Kuzey batısında Pakistan, kuzeyinde Tibet ve Nepal, kuzey doğusunda Butan, doğusunda Bengaldeş ve Burma, güneyinde Sri Lanka ve Maldivs bulunan Hindistan 2001 sayımlarına göre, 1 milyar 27 milyon 15 bin 245 nüfusa sahiptir. Günümüzde ise nüfusun 1 milyar 130 milyon civarına yükseldiği tahmin edilmektedir.

Hindistan’da görme özürlü nüfusla ilgili 4 milyonla 14 milyon arasında değişik tahminler yapılmaktadır. 1952 yılında kurulmuş olan Hindistan ulusal Körler Derneği en büyük derneklerden biridir. Başta eğitim olmak üzere görme özürlülere çeşitli alanlarda önemli hizmetler sunmaktadır. İşletmekte olduğu çok sayıda eğitim ve rehabilitasyon merkezleri vardır. 1995 yılında çıkarılan Özürlüler Yasasında özürlülerin eşit eğitim hakkı yasal güvence altına alınmıştır. İlk körler okulu 1887 yılında Annie Sharp adlı Hıristiyan bir misyoner tarafından Amritsar\'da açılmış, devlet ve gönüllü kuruluşların çabaları sonucu bugün okul çağındaki görme özürlü çocukların %7\'sinin eğitim olanaklarından faydalanması sağlanabilmiştir. Oysa okul çağındaki gören çocuklar için bu oran, %84\'dür. Şehir merkezlerinde 180 civarında körler okulu bulunmaktadır. Kırsal bölgelerde ise okul sayısının yetersiz olması nedeniyle görme özürlülerin büyük çoğunluğu eğitim olanaklarından mahrumdur.

Hindistan\'da görme özürlülerle ilgili eğitim konusu iki dönemde incelenebilir. Birincisi, bağımsızlık öncesi dönem(1887-1947). İkincisi, bağımsızlık sonrası dönem (1948\'den bugüne).

Bağımsızlık öncesi dönemde görme özürlülerin eğitimi konusunda Avrupalı Hıristiyan misyonerlerin çalışmaları büyük rol oynamış ve bu çalışmalar sonucu 32 körler okulu açılmıştır. Bu dönemde bütün görme özürlülerin ortak olarak kullandığı standart bir Braille yazı sistemi bulunmadığı için herhangi bir körler okulunda okuyan görme özürlü bir öğrenci, bir başka körler okulunda okuyan öğrencinin yazdığı yazıyı veya okuduğu kitabı  okuyamıyordu. Çünkü her okul kendi başına farklı bir yazı sistemini kullanmaktaydı. Bu sorunun çözümlenebilmesi amacıyla 1923 yılında Bombay\'da bir konferans toplanarak konuyla ilgili öneri ve projeler ele alınmış ve standart bir yazı sistemi oluşturulması için çalışmalara başlanmıştır. Daha sonra 1941 yılında da  aynı konu üzerinde çalışmak amacıyla devlet tarafından özel bir komite oluşturulmuştur.

Bağımsızlık sonrası dönemde Hindistan’da görme özürlülerin eğitimi ile ilgili konularda önemli gelişmeler sağlanarak devlet ve gönüllü kuruluşlar arasında daha aktif ve sürekli bir işbirliği gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar sayesinde 1960\'ların ortalarına gelindiğinde görme özürlülere eğitim veren özel okul sayısının 115’e  kadar çıktığı görülmüştür.

Bu dönemde Hindistan\'da görme özürlülerle ilgili eğitim çalışmalarını olumlu yönde etkileyen üç önemli faktör bulunmaktadır:

1.         Birleşmiş Milletler tarafından 1981\'de ilan edilen uluslararası sakatlar yılı.

2.         Hükümetin uyguladığı yeni eğitim politikası.

3.         Körlerle ilgili başlatılan hizmetlerin yüzüncü yılının kutlanması.

1986 yılında hükümetin uygulamaya koyduğu 6-14 yaşları arasındaki görme özürlülere yönelik yeni eğitim programının sonuçlarının ilk olarak 1990 yılının sonunda ve daha sonra 1995 yılının sonunda değerlendirilmeye alınarak izlenmesi ve geliştirilmesi kararlaştırılmıştır. 

Hindistan\'da özel eğitim alanında çalışmak üzere 1200 öğretmenin yetiştirilmesi gerçekleştirilerek bütün özür gruplarının eğitiminde önemli başarılar elde edilmiştir. Ülkede görme özürlülerle ilgili özel okulların dağılımı şöyledir: 3-5 yaşları arasındaki çocuklar için 6 adet, 6-14 yaşları arasındaki çocuklar için 180 adet, az gören çocuklar için 2 adet körler okulu, işitme özürlü ve diğer çift özürlü körler için de birer adet okul bulunmaktadır. Son on yıl içerisinde okul öncesi görme özürlü çocukların eğitiminde  önemli başarılar elde edilmiş, konuyla ilgili olarak kaynaştırılmış eğitim sisteminden de yararlanılmıştır.

Hindistan\'da ilköğretim için personel ve diğer ihtiyaçları karşılamak üzere 5 merkez, ortaöğretim için 7 merkez, bağımsız hareket ve oriyantasyon eğitimi için 2 merkez bulunmakta,  ayrıca 6 adet matbaa ve 6 adet konuşan kitaplık merkezi yer almaktadır. Kamuoyunu aydınlatmak amacıyla yayınlanan materyaller, görme özürlülerle ilgili yetiştirilmiş personel sayısı, üretilmiş Braille kitap ve diğer araç-gereçlerin düzeyi, yapılan araştırma değerlendirme ve program geliştirme çalışmaları göz önüne alındığında şu anda Hindistan’da Özel eğitim alanındaki çalışmaların ve gelişmelerin ümit verici bir düzeyde  olduğunu söyleyebiliriz.  

1960\'larda ve 70\'lerde Amerika Birleşik Devletlerinde bulunan Perkins Körler Okulu Hindistan\'lı öğretmenlerin yetiştirilmesinde büyük rol oynamış ve bu işbirliği sonucunda özel eğitim alanında çalışmak üzere 100\'den fazla öğretmen yetiştirilmiştir.

Dehradun\'da bulunan Ulusal Körler Enstitüsü görme özürlülerle ilgili olan üç önemli sorumluluğu üstlenmiştir: 1. Personel yetiştirme, 2. Araştırma ve değerlendirme hizmetleri, 3. Özel araç ve gereçlerin sağlanması.

1950\'de kurulan bu enstitü, görme özürlülerin eğitimi alanında çok büyük hizmetlerin gerçekleştirilmesini sağlamış ve görme özürlülerle ilgili diğer kurum ve kuruluşlara örnek teşkil etmiştir. Enstitü, özel eğitim konusunda öğretmen yetiştirme programlarına 1962\'de başlamış olup bu programlar dört ayrı merkezde uygulanmaya konmuştur. Şu anda bölgesel olarak Delhi, Dehraduh, Madras, Hyderrebat, Calcutta, Bhuwneswar\'da öğretmen yetiştirme merkezleri bulunmaktadır. Enstitünün diğer önemli bir görevi de Braille Kısaltma sisteminin geliştirilmesi olmuştur. Gerekli özel araç ve gereçlerin temininde ortaya çıkan çeşitli sorunlar nedeniyle Hindistan\'da görme özürlülere fen ve matematik eğitiminin verilmesi hususunda bazı yetersizlikler ve gecikmeler meydana gelmiştir. Görme özürlülerin eğitiminde kullanılan çeşitli araç ve gereçlerin temin edilmesinde Unicef’in önemli yardımları olmuş, Ulusal Körler Enstitüsü de görme özürlüler için gerekli araçların ülke içinde üretimini sağlamıştır.

Okul çağında bulunan görme özürlü çocuk sayısının  fazla olması nedeniyle Hindistan\'da kaynaştırılmış eğitim uygulamasına da ağırlık verilmiş ve bu uygulamaya 1956\'da başlanmıştır. Fakat bu konuda çeşitli problemler ortaya çıktığından istenen başarının elde edilmesi henüz gerçekleşememiştir. Örneğin genel okullarda okuyan görme özürlüler için gerekli materyallerin yetersizliği, az gören öğrenciler için iri puntolarla yazılmış özel ders kitaplarının azlığı bu problemler arasında sayılabilir.