 (İKİ) yıllık süreyi, oda üyelerine “Müjde” olarak bildirmekte hiçbir beis görmemiştir. Üstelik ne üzücüdür ki, önce Yönetmeliği, sonrasında da her ne kadar ek süre verse de denetleyeceğine dair ifadeler içeren Genelgeyi yayınlayan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ilgili şahsı kınayıcı yönde bir açıklama dahi yapmamıştır.

Tüm bu çerçevenin göstermekte olduğu resme bakıldığında, salt yasal düzenlemelerin bulunması, o düzenlemelerin başka yasal düzenlemelerle ile üstelik hukuka aykırı olarak esnetilmesi nedeniyle hiçbir anlam ifade etmemektedir. Yapılan haksız uygulamalar, gereksiz uzatılan süreler nedeni ile hâlâ tekerlekli sandalyedeki engelliler toplu taşıma araçlarını kullanamamakta, kaldırımlarda, yollarda rahatça dolaşamamakta, birçok kamu binasına girememekte, görme engelliler tüm yaya geçitlerini güven içinde kullanamamaktadırlar.

Ancak unutulmamalıdır ki, yollar, sokaklar, tiyatrolar, sinemalar, toplu taşıma araçları, köprüler, yaya geçitleri, kısacası şehirler, ülke ve bu dünya hepimizin ve gerçek anlamda erişilebilirlik sağlandığı, erişilebilirlik bir lütuf değil hak olarak görüldüğü zaman yaşanabilir bir dünya olacaktır.

Engelsiz Erişim Derneği olarak, yerel yönetimlerin, kamu kuruluşlarının ve esnaf kuruluşlarının, erişilebilirlikten uzak, hakkı lütuf olarak gören ve engelliyi yok sayan tüm tavırlarını şiddetle kınıyor ve erişilebilirlik mücadelemize sonuna kadar devam edeceğimizin bilinmesini istiyoruz.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.